Ey Gümüşhane siyasetçileri! Ey Gümüşhane bürokratları! Ey Kürtün halkı! Ey Gümüşhane siyasetçileri! Ey Gümüşhane bürokratları! Ey Kürtün halkı!
Önceleri ara ara geliyordu.. Alışılmış.. Ürküntü vermeyecek kadar.. 
Giderek çoğaldılar.. Bir dağdaki kurt gurubunun sesine karşı dağdakiler yankı verir gibi.. Yakındaki dağları uzaktakiler izledi.. Çoğaldı.. Yurdun her yanını sardı.. Artık nereye gitsen yakındaki dağlardan kurt sesleri gelir oldu..
Kulak kabartınca anlaşılıyordu; bu kurtlar "İktidar !.. İktidar !.." diye uluyordu..

Ülkücüler önce üçlü beşli sohbetlerde aranmaya başladılar "çıkış yolu"nu.. Sonra yılda bir yapılan büyük toplantılarda.. Şehirlerin salonlarında veya yaylalarda toplanarak.. Falan okulun mezunları, filan derneğin/vakfın mensupları.. Yusufiyeliler, taşmedreseliler.. 

Sonra birlikte marşlar söylemeyi özlemiş, saçları sakalları ağarmış koca kurtlar toplanır oldu öbek öbek.. Yurdun her yanında..  Bazan salonlarda, bazan kıl çadırlı yaylalarda.. 
Artık daha sık.. Yazı güzü beklemeden, her bahaneyle.. Yurdun her bir yanında..

"Bu ergenekondan da çıkmak lazım" diyorlardı..
Artık daha sık buluşur olmuşlardı can arkadaşlarını uçmağa yollamak için.. Düşünmeseler de sıranın kendilerine daha bir yaklaştığını hissediyorlardı.. 

Ölmekten hiç korkmamışlardı.. 20'li yaşlarında sırtlarını koruyan arkadaşları kucaklarında ölmüştü bir çoğunun..  Bir sonraki merminin kendilerine değebileceğini bilerek ve kabullenerek yaşadılar  her günü ve geceyi.. Ölmekten hiç korkmamışlardı..

Ama şimdi korkuyorlardı..
50 yıllık vazgeçmişliklerinin, emeklerinin, bedel ödemişliklerinin hepsinin çöp olmasından.. Kendi kuşakları tümden toprak olduğunda hayallerinin ve ideallerinin de toprak olmasından..

İktidar olmak lazımdı.. 
Bu ülke ve bu millet için hayallerini ve ideallerini iktidara taşımak lazımdı.. Ahir ömürlerini hasredip bu ergenekondan da çıkmak lazımdı..

Bir koca kurt ölçü vermişti yüksek yerden ; "Ölene kadar savaşacağız.. Kazanana kadar ölmek yasak !" demişti..

***
Dün akşam.. 
'Ülkücü kanaat önderleri'nden bir kesimi yeniden toplanmıştı İstanbul'da.. Vakıf değil, dernek değil platform değildi.. Adı yoktu, başı başkanı yoktu.. Ne yapacaklarının, yarın ne kararlar alacaklarının ucu açıktı.. Oracıkta bir divan kurdular, divana başkanlarını seçtiler.. "ORTAK AKIL" ile.. Ülkülerini nasıl iktidar yapabilecekleri üzerine söz alıp  sözlerini söylediler..

Daha islamcısı, daha Türkçüsü, falan partiye oy vereni, filan partide görev yapanı.. Çözüm için ayrı yol ve yöntemler tercih etmeleri aynı idealleri gerçekleştirme hedeflerine mani değildi.. Aynı şeyi istiyorlardı, bir yolunu bulmaları lazımdı, bulacaktılar..  Kararlıydılar..

Yakın zamanda yeniden ve yeni katılımlarla buluşmak üzere ayrıldılar.. 


"EY KAHPE RÜZGÂR.. ARTIK NE YANDAN ESERSEN ES !.."

Editör: TE Bilisim