HDP'nin ABD ve Avrupa ziyaretleri son günlerde yoğunlaşarak devam ediyor. ABD ve AB ülkelerini Türkiye'ye müdahaleye çağıran girişimleri eskiden beri bilinmektedir.
Haziran ayında Avrupa Konseyi ve Avrupa Konseyi Parlementerler Meclisi,Temmuz ayının ilk haftasında ise ABD'ye gittikleri, kapatma ve Türkiye'ye müdahale konularını görüştükleri basın tarafından haber yapılmış hdp tarafındanda yalanlama olmamıştır.
Hatta kapatma olursa parti olarak müdahale çağrısı kararı alacakları fısıltı halinde yayılmıştır.
İcerigi Türkiye'de demokrasi ve insan hakları olarak gösterilen gerçekte konusuTürkiye'ye müdahale olan toplantının Eylül ayında tekrarlanacagı duyumu alınmaktadır.
hdp bu amacına ulaşabilmek, yani müdahalenin alt yapısını oluşturmak amacıyla her konuyu istismar ve provoke etmeyi alışkanlık haline getirmiştir.
Konya'daki olayda bunlardan birisidir.
Hadise Türkiye'nin her yanında zaman zaman meydana gelen olaylardan birisidir.
Durum bu iken hdp'li Mithat Sancar'ın yaktığı ideolojik ve etnik fitne ateşine CHP'li Sezgin Tanrıkulu'nun odun taşıması ve bu yaklaşımını alışkanlık haline getirmesi, CHP Genel Merkezi' nin ise bir uyarıda bulunmamış olması tam sorumsuzluk örneği degilmi?
Ayrıca ailenin avukatı oldugunu iddia eden bir sahıs ve her zaman olduğu gibi provokatif eylemlerde başı çeken Tabibler Birliği' nin provoke çağrıştıran sözleri de düşündürücüdür.
Fitne çağrıştıran açıklamalar olurda
provokatörler boş durur mu?
Sosyal medyadan olayı tahrik eden açıklamalar tam sorumsuzluk örneğidir.
Ayrıca Türkiye'de henüz haber olmadan başta BBC olmak üzere batı medyasında "ideolojik ve etnik" bir üslupla yer verilmesi Ülkemize karşı nasıl bir oyunun tezgahlandıgını ve tehdidin boyutunu göstermez mi?
Mehmet Topalgökceli
Editör: TE Bilisim
