Ey Gümüşhane siyasetçileri! Ey Gümüşhane bürokratları! Ey Kürtün halkı! Ey Gümüşhane siyasetçileri! Ey Gümüşhane bürokratları! Ey Kürtün halkı!
Türk milletinden kim neden rahatsızdır? Etnik ayırım ve demokratik özgürlük maskeli talepler gerçek ırkçılıktır. Türk milletinden muhammed ümmetindeniz. Cenabı hak hucuret suresi ayet 13'te özetle biz sizi milletlere ayırdık diyor. İşte bizde onun tanımladığı Türk milletindeniz. Ait olunan millleti söyleyememek bundan komplekse düşmek yaradılış gerçeğine aykırıdır. Ulu yaratan yarattı. Türküz, göğsümüzü gererek elhamdulillah müslümanız diyebilmeliyiz. Gerçek dindar milletinden komplekse düşmeyendir. Biz elbette milletimizi seveceğiz, başkalarıda kendi milletini sevsin, müslümanlarla buluştuğumuz nokta kıblemiz ve oluşturduğumuz namaz safları hak ve sorumluluklarımız buradan başlar. Komşu hukuku sılayı rahim bunun amel iklimidir. Türklük bedenimizi islamiyet ruhumuzu oluşturdu. Ruhsuz beden ceset gibidir. Bu millet bu ruhla yüce dinimize asırlarca hadümül haremeyn oldu. Türklükle müslümanlığı beraber andırdı. Avrupada Türk ve müslüman algısı birbirine eşittir. Polonyalılara "vistül nehrinde Türk atları sulandıkça lehli rahattır" dedirtmiştir. Sultan Fatih'le Efendimizin (s.a.v) övgüsüne mazhar olmuştur. Bu İstanbul'da fetih ruhuna dönüşmüştür. Herkes kendi milletini sevsin ama bizim Türk milletini sevmemiz, onun evladı olduğunu söylememiz, birtakım maksadı belli olan mahfiller tarafından ırkçılılık olarak takdim edilip direnç noktalarımız kırılmak ve milli refleksimiz sayılatılmak istenmekte fitneye sebebiyet verilmektedir. Yaratılanı severiz yaratandan ötürü. İnsanlığı seviyoruz, haksızlığa, adaletsizliğe, zulme karşı koyuş aynı zamanda fıtratımızda ve genetiğimizde var. Bu yüce dinimizle beraber ilahı kelimetullaha dönüşmüştür. Arabın Arabı, Hintlinin Hintliyi, İngilizin İngilizi, Almanın Almanı, Fransızın Fransız milletini sevmesi kadar doğal birşey olabilir mi? Bizim Türk milleti sevdalısı olmamız kimleri rahatsız eder. Millet düşmanılarını mı, din düşmanlarını mı? Çünkü sevgimizin kaynağı inançlarımız kültürümüzdür. Türk milliyetçiliği inanç kültür töre ve benzeri kaynaklardan yeşerip hayat bulmuştur. İnsancıldır kucaklayıcıdır gelişmecidir. İslamın nurlu pınarlarında binlerce yıllık tarihi süreçlerde bedeller ödenerek oluşmuştur. Kaldı ki Cumhuriyetini kuruluş paradigmalarında tanımlanan; Türk milleti ve milliyetçilik tanımlaması batı toplumlarından daha farklı sosyolojik süreçlerle ortaya çıkmıştır. İmparatorluk bakiyesi olan bu devlet ve bu millet farklı etnik ve coğrafi bölgelerden zulumler baskılar ve benzeri göçler nedeniyle anadolu coğrafyasında harmanlanmıştır. Burada yaşaşayan "cumhuriyeti kuran herkese Türk denir" denmiştir. Ne mutlu Türküm diyene bu mana ikliminde bu sosyal şartlarda ifade edilmişitir. Bu bir eşitlik birlikte yaşama özgüven irade beyanı ve birlikte yaşamanın meydan okumasıdır. Tarağın dişleri gibi eşitiz, bir kıbleye dönmüş namaz safı tutmuş olmak gibi inanç ve yaşanılan sürecin doğal sonucudur. Kimseyi ötekileştirme dışlama muamelesi yoktur. Evet bin yıllık kardeşlik sonsuza kadar sürecektir. Farklılıklarımız zenginliğimizdir. Bize ceddimizin bıraktığı en büyük miras birarada yaşamayı başarmaktır. Bu binlerce yıllık birlikteliğin sonsuza kadar sürmesini sağlayacak bir sofradır, herkes birşey katmıştır. Bu sofraya birlikte bu nimetten istifade etmeye devam edeceğiz. Farklılıkları özgürlük diye takdim ederek demokrasi diye sunarak ayrıma yol açmak ülkeye ve bu millete yapılabilecek en büyük haksızlıktır. Ülkeyi kardeş kavgasına sürüklemek kördüğüşüne sokmaktır. Gelin hepimiz Allah'ın ipine sımsıkı sarılalım. Türk milletinden İslam ümmetinden olalım. Dilimz tek, bayrağımız tek, devletimiz tek, kıblemiz tek, tekbir Allah bir diyelim. Bu devlet ve millet kıblesi bir olanlarındır. Allah milletimize zeval vermesin.
Editör: TE Bilisim