Türkiye'de az sayıdaki yatırımlar plansız programsız bir şekilde yapılıyor. Yapılan yatırımların çoğu da ne yazık ki betona gömülüyor. Bu programsız yapılan yatırımlarda kamunun uğradığı veya uğratıldığı zararlar var mı yok mu araştırıp yazıyorum.

Liyakatsiz şekilde sadece "benden-bizden" mantığı ile devlet kadrolarına yerleştirilen kişilerin yine aynı zihniyet ile iş yaptırdığı kişiler, firmalar sayesinde kamunun kaynakları düpedüz yağmalanıyor.

Çocuğuna pantolon alamayan bir babanın intihar ettiği, soğuktan ve açlıktan donarak ölen bebeklerin olduğu canım ülkemde, özel sektörde şirket kapısından giremeyecek düzeyde olan kişilerin plansız, programsız devlet adına iş yaptırdığı bir dönem yaşıyoruz.

Bu kadar kızgın, iç karartıcı bir girizgâh yapmak istemezdim. Ama bu anlattıklarıma uyan canlı bir örnekle karşılaştım.

Olay, Gümüşhane Devlet Hastanesi projesi kapsamında yaşanıyor.

Anlatayım…

Gümüşhane Devlet Hastanesi yapılması kararı alınıyor ve önce proje hazırlanması isteniyor. Gümüşhane Bağlarbaşı mevkisi belirleniyor. Hastane projesi çizim işi için Sağlık Bakanlığı (2011/44503 ihale kayıt numarası ile) ihaleye çıkıyor.

İhale pazarlık usulüyle yapılıyor. Proje çizim işini AC PROJE Mimarlık firması 43 bin TL bedel ile alıyor ve 31 Mart 2011 tarihinde sözleşme düzenleniyor. İş bitim tarihi olarak 11 Temmuz 2011 belirleniyor.

Proje çizildikten sonra yapım işine geçiliyor.

Hesap kitap yapılıyor ve yaklaşık maliyet olarak da 42 milyon TL belirleniyor. 2012 yılında ihale düzenleniyor. (İhale kayıt numarası 2012/38685). Açık ihale usulüyle 9 firma ihaleye katılıyor ama 4 firmanın teklifi geçerli sayılıyor.

38 milyon 872 bin TL teklif veren Aras İnşaat yarışı kazanıyor. Aynı firma devletten çok sayıda ihale almış. TFF Riva Projesi, Zonguldak Devlet Hastanesi, Etimesgut Hastanesi, Bilecik Devlet Hastanesi, Sincan Devlet Hastanesi gibi birçok projede firmanın ismi var.

Hastane 8 katlı, 200 yataklı 10 ameliyathane, 30 yoğun bakım ünitesi olacak şekilde projelendiriliyor. Fakat proje 38 milyon TL yerine 51 milyon TL'ye mal oluyor. İhale şartnamesindeki süreye göre de yapım işi 11 Ekim 2014 tarihinde bitmesi gerekirken inşaat 2015 yılında bitiyor.

Devlet Bahçeli’den Mehmet Şimşek’e sert çıkış: Müfsit Devlet Bahçeli’den Mehmet Şimşek’e sert çıkış: Müfsit

İnşaata taşınma işlemi başlaması gerekirken bir sorun fark ediliyor. İnşa edilen hastane binasında ve zemininde çatlaklar oluştuğu gözleniyor.

Çünkü hastane yapılan arazi heyelan bölgesinde!

İnşaatı yapan firma ve yetkililer heyelan bölgesinde olan hastanenin kaymaması için çözüm üretmeye çalışıyorlar. Hastanenin kaymaması için fore kazık uygulaması yapmayı düşünüyorlar. Olaya Gümüşhane Valiliği el atıyor tabi.

Gümüşhane Üniversitesi'nden jeoloji, inşaat ve harita mühendisliği bölümlerinde görevli akademisyenlerle görüşüyor, ortak çalışma başlatıyor. Çalışma sonucunda hastane yapılan arazinin heyelan bölgesinde olduğu ve hastanenin hizmete girebilmesi için zemin güçlendirme ve heyelan önleme çalışmasının yapılması gerektiği sonucuna varılıyor. Hesaplamalar yapılıyor "ekstra" tam 40 milyon TL gerekiyor bu çalışma için.

Sağlık Yatırımları Genel Müdürlüğü Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcıları heyelan önleme yapım işi için 18 Ekim 2018 tarihinde ihale düzenliyor tekrar. (İhale kayıt numarası 2018/411508) Yaklaşık maliyet 50 milyon 952 bin TL belirleniyor. Açık usul ihaleye 11 firma katılıyor.

İhaleyi 39 milyon TL teklif veren Raymak Yapı İnşaat ve M.Y.S. Yol Yapım Madencilik adlı ortak girişim kazanıyor. İhale şartnamesinde süre olarak 14 ay yazıyor. 18 Ekim 2018 tarihinde sözleşme imzalanıyor. Yani sözleşmeye göre, işin 03 Aralık 2019 tarihinde bitmesi gerekiyor. Hadi diyelim onay süreci, itiraz süreci uzun sürdü ve projeye 3 ay daha geç başladı.

O zaman heyelan önleme işinin bitmesi için daha 4 ay var. Gümüşhane'de yaşayan kişilerle konuşmam sonucunda çalışmaların 2020 yılının son aylarına kadar bitmeyeceğini söylediler. Zaten projeyi yapan firma MYS Yol Yapım adlı firmanın internet adresinde de projenin 2020 Haziran ayında biteceği yazıyor.

Garip ama burası Türkiye…

Yani anlayacağınız bu inşaat daha çok su kaldırır. Olan vatandaşa oluyor. Kamunun kaynakları işte bu şekilde heba edilmiş oluyor.

Projeyi yapan firma AC Proje. Sahipleri Mimar Umut Arda Öngören ile İç Mimar Gani Cihangir Gültaşlı. Bu firma arazinin zemin etüdünü neden yapmıyor? Gerçi projeyi çizen firmanın sahibi galiba işinden çok bitcoin ile kitap satma peşinde.

Kamunun uğradığı zararı kim ödeyecek? Sen, ben bizim oğlan.

Çocuğuna okul pantolonu alamadığı için intihar eden vatandaşların olduğu, açlıktan 40 günlük bebeğin öldüğü canım ülkemde bu da mı geçiştirilecek?

Bu olay da mı görmezlikten gelinecek?

Bu kadar kolay mı bir avuç insanın paramızı cebine atması?

Bu yapılan masrafların tamamı kusuru olan kişilerden tanzim edilmelidir. Hukuk önünde de hesap vermelidirler. Vermeliler ki kamunun 1 kuruşunun kutsal olduğunu anlasınlar, vermeliler ki bundan sonra kimse cesaret edemesin…

Olur mu?

Vicdanınız yanıt versin.

Kaynak Yeniçağ: Murat AĞIREL


Editör: TE Bilisim