Yüce Türk milleti ve asil çocuklarına Yüce Türk milleti ve asil çocuklarına
Bilgisayar ve İnternet kuşağı “Kurgu Bilim” ile büyütüldü, geçmiş zamandan gelen yaratıklarla savaşarak, gelecek zamandan gelen iyi insanlar ile felaketlerden korunarak.. Başka galaksilerden gelen kötü uzaylıları başka galaksilerden gelen iyi uzaylıların desteği ile püskürterek..

Zihinlerine paranga vurulan, algılar üzerinden mahkûm edilen bir dünya isteniyor, hedefleniyor.. Egemenlerin hep egemen kaldığı, geri kalanların robotların yetişemediği işlerin işçisi olarak yaşadığı..

Kim durduracak bunu ?!..
Patron Amerika ile güç kavgasında yarışan Rusya, Çin, AB ülkeleri vb. arasında bir türlü pay edilemeyen, yeni savaşlar ile yeni insanlık dramlarının yaşanageldiği ‘çivisi çıkmış’ Dünya’da, “Evrensel Değerler” üzerinden efsunlanmış halklara, söz gelimi Irak’a, Libya’ya, Suriye’ye, “Özgürlük, adalet ve demokrasi” adına internet üzerinden dünyanın her köşesinden canlı izlenebilen trajediler yaşatılırken, insan eliyle üretilmiş, aç gözlü sermayenin kendi çıkarları uğruna sürdüregeldiği bu felaketlerden korunmak için, geriye sadece kurgu filmlerdeki iyi kalpli uzaylılar kaldı umut kapısı olarak.. Böyle düşünüyor internet kuşağı..

Bir başka umut daha var insanlık için..
Bu “Kapitalist” ve “Emperyalist” sistem ile son 50 yıldır boğuşan, benzerlerinin aksine yokedilememiş bir “Milli Kurtuluş Hareketi”, onun yılmak bilmeyen, tükenmek bilmeyen, söndürüldükçe bir başka köşesinden yeniden alevlenen, ÜLKÜCÜLER !

Dünya üzerinde 5-10 yıl gibi zamanlar içinde kendi küçük nüfuz bölgesinde iktidarı yakalayamayan, bağımsızlık hareketleri yokolmakta, yokedilmektedir.. İktidarı yakalayanlar da bu emperyalist düzenin işleyişine hayati zararlar vermeyen, onlar için vazgeçilebilir olan yöresel imkânlara sahip coğrafyalardadır.. Yani Emperyalizmin öyle “her şey pahasına” saldırmadığı, yüz yıllık planlarının içine koymadığı küçük hedefler..

Ama Anadolu coğrafyası ve Fırat-Dicle maverası, bilinen adıyla “Mezopotamya”, 5 bin yıl öncesinden beri medeniyetlerin kurulduğu, bilinen insanlık tarihinin başladığı coğrafyadır ve “petrol”, “su”, “ipekyolu” gibi bir çok sebebin tek başına her biri yüzünden vazgeçilmezdir..
Su hayattır..
Bunun içindir ki Türklerin imparatorluklar kurduğu Seyhun-Ceyhun maverası ve Sümerler’e ve bilinen en eski kavimlere vatan olan Fırat-Dicle maverası, dünyanın geleceği üzerinde planlar yapanların bu gün de yörede yaşayanların egemenliğine bırakmadıkları, bırakmayacakları bir coğrafyadır..

Türk’ler bu coğrafyalar için Tanrı’nın “bekçi” kıldığı millettir.. Gökten buyurulan adaleti yerde uygulamaya memur edilmiş millet..

Ve..
“ÜLKÜCÜLER” TÜRK MİLLETİ’NİN REFLEKSİDİR !..
Dışarıdan gelen her etkiye verdiği ilk tepkidir, sürekli tetikte, uyanık duran enerjisidir..

Osmanlı yıkılıp yok edilirken “İttihatçılar” olarak çıktılar sahneye..
Anadolu’da adı Türk olan, bayrağı hilâl ve yıldız, sembolü bozkurt olan bir devlet kurdular Mustafa Kemal isimli bir İttihatçı’nın önderliğinde.. ( Atatürk’ün İttihatçı olmadığı söylemi önder kadrosunu ve yöntemlerini reddettiğindendir, fikriyatı reddi söz konusu değildir. 

Cumhuriyet Mustafa Kemal’den sonra emperyalizm ve işbirlikçileri tarafından tehdit edilmeye başlandığında yeniden sahneye çıktılar..
68’den 80’e kadar namlu ucunda halden ve istikbalden vazgeçmiş bir hayat yaşadılar, 5.000 şehit verdiler.. 80-90 arasını kemiyet olarak mahpushanelerde yaşadılar, mahpus damlarını “Taş medrese” yaptılar.. Dışarıda olanlar da Ülkücü siyasetten yasaklı olarak, her türlü asimilasyon çabasının muhatabı olarak..
50’ci yıldayız, TÜRKMEN GÖÇÜ GİDE GİDE DÜZELECEK ve kervanı menzile ulaşacaktır !

Hedef “TÜRK BİRLİĞİ”dir, hedef “TÛRAN” dır !..
Ve kaçınılmazdır !..

50 yıl önce başka esir coğrafyalarda da Türklerin var olduğunu, o gün için toplam nüfuslarının 250 milyon olduğunu, yayıldıkları coğrafyanın en büyük sınırlardan daha büyük olduğunu söylüyorduk, uzaylı hikâyeleri dinler gibi dinliyorlardı bizi insanlarımız, arkalarını dönüp gülüyorlardı.. Şimdi bayrağı uluslararası kabul edilmiş 7 Türk Devleti var bu coğrafya üzerinde, yenileri de yolda !..

Ülkücüler, bizim ilk gençlik yıllarımızda “Türkeşçiler” olarak tanınan, bir avuç maceraperest, asi mizaçlı gençlerdik milletin gözünde.. Burun kıvırdıkları.. 70’li yıllarda kardeş kavgasında canlar tükettik, “kara eylül”ler geçti üzerimizden, fikren ve bedenen tutsak edildik, AMA TÜKETİLEMEDİK !

Şimdi Alev ALATLI’ya “İYİ Kİ ÜLKÜCÜLER VAR” dedirten, İlber ORTAYLI hocaya “BU MEMLEKETİN EN HALİS EVLATLARI ÜLKÜCÜLERDİR” dedirten, bağrından “Nobel ödüllü” Aziz SANCAR’I çıkartan ÜLKÜCÜLERİZ !

50 YILDIR BİZİ YENEMEYEN YOKEDEMEYEN EMPERYALİZM BUNDAN SONRA DA YENEMEZ !..
BU SAVAŞIN KAZANANI BİZ OLACAĞIZ !

“TÜRK BİRLİĞİ” GERÇEKLEŞECEK !.. CİHAN’DA TÜRK’ÜN ADALETİ HÜKÜM SÜRECEK !..

GENÇLER.. YENİ NESİL !..
DÜNYA’YA ADALETİ ÜLKÜCÜLER GETİRECEK !

Kısmi Alıntı(AB)

Editör: TE Bilisim