Hafta sonunun en tartışmalı gündem maddesiydi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı görevinden alınıp Genelkurmay Başkanlığı emrine verilen Tümamiral Cihat Yaycı dün istifa etti. Yaycı’yı Ege adalarındaki tutumu, Libya ile imzalanan deniz anlaşmasında yaptığı hatalar konusunda bu köşeden çok eleştirdik. Hepsinin belgelerini tek tek koyduk. Ancak, Yaycı’nın bir konuda hakkını yiyemeyiz. Geliştirdiği “FETÖMETRE” uygulamasıyla, Deniz Kuvvetleri Komutanlğı’nda FETÖ’yle ilişkili ve iltisaklı askerlerin belirlenmesinde çok büyük hizmetler yaptı.

Yaycı’nın ataması hakkında değişik yorumlar yapıldı. Yaycı, “Kızak göreve çekildi”, “Pasif göreve getirildi” vb. yorumlar basında yer aldı. Çok net biliyorum: Yaycı, devlet kademesinde Tayyip Erdoğan ile randevusuz, her istediği zaman doğrudan görüşebilen ender isimlerdendi. Yani, çok ayrıcalıklı bir komutandı. Savunma Bakanı Hulusi Akar’da bu durumdan çok rahatsızdı.

Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, Cihat Yaycı ile ilgili önemli bir iddia da bulundu. Yalım, “Yaycı, büyük bir ihtimalle, Katar’a büyükelçi olarak atanabilir” dedi. Yalım, iddiasını dillendirirken, “Yaycı’nın yayınları ve icraatları ile Türkiye ne kazandı ne kaybetti” deyip bazı hatırlatmalarda bulundu. Şöyle;

“ — Cihat Yaycı, 11-12 Nisan 2019 tarihlerinde Girne Amerikan Üniversitesi’nde düzenlenen Denizcilik ve Deniz Güvenliği 2019 Forumu’na katıldı. Forum’da, bir akademisyenin, ‘Ege Denizi’nde 18 ada işgal edilmişken deniz güvenliğinden bahsedilemez’ söylemine cevap veren Yaycı, Ege’de işgal edilen ada olmadığını iddia etti. Yaycı, ‘Hiç kimse bizim hiçbir yerimizi son 20 yıl içinde işgal filan etmemiştir. Bunun altını çok net çizelim. Adalarda Yunan bayrağı yoktur. Bizim olan bir yere kimse başka bir bayrak dikememiştir, dikemez. Biz güçlü bir devletiz, güçlü bir deniz kuvvetiyiz biz ölürüz de vermeyiz hiçbir yerimizi’ dedi. Yaycı, bu söylemi ile Tayyip Erdoğan ve AKP Hükümetlerini kurtarmaya çalışarak Erdoğan’a selam çaktı. Yaycı, 2016-2017 yılları arasında Deniz Kuvvetleri Personel Başkanı, 2017-2020 arasında da Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı olarak görev yaptı.

— ‘Biz ölürüz de toprak vermeyiz’ diyen Yaycı’nın döneminde, Yunan askerleri adalarımızda kuzu çevirdi. Adalarımızda ve karasularımızda Yunan askeri tatbikatları ve atışları yapıldı. Son olarak Yunan Savunma Bakanı 3 Mayıs 2020’de, İzmir Koyun, Aydın Eşek ve Aydın Bulamaç adalarını ziyaret ederek Yunan bayrakları ile poz verdi. Yunanistan bizim adalarımızda bize meydan okurken, adalarımızda Yunan bayrağı dalgalanırken Yaycı, Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı olarak olanı biteni turist gibi seyretti.

— ‘Biz ölürüz de toprak vermeyiz’ diyen Yaycı, KRİTER Dergisi’nin Ocak 2020 sayısında yayınlanan makalesindeki haritada, Yunanistan’ın 2004 yılında işgal ettiği 18 Türk Adası’ndan 17’sini sildi, işgal edilen 18’nci Gavdos Adası’nı da Yunan Adası olarak gösterdi.

–Yaycı’nın KRİTER Dergisi’ndeki makalesinde kullandığı haritada, egemenliği antlaşmalarla Yunanistan’a devredilmeyen sadece kullanma hakkı verilen adalar da Yunan adaları olarak gösterildi. Adalar (Ege) Denizi kuzeyinde bulunan, Taşoz, Semadirek, Limni, Bozbaba, Midilli, İpsara, Sakız, Sisam ve Ahikerya adaları Yaycı’nın makalesindeki haritada Yunan adaları olarak gösterildi.

Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Kemal Kayacan, anılan adaları 1974 yılında yayınlanan haritada Türk adaları olarak gösterirken 46 yıl sonra aynı Deniz Kuvvetleri’nde görevli Tümamiral Cihat Yaycı, aynı adaları Yunan adaları olarak gösterdi.

–Türk Deniz Kuvvetleri, Genelkurmay Başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’nın 1974 yılında 24 derece boylamından geçirdiği Ege Denizi Türk Kıta Sahanlığı Sınırı, Yaycı’nın mimarı olduğu Mavi Vatan Haritasında bir boylam yani 85 km. doğuya çekilerek 25 derece boylamından geçirildi. Yaycı’nın bu haritası ile Adalar (Ege) Denizi’nde bir Türk Adası ile 20 bin kilometrekare Türk Kıta Sahanlığı Yunanistan’ın insafına terk edilmiş oldu.

TÜRKİYE 80 BİN KİLOMETREKARELİK KITA SAHANLIĞINI KAYBETTİ 

–Yaycı’nın, karşılıklı kıyılar tezi ile yola çıkan Erdoğan ve AKP Hükümeti, Doğu Akdeniz’deki Kıta Sahanlığı sınırımızı 3 boylam doğuya çekerek Girit Adası’nın doğusundan geçirdi. Yaycı’nın mimarlığını yaptığı ve kamuoyuna başarı diye sunulan Libya Deniz Anlaşması ile Türkiye, 80 bin kilometrekarelik Kıta Sahanlığını kaybetti. Kıta Sahanlığının 35 bin kilometrekaresi Yunanistan’a, 30 bin kilometrekaresi Libya’ya, 15 bin kilometrekaresi Mısır’a terk edildi.

–Yunanistan, 2014 yılında, Girit güneyi Türk Kıta Sahanlığını parselleyerek satışa çıkardı. Erdoğan ve AKP Hükümetleri bu duruma itiraz etmedi. Yaycı’nın tezi ile Kıta Sahanlığı sınırımız, satışa sunulan Türk parsellerinin doğusuna çekildi.

—2018 yılında Yunanistan ile anlaşma imzalayan Amerikan Exxon Mobil ve ortağı Katar Petrol şirketleri ile Total ve Hellenic Petrol şirketleri Yaycı sayesinde, Türk Kıta Sahanlığında hiçbir engelle karşılaşmadan petrol arayacak.

— Yaycı’nın saraya danışman olarak atanacağı veya Katar’a büyükelçi olarak atanacağı iddia ediliyor.

‘Millî Mücadele’nin Dinci Muhalifleri’ ‘Millî Mücadele’nin Dinci Muhalifleri’

Yaycı’nın Genelkurmay Başkanlığı emrine atanması sonrasında Katar Büyükelçisi Fikret Özer merkeze alındı. Yerine atama yapılmadı. Yaycı, Katar’a veya başka bir ülkeye büyükelçi olarak atanacak mı? Veya Saray’a Danışman olarak mı atanacak. Yaycı, gerçekten kızak göreve mi alındı yoksa ödüllendirme öncesi yer değişikliği mi yapıldı? Hep birlikte göreceğiz.”

Tayyip Erdoğan’ın Katar ile olan çok  yakın ilişkilerini tekrar hatırlatmaya gerek var mı?.. Ümit Yalım’ın iddiası gerçekten gündemi sallayacak cinsten!..

Editör: TE Bilisim