Yüce Türk milleti ve asil çocuklarına Yüce Türk milleti ve asil çocuklarına
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, adliye içinde ve önünde toplu halde basın açıklaması yapılması yasağını, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukatlar tanımadı. Polislerin ikazına aldırış etmeyen ve basın açıklaması yapmanın Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne (AİHS) göre demokratik hakları olduğunu belirten avukatlar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret iddiasıyla tutuklanan Onur Kılıç'a destek verdi. Avukatlar, açıklamanın ardından olaysız şekilde dağıldı.

Çağdaş Hukukçular Derneği ve Birleşik Haziran Hareketi (BHH), İzmir Adliyesi C kapısı önünde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret ettiği iddiasıyla geçen hafta tutuklanan ÖDP İzmir İl Yöneticisi ve Parti Meclisi Üyesi Kılıç'ın tutukluluğuna itiraz ve 500 avukatın verdiği vekalet için saat 12.00'de basın açıklaması yapmak için toplandı. Emniyet yetkilileri, yaklaşık 50 avukatın bulunduğu ÇHD ve BHH üyelerine, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın adliye içinde ve etrafında basın açıklaması yapılmasını yasakladığını hatırlatarak, aksi halde işlem yapılacağını söyledi. ÇHD üyesi avukatlar da basın açıklaması yapmalarının Anayasa ve AİHS'ye göre demokratik hakları olduğunu ve açıklamayı yapacaklarını belirtti. Bunun üzerine emniyet görevlisi, üstleriyle görüşeceğini belirterek açıklamaya başlamamalarını istedi ancak avukatlar, gelecek cevabı beklemeden, "Onur Kılıç yalnız değildir" yazılı pankart açarak açıklama yaptı.

Grup adına basın açıklamasını okuyan ÇHD İzmir Şube Başkanı Şule Aslan Hızal, "Onur Kılıç ve bileşeni olduğu BHH Cumhurbaşkanı'na, Başbakan'a ve AKP'ye hürmet etmediği gerekçesiyle henüz İç Güvenlik Kanunu paketi Meclis'ten geçmeden, İzmir Valiliği tarafından hedef gösterilmiştir. Kılıç, parti yöneticisi ve meclis üyesidir. Siyasi parti yöneticileri, hiçbir zaman ileri sürdürdükleri görüşleri gizlemez, saklamazlar." dedi. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, adliye binası ve eklentilerinde çalışma ve duruşma düzenini etkilediği gerekçesiyle basın açıklaması yapılmasına yasaklama getirdiğini hatırlatan Hızal, “Bireylerin adalet arayışı adliye binalarının dışına taşıyorsa çare, o binalarda adalet üretilmesinden geçmektedir, adalet arayışının yasaklanmasından değil. Adliye binalarının önünde dahi basın açıklaması yapılmasına imkan tanımak istemeyen zihniyet, 'Gidin, burada adalet yok.' demektedir. En kötüsü, en olumsuzu bireylerin adliye binalarında adalet aramanın anlamsız olduğuna ikna edilmesidir." diye konuştu. Avukatlar, açıklamanın ardından tutukluluğa itiraz ve toplanan vekaletlerle Sulh Ceza Hakimliği'ne dilekçe verdi.

Söz konusu yasak, ilk olarak yargılanan polislere destek vermek için adliye önüne gidenlere uygulanmıştı. Vatandaşlar, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın adliye önünde toplu halde basın açıklaması yapılmasını yasaklaması üzerine üçerli beşerli gruplar halinde yürümüştü.

Editör: TE Bilisim