DEM Partili belediyenin ilk toplantısında İstiklal Marşı krizi! DEM Partili belediyenin ilk toplantısında İstiklal Marşı krizi!
Ankara’daki camilerde bu cuma günü okunan hutbenin konusunu ‘sosyal medya ve gençlik’ başlığı oluşturdu. Sanal dünyada, sanal kimliklerin arkasına sığınılarak yapılan her eylem, söz ve hareketin, ahiret günü gerçek ve hakiki karşılıklarının şüphesiz olacağı vurgulandı.

Çankaya ilçe vaizi Harun Dündar Karahan’ın hazırlayıp Ankara Müftülüğü İl İrşat Kurulu’nun redaksiyonundan geçen hutbede, İslam’ın insanlararası ilişkilere ve iletişime büyük önem verdiğine dikkat çekilerek, yüz yüze olan ilişkilerdeki sınırlar ve kuralların, insanların birbirini görmediği sosyal medya ortamlarında da geçerli hale geldiği hatırlatıldı.

Bu ortamların her ne kadar arkadaşlık şekillerini değiştirmiş olsa da İslam’ın arkadaşlık ilişkileri için koyduğu ölçülerin buralarda da geçerli oldğu belirtilerek, “Gerçek hayatta ilişkilerimizde, derin yaralar açan dedikodu, yalan, iftira, hakaret, gıybet, insanların gizli hallerinin araştırılması ve mahremiyet sınırlarının ihlal edilmesi gibi günahlar, sanal ağlarla kurulan bu ilişkilerde de geçerlidir.” denildi.

"DOĞRULUĞU BELLİ OLMAYAN BİLGİLERİ YAYANLARA KUR'AN-I KERİM'DEKİ UYARI"

Günümüzde sosyal medyayla haber ve bilgilerin, geçmişe göre çok daha hızlı yayıldığını, bu durumun, Müslümanların haber konusundaki hassasiyetini de artırması gerektiğine vurgu yapılan hutbe şu cümlelerle devam etti: “Doğruluğu belli olmayan bilgiler yayan kimse Kur’ân-ı Kerim’de şöyle uyarılır: ‘Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur’ (İsra, 17/36). İster doğrudan kendisine ait olan bir yorumu, isterse başkasına ait bir bilgiyi tek bir tuşla takipçileri arasında paylaşması, insandaki bu sorumluluğu daha da artırmıştır. Kur`ân-ı Kerim, haberin doğruluğunu araştırmanın bir vecibe olduğunu ifade etmiştir. Bu hususta Süleyman’ın (a.s), Hüdhüd kuşunun Sebe Melikesi hakkında getirdiği haberin doğru olup olmadığını araştıracağını söylemesi, herhangi bir haber hakkında Müslümanların izlemesi gereken metodu açıkça göstermektedir.”

"MÜSLÜMAN KARDEŞİNİN AYIBINI ARAŞTIRAN KİŞİNİN AYIBINI DA ALLAH ARAŞTIRIR"

İnsanlara kin güderek veya haberin kaynağını araştırmadan yapılan nakiller ve iftiraların ise Kur`an`da çok sert bir şekilde ikaz edildiği belirtilerek, “Ayet-i kerimede Cenab-ı Hak, Hz. Âişe (r.anha) validemize atılan bir iftira üzerine şöyle buyurmuştur: `Mü’min erkekleri ve mü’min kadınları işlemedikleri şeyler yüzünden incitenler, bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir’ Bir hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur: ‘Müslüman kardeşinin ayıbını araştıran kişinin ayıbını da Allah araştırır. Allah kimin ayıbını araştırırsa, kişi bu ayıbı kapalı kapılar ardında bile işlemiş olsa Allah, yaptığını açığa çıkarıp onu rezil eder.’” örnekleri verildi.

"TEK BİR TUŞLA KURULAN ARKADAŞLIKLAR TEK TUŞLA BİTİRİLİYOR"

Cuma hutbesinde, sosyal medyanın, sunduğu fırsatlar kadar riskleri de beraberinde getirdiği hatırlatılarak, şunlar aktarıldı:
“Gerçek dünyada büyük emek ve gayretlerle inşa edilen dostlukların tek bir tuşla kurulduğu ve böyle kurulan arkadaşlıkların tek bir tuşla bitirildiği bu platformlar, özellikle gençlerimizin gerçek hayattaki ilişkilerine zarar vermeye başlamıştır. Sosyal hayattan kopma, konuşarak kendini ifade etme yeteneğinin kaybolması, mahremiyet sınırlarının ihlal edilmesi ve hakikat ile bağlarının kopması gençlerimizi tehdit eden bu tehlikelerden sadece bir kaçıdır. Oysa ki sosyal medyayı, selamın yayıldığı, sevgi, dostluk ve kardeşliğin pekiştirildiği, dünyanın farklı yerlerindeki din kardeşlerimizin dertleriyle hemhal olduğumuz platform olarak kullanmak da mümkündür. Toplumda kendini yalnız hisseden, dışlanmışlık duygusuyla bunalıma itilen gençlerimizin gönlüne girmek ve onlarla iletişim kurmak için sosyal medya önemli araçlardan biridir. “

"SANAL KİMLİKLER ARKASINDA YAPILANLARIN AHİRET GÜNÜ, GERÇEK KARŞILIKLARI ŞÜPHESİZ OLACAKTIR"

Allah’ın (c.c.) rahmetinin bir eseri olarak insanlar arasına koyduğu ailevî sevgi ve saygı bağlarını sanal iletişim ağlarına kurban edilmemesi gerektiği belirtilen hutbe, “Unutmayalım ki Allah bize şah damarımızdan daha yakındır. Kula gizli olan her şey, O’na apaçıktır. O, gözlerdeki hainliği ve kalplerdeki niyeti en iyi bilendir. Bizim için sanal diye adlandırdığımız dünya, Cenab-ı Hak katında gerçektir. Sanal dünyada, sanal kimliklerin arkasına sığınılarak yapılan her eylem, söz ve hareketin, ahiret günü gerçek ve hakiki karşılıkları şüphesiz olacaktır.” uyarısı ile sona erdi.



Editör: TE Bilisim