Gümüşhane STK’ları Ayaklandı; “Utanç Köprüsü” Gümüşhane STK’ları Ayaklandı; “Utanç Köprüsü”
Pandemi başladığı andan itibaren hemen hemen tüm Dünyada aşağı yukarı benzer tedbir ve önlemler uygulanıyor. 

Ancak bunlardan ikisi çok büyük bir riski üretiyor. 

Ilki Cafe, Restoran, Bar, Otel gibi toplu yiyecek tüketilen mekanların kapatılması. 

Ikincisi ise sınırlı ya da tam sokağa çıkma yasağı uygulanması.  

Fareler ve insanlar binyıllardır birlikte yaşıyor. Özellikle Newyork, Tahran, Paris, Istanbul gibi büyük şehirlerde lağım fareleri, Restoran ve benzeri toplu yemek üretilip tüketilen işletmelerin çöp ve yiyecek atıklarından besleniyor. 

Kanalizasyona sızan et ve tavuk suları, çöplere dökülen et ve  tavuk parçaları artık yok. Dolayısıyla bu farelerin beslenme kaynakları da kurumuş halde. 

Bir aydan uzun süre kapalı kalan toplu yeme içme mekanlarının katı ve sıvı atıklarından mahrum kalan lağım ve kiler fareleri açlıktan yamyamlaşıp birbirini yemeye başlamış.

Hatta bazı büyük şehirlerde toplu halde sokaklara taşıp yiyecek aramaya başlamış. 

Dünyanın en fazla sokak kedisi beslenen şehri Istanbul, bu konuda diğerlerinden hayli şanslı. Çünkü adeta Dünyanın kedi başkenti gibi.  Sokaklarında bir milyonun üzerinde kedi yaşıyor.  Evlerinde de bir milyona yakın. Yoğun kedi nüfusu ve kedi kokusunun yaydığı korku farelerin yüzeye taşıp bölükler halinde dolaşmasını engelliyor. 

Ancak restoranlar ve benzeri toplu tüketim yerlerinin yerini evler almış durumda.  Çünkü insanlar yemeye içmeye devam ediyor. Evlere dağılmış çöp ve atıkları da kanalizasyonlara sızıp çöplerde birikmeye devam ediyor. 

Bu evlerine kapanıp yaşayan insan türü için gittikçe yaklaşan ve en az virüs kadar büyük bir tehtidi gündeme getiriyor. Aç kalan farelerin kanalizasyondan atık su borularına tırmanıp  oradan da insanların kullandığı helâlardan evlerin içine sızması. 

Fareler tükürüğü ve bıyığında uyuşturucu özelliği taşıyan garip hayranlardır.  Özellikle burun kulak gibi çıkıntılı yumuşak doku organlarına asılıp yemeye bayılırlar.  Hele ki açlar sa. Kırsalda yaşayanlar bilir.  Ara sıra fareler tarafından burnu kulağı yenmiş çocuklar bebekler getirilir hastanelere.  Büyük insanlara da saldırırlar.  Bebek ve çocuk varsa onları tercih etmelerinin sebebi ise büyüklerden korkmaları değil onların yumuşak dokulu organlarının kartlaşmış olmasıdır. 

Onun için varsa evinizdeki kedilere gözünüz gibi bakın.  Yoksa en az bir tane edinmeye bakın.  Mümkünse ince tüylü ve ince  kuyruklu ve dişi olsun.  Avcılık ve oyunculuk  özellikleri yüksektir.  Üstelik te bazı kaba kuyruk kediler gibi miskin tembel ve muhtemel fare baskınında fareye köpek muamelesi yapıp kabarıp kaçacak kadar korkak değildir. 

Evde kedi yoksa alafranga tuvaletlerin kapakları üzerine ağır eşyalar koyun.  Koyunki fare başıyla hafif kapağı itip eve sızamasın.  Alaturka çömelme tuvaletlerin kubur deliğine ise mutlaka dışbükey kapak takın. 

Avrupa şehirleri Ortaçağda vebadan kırılıp önlem olarak ev ev mahalle mahalle yakılırken Istanbul un nispeten salgından etkilenmemesinin temelinde Bizans tan miras kalan su ve hamam kültürü ile Istanbul ahalisinin geleneksel kedi sevgisi vardı.  Çünkü Orta-çağ Avrupasında yalnız  kadınlar cadı olduğu gerekçesiyle canlı canlı yakılırken besledikleri kedicikleri de peşlerinden ateşe atılınca  kedi nesli azalmıştı. 

Tabi yıkanma  kültürü yerine silinme kültürünün hakim olduğu Avrupa sokaklarına ve evlerine fareler hakim olurken veba Avrupa nüfusunun üçte birini öldürmüştü. 

Insan değiştirdiği ekosistemin bir parçası.  Insan türü yüzünden büyük şehirlerde en az insan kadar fare de yaşamakta.  Insan şimdi kendi doğasını değiştirdiği için tehdit altında. 

Bu yazımın sonunda da ; "Belirsizlik Ilkesi" nin yazarı "Heisenberg" i unutan bilim kurullarına onu hatırlatıyor ve felakete sebep olmadan önce fare istilâlarına önlem almaya davet ediyorum.

Evde kalmak hayatta kalmak ise evlerin de çok daha güvenli olması gerekiyor.

Selim Karabekir

Editör: TE Bilisim