Aydınlar Ocağından Gerekli Yerlere Açık Dilekçe! Aydınlar Ocağından Gerekli Yerlere Açık Dilekçe!
 Meclis'te konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İdlib'deki son gelişmeleri değerlendirdi, Rusya liderine tepki gösterdi: "Putin'in ikili oynaması, önde Sayın Erdoğan'a sarılırken arkada Esad'ı kucaklaması tam bir çelişkidir. Türkiye ile Rusya stratejik ortak değildir, müttefik değildir."

Bahçeli, Avusturya Büyükelçiliği'ne atanan ve ülkücülerin çok sert tepki gösterdiği Ozan Ceyhun kararına ise sahip çıktı: "Say desem beş şehidimizin ismini ve bunların katillerini tereddütsüz sayamayacak olanların fitne ateşini tutuşturmaları namertlik ve sahtekarlıktır. Üzülerek ifade etmeliyim ki, bu tuzağa bazı milletvekillerimizin ve parti yöneticilerimizin düşmesi de hazin ve ibretlik bir vakıadır. Biz şehidi de biliriz, katili de biliriz. Söyleyeceğimiz sözü de biliriz, atacağımız taşı da biz seçeriz."

1 Mart 1977'de Adana Erkek Öğrenci Yurdu'nu bombayarak ülkücü Mustafa Erol'un şehit olmasından sorumlu tutulan, Almanya'da Yeşiller Partisi milletvekili olduğu dönemde 1915 olaylarını 'soykırım' kabul eden 'Ermeni tasarısı'nı hazırlayan Ozan Ceyhun'un, Avusturya büyükelçisi olmasına başta ülkücüler ile milliyetçiler olmak üzere birçok kesimden tepki gelmişti.

Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları şöyle: 

"Türkiye, deprem felaketiyle bir kez daha yüzleşti. İran'ın Türkiye sınırına yakın yerinde gerçekleşen sarsıntı, maalesef can ve mal kayıplarına yol açmıştır...  4'ü çocuk 9 kardeşimiz hayatını kaybetmiştir. Ülkemiz deprem tehdidiyle karşı karşıyadır, etkili tedbirler alınmalıdır. Depremle yaşamayı öğrenmeliyiz ancak atıl ve hareketsiz kalmayı aklımızdan dahi geçirmemeliyiz. 

"YERİ GELDİĞİNDE MASKELERİ İNDİRİRİZ"

Almanya'nın Hanau şehrinde bir katil ortalığı kana bulamıştır. Bu cani 5'i Tür vatandaşı olmak üzere 10 kişiyi katletmiştir. Batı Avrupa'da yaygınlaşan ırkçı saldırılar ortadadır. İnsan hakları, demokrasi ve hoşgörü konularında lafa gelince mangalda kül bırakmayan Avrupa'daki bu durum çarpıcıdır. 

Hiç kimse bize medeniyet dersi vermeye kalkışmamalıdır. Biz herkesin de ederini bilir ve yeri geldiğinde maskeleri indiririz. Kendi ülkelerinde milliyetçiliği yükseltip başka ülkelerdekilere söz söyleyenlerin niyetleri bellidir. Sömürgeciliğin hedefindeki ülkelerin  milli hassasiyetinin ortadan kaldırılmaya çalışıldığı bilinmektedir... 

Türk milliyetçiliği ile ırkçılığı aynılaştırmaya hizmet edenlerin niyetleri ortadadır. Türk milliyetçiliğini kim karalıyorsa hainlerle işbirliğine giren köksüzlerdir. Varlık ve birlik mücadelesi veren Avrupa Türklüğünün her daim yanlarında olduğumuzu söylüyorum... Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinin Türk ve İslam düşmanlığının ürediği bataklığı kurutup suçlularla mücadele etmelerini diliyorum. 

"HOCALI TÜRKLÜĞÜN VİCDANINDA BİR SIZIDIR"

Tam 28 yıldır Dağlık Karabağ'ın Hocalı kasabası Türklüğün vicdanında bir sızıdır. Hocalı'da gerçekleşen katliam geçtiğimiz yüzyılın en vahşi olaylarındandır... Resmi verilere göre 613 soydaşımız Hocalı'da şehit edilmiştir. Ermeniler haksız şekilde toprak ele geçirmişler, 1 milyon Azerbaycanlı göç etmek zorunda kalmıştır. Dağlık Karabağ'ın istilası dünyanın göz önünde yaşanmıştır. Ermenistan, Türk yurdundan hala çekilmemiştir, Dağlık Karabağ inlemektedir. Uluslararası toplum yaşananlara tepki göstermemiştir. BM'nin çağrısına Ermeni zulmü karşılık vermemiştir.. Hocalı'da soykırım yapılmıştır, bunun namlularına cezai yaptırım uygulanmamış, uluslararası toplum yaşananlara soykırım dememiştir. Hocalı, Dağlık Karabağ, Azerbaycan Türktür. 

"RUSYA İLE MÜTTEFİK DEĞİLİZ"

İdlib deyim yerindeyse fokur fokur kaynayan kanlı kazana dönüşmüştür. Rusya destekli rejim güçlerinin saldırıları devam etmektedir. Şehitlerimiz vatan topraklarına emanet edilmiştir. Hüznümüz tarif edilemez...Elbette şehitler ölmez, kanlarının yerde kalmayacağını biliyor, bunu sabırsızlıkla bekliyoruz.. Kahramanlarımız haklarını ödememiz mümkün değildir. Hepsiyle övünüyor, alınlarından öpüyorum.

"PUTİN'İN İKİLİ OYNAMASI TAM BİR ÇELİŞKİ"

İdlib'le ilgili altı çizilmesi gereken muamma, rejim güçlerini bu ayın sonuna kadar gözlem noktalarının gerisine çekilip çekilmeyeceğidir... Bütün ihtimalleri hesaba katmak, sahada ve masada yer tutmak hayati ve zaruridir... İdlib pek çok şeye gebedir. Türk askeri tek taraflı işgal amaçlı değil, Astana ve Soçi ruhuna uygun şekilde orada bulunmaktadır... Türkiye'nin geri adımı düşünülemeyek, zalim Esad döktüğü kanların hesabını damla damla ödeyecektir. Putin'in ikili oynaması, önde Sayın Erdoğan'a sarılırken arkada Esad'ı kucaklaması tam bir çelişkidir.

Türkiye ile Rusya stratejik ortak değildir, müttefik değildir. İki ülke arasında siyasi, ticari ve ekonomik ilişki ağları güçlenmiştir. İdlib'deki gerilim, domates yüklü TIR'larımızın Rusya sınırında beklemesine neden oluyorsa, samimiyetsizlik zirve yapmış demektir. Biz kuzu olup baş eğmeyiz, bozkurt olur zalimleri tepeleriz.

OZAN CEYHUN ATAMASINA SAHİP ÇIKTI

21 Şubat 2020 tarihli Resmi Gazete’den anlaşılmıştır ki, Sayın Cumhurbaşkanı’nın onayıyla Avusturya Cumhuriyeti nezdinde Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi tayin edilmiştir. Bu meselenin mutat ve bildik bir yanıdır. Mezkur atamanın kamuoyuna yansımasıyla büyük bir eleştiri sağanağı başlamış, MHP’yi itibarsızlaştırmak, Cumhur İttifakı’nı baltalamak için ahlaksız bir süreç devreye alınmıştır. Avusturya Cumhuriyeti’ne görevlendirilen büyükelçinin bir ülkücü katili olduğu iddiası yaygın bir şekilde gündeme taşınmıştır. 1 Mart 1977’nin sabah ezanı vakti, 14-15 kişiden oluştuğu tahmin edilen hainler önce uzun namlulu silahlarla İstanbul Adana Öğrenci Yurdu’nu taramışlar, arkasından da taarruz tipi el bombası atmışlardır. Ülküdaşımız Mustafa Erol bu şerefsiz saldırıda şehit olmuştur. Karlı bir İstanbul günü, aziz naaşı Türk bayrağıyla sarılmış, Muratpaşa Camiinde kılınan cenaze namazından sonra Merkezefendi Mezarlığı’na Fatihalarla ve gözyaşları eşliğinde defnedilmiştir. Hepimizin hafızasına mıh gibi işleyen, gören herkesi duygulandıran karlı bir günde omuzlarda taşınan şehit naaşının resmedildiği fotoğraf hiçbir zaman gözümüzün önünden gitmemiştir.

"5 ŞEHİDİMİZİ SAYAMACAK ONLARIN..."

Sadece şehidimiz Mustafa Erol değil, Kızılcahamam Ülkücü Şehitliğinde isimleri tek tek yazılı binlerce şehidimiz asla unutulmamış, emanetlerine ve kutlu hatıralarına leke sürülmemiştir. Ancak merhum şehidimiz Mustafa Erol’ün katilinin kim ya da kimler olduğu belgeli, berrak ve resmi olarak tam bilinmeden, hatta mahkeme tutanakları iddiaları doğrulamazken, sosyal medyada provokasyon yapan, pusu kuran, ajitasyona yeltenen, bize dava öğretmeye, şehitlerimizi hatırlatmaya, MHP’yi yargılamaya çalışan art niyetli kişilerin varlığı da teker teker açığa çıkmıştır. Soros konuşulurken MHP tartışılamaya başlanmış, terörle mücadele heyecanla sürerken MHP köşeye sıkıştırılmak istenmiştir. Say desem beş şehidimizin ismini ve bunların katillerini tereddütsüz sayamayacak olanların fitne ateşini tutuşturmaları namertlik ve sahtekârlıktır. Şehidimizin şühedamızın hakkını hukukunu korumak bizim için namus meselesidir. Bu konuda hiç kimseden öğrenecek bir şeyimiz yoktur.

"BİZ ŞEHİDİ DE BİLİRİZ, KATİLİ DE BİLİRİZ"

Herkes işine bakmalıdır. Fakat bunun üzerinden istismara yeltenip Milliyetçi Hareket Partisi’ni töhmet altında bırakmaya, suçlamaya, karalamaya, sanki katil bulunmuş da buna göz yumuyormuşuz gibi bir algı oluşturmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Buna alet olan arkadaşlarımız da karanlık kampanyayı servis etmişlerdir. Bizim Viyana Büyükelçiliğine atanan şahısla ilgili ortak hiçbir noktamız yoktur. Geldiği yer bellidir, hüviyeti bellidir, mazisi bellidir. Sorumluluk elbette hükümetindir. Bu atamayı maske yaparak Cumhur İttifakı’na husumet kusanlar, bilip bilmeden, partimizin resmi görüşü teşekkül etmeden akıntıya kapılanlar yanlış yapmışlar, ters köşeye yatmışlardır. Üzülerek ifade etmeliyim ki, bu tuzağa bazı milletvekillerimizin ve parti yöneticilerimizin düşmesi de hazin ve ibretlik bir vakıadır. Biz şehidi de biliriz, katili de biliriz. Söyleyeceğimiz sözü de biliriz, atacağımız taşı da biz seçeriz."

Editör: TE Bilisim