İki tank yürüyünce havaalanına kaçan cumhurbaşkanları gördük.
“Bana ülkücüler katildir dedirtemezsiniz” diyen cumhurbaşkanları gördük.
Milletin gözünün içine bakarak “sizin CHP’ye karşı olduğunuz konularda ben CHP’nin yanındayım” diyen cumhurbaşkanları gördük.
Atatürk’ün resimlerini paralardan, pullardan sürşarj ile kaldıran, heykellerini söküp depolara dolduran cumhurbaşkanları gördük.
Birleşik krallıktan sadakat madalyası alabilmek için cumhurbaşkanlığına dalan kardeşler gördük.
TSK’yı, NATO’ya, eğitimi Fullbreit komisyonuna, silahların modernizasyonunu İsrail’e bağlayan cumhurbaşkanları gördük.
Daha neler neler gördük.
Yani gördük oğlu gördük. Bütün bu hercümerç içinde gene de yolumuza yani “Bağımsız Türkiye” yoluna devam ettik.
Hedefimiz enerji ihtiyacını kendi kaynaklarından sağlayan, milli harp sanayiini bütün enstrümanlarıyla tamamlamış, yazılımlarını kendi üreten, uydularını üretip kendi rampalarından uçuran, denk bütçe dönemini yakalamış, gençlerine yeteri kadar milli mefkûre yükleyebilen bir Türkiye inşaa etmektir.
Bu yolda öyle veya böyle bir şekilde ilerliyoruz. Daha düzenli, planlı, hızlı yürümek tabii ki tartışmasız hedefimiz olmalı. Ama aslolan her şeye rağmen yürümektir.
Bütün emperyal güçler ve siyasi emellerini onlarla tevhit edenler iyi bilsin ki, Türk devlet aklı ve içinden geldiği Büyük Türk Milleti üzerinde tırmandığı bağımsızlık merdiveninden bir daha asla taviz vermeyecek, tam bağımsız olana kadar mücadelemiz seferberlik ruhuyla devam edecektir.
Hasan KÜLÜNK - 4.11.2021
