Üzerinde yaşadığımız YER (Dünya) çok geniştir. Yüzölçümü 509.200.000 kilometre karedir. (Beş yüz dokuz milyon iki yüz bin kilometrekare…) Bunun %70’i suların, %30’u karaların yüzüdür. YERYÜZÜ, Evrende, diriliğin var olduğu, otların, bitkilerin, ağaçların, hayvanların, insanların yaşadığı çok güzel bir gezegendir. Yeryüzünde diriliğin var olmasını sağlayan iki Gök Varlığı var. Biri Güneş, birisi de Ay’dır.

GÜNEŞ, çevresinde gezegenlerin, uyduların, göktaşlarının, kuyruklu yıldızların, uzay tozlarının dönüp durduğu bir yıldızdır. Güneş topluluğunun %99.8’i Güneş’in kendisidir. Geriye kalanların toplamı %0.2’dir.

Güneşten yayılan ışınların etkisiyle YERYÜZÜNDE dirilik ortaya çıkmıştır.
Güneşin çapı 1.500.000.000 kilometrekaredir. (bir buçuk milyar) Güneş’in hacmi YER’İN 1.3 milyon katı kadardır. Güneş kendi çevresinde 70.000 (yetmiş bin) kilometre hızla döner, bu dönüşünü yirmi beş günde tamamlar. Güneş’in yaydığı ışın gücünün ancak 2.2 milyarda biri yeryüzüne ulaşır. Güneş bizim Gökadamız olan Samanyolu’ndaki yüz milyarlarca yıldızın %85’in den daha parlaktır. Güneşin yakın komşusu olan yıldızlar yirmi ışık hızı yılı uzaklıktadır. Bir ışık hızı yılı 9.5 trilyon kilo metredir.

YER, Güneş’in çevresinde 365 gün 5 saat 9 saniyede döner; bu dönüş ile 1 yıl tamam olur, mevsimler oluşur. YER’İN kendi çevresinde dönmesi ile de gece gündüz oluşur.

AY çapı YER’in çapının dörtte birinden biraz daha uzundur. YER’in çevresinde döner, durumdan duruma girer. AY, bir yandan YER’in topaç gibi düzenli dönmesini sağlar. Bu durum YER’de kutuplar oluşturur; böylece YER’de dirilik doğar sürer gider. AY, yeryüzündeki suları kabartıp bırakır; bu da diriliği geliştirir. AY, yeryüzünün toprağını da küçük bir oranda kabartır bırakır.

Görülüyor ki, AY sadece kimi gecelerimizi aydınlatmakla kalmaz; Yeryüzündeki diriliği derinden etkiler. Güneş, Yer, Ay ve öteki gezegenlerle birlikte yaşarlar. Yine de Gök de yalnız değildirler. Onlar Gökadamız olan Samanyolu’nun bireyleridirler.

SAMANYOLU yüz milyarlarca yıldızın ortasındaki parlak ve kırmızı yıldızlar topluluğunun çevresinde döndüğü Gökada’mızdır. Bir ucundan öteki ucuna uzaklık yüz bin ışık hızı yılıdır.

GÖKADALAR, Samanyolu’nun her yanında yaygındırlar. Samanyolu’muz otuz kadar Gökadalık bir topluluğun üyesidir. Bu topluluğun genişliği yaklaşık dört milyon ışık hızıdır. Toplulukta Samanyolu ve Andromeda komşu olarak yaşarlar. Büyük Gökadaları arasında sayılırlar. Aralarındaki uzaklık yaklaşık iki milyon ışık hızı yılı olarak bilinir. Uzayda Samanyolu’nu bütün görkemiyle görürüz. Andomeda’yı da çıplak gözle bile görebiliriz.

Gümüşhane STK’ları Ayaklandı; “Utanç Köprüsü” Gümüşhane STK’ları Ayaklandı; “Utanç Köprüsü”

20. Yüzyıl başlarında Evren Samanyolu’ndan ibaret sanılıyordu. Şimdi ise yüzlerce milyar Gökada olduğunu biliyoruz.  Samanyolu’nda ve öteki Gökadalarda eski yıldızlar söner ama yenileri de doğar.

EVREN bizim ölçülerimize göre sonsuz büyüklükte gibi görünse de gerçek de o da sınırlıdır. Sınırlarına ulaşıldığında yıldızlar Evreni biter. Gök, Sonsuz ışık olarak sürer gider. Yıldızlar Evreni kendi içinde ve sınırlarında sürekli büyür. Ama hiçbir zaman Sonsuz Gök’ü kaplayamaz. Çünkü Evren sınırlı, Gök Sonsuzdur.

Evren ile kendini açıklığa ulaştıran Sonsuz Işık Olan Gök’tür. GÖK, TANRI’DIR. TANRI, GÖK’TÜR. Bu yüzden Orkun Yazılarında Gök ve Tanrı aynı söz ile anlatılır: TENGRİ… Başlangıcı ve sonu olmayan, sınırı ucu bucağı olmayan, SONSUZ BOYUTTA SONSUZLUK OLAN GÖK… SONSUZ BİLİNÇ, SONSUZ GÜÇ, SONSUZ SEVGİ…

SONSUZ BOYUTTA SONSUZLUK… İşte KÖK TÜRKLERİN inandığı TANRI budur.  

Namık Kemal Zeybek

Editör: TE Bilisim