Her bir eylemler ölümün lezzetini belirliyor. Sence seninki nasıl? Tatlı mı acı mı? Allah (c.c) hemen sonraki ayette “İman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapanları -hiç şüpheniz olmasın- içinde ebedî kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetteki köşklere yerleştireceğiz; sıkıntılara katlanan, yalnız Allah’a dayanıp güvenerek işlerini gerektiği gibi yapanlara ne güzel karşılık!” Allah Teala “iman edip iyi isler yapanlari” demiyor daha da üst bir seviyeden bahsediyor.
Evet pek cogumuz; “Tabiiki iyi bir müslümanım, 5 vakit namaz kılıyorum, flört etmiyorum, domuz yemiyorum” vb şeyler söyleyebiliriz. Bu bizi harika bir müslüman değil standart bir müslüman yapar. Ulaşmamız gereken bambaşka bir seviye var, peki nasıl ulaşacağız bu seviyeye? tam da ayette belirttiği gibi; “İman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yaparak” sadece iman etmek değil, eylemlerimizin imanımıza eşlik etmesini sağlayarak.
İnancı tamamlamanın yolu; iman ve eylemi bir arada yürütmek. Ayetin sonunda Allah Teala; “işlerini gerektiği gibi yapanlara ne güzel karşılık!” diyor. Şimdi kendimize sormamız lazım; ben işleri gerektiği gibi yapan biri miyim?” Rabbimiz “iman edenlerin karşılığı” demiyor “işleri gerektiği gibi yapanların” diyor. Yapanlar; Harekete geçenler, adım atanlar, çaba gösterenler. Bir fark yaratanlar bunlar. Şimdiki soru; “Ben ne yapıyorum? Benim çabam ne? Hatta ben harekete geçenlerden bile değil miyim?
Yoksa sadece izleyen, erteleyip duran, rahatını bozmayanlardan mıyım? Kendinize bu soruları sorup ölümünüzün lezzetine kendiniz karar vermelisiniz. Tatlı bir tat mı yoksa acı bir tat mı? Ve bu tat tamamen sizin adımlarınıza/yaptıklarınıza bağlı. Eğer bugün hayatının son günü olsaydı, ölümünün tadı nasıl olurdu?” Görsel dua yerine geçsin.
Alıntı
Editör: TE Bilisim
