1972 Nisan ayının ortaları; dağların zirvelerinde bahara uyanış var. Doğada tüm bitkiler “Biz de varız” dercesine topraktan kafa kaldırdı. 2 bin civarında rakımda bulunan Kabaköy, ancak Nisan ayında hayvanları ahırdan çıkarıp köye en yakın mesafesi bir buçuk saati bulan otlaklara götürüyoruz. İşte o gün Sakal Ağartan yokuşunun sağındaki koruğun kenarından -kısmen hayvanların yürümesine uygun kısmından- Hama zirvelerine yolculuğa çıkıyoruz. Zirvede düz bir plato ama çok da etraf yeşermediği için önceki yıldan kalan kuru otlarla keçi-koyun sürüsü çaresiz idare etmek zorunda. Hayvanları meraya ve ormana saldık. Elmanın deresi üstünde sağda Aygöğdü tarafında bir yerde vakit geçiriyoruz. İsmail ve halam oğlu Fevzi ağabeylerim olmak üzere üç kişiyiz. Fevzi ağabeyim çocukluk merakı bize iskambil oynamayı öğretiyor. Bir kişi noksan ilk defa oyun kağıdı ile tanışıyorum ama keşke tanışmamış olsaydık. Biraz vakit geçiyor, öğlen ikindi arası yanımızda Refiye yengemin köpeği Toros var ama oda yanımızda yatıyor. Hep birlikte aniden sanki olanları hissedercesine kalkıyoruz.

9 KOYUN YA DA KEÇİYİ KURT KAPTI

Köpek de kalkıyor eyvah etrafta bir tane hayvan kalmamış sürü sanki buharlaşıp uçmuş.  Bir koşuşturma başlıyor. Ne oldu? Bu hayvanlara nereye gittiler? Islık çalıp bağırıyor ve gürültü yapıyoruz. Sağa sola iyice baktık biraz elmanın deresinin girişine yürüyünce ilk hayvan ölüsünü gördük. Refiye yengemin köpek onu görünce nasıl havlamaya başladı. Ben de kızdım “zamanında sürünün yanında biz olmadık sen olsaydın sürüyü korusaydın” dercesine kendimce köpeğe söylendim. Etrafta biraz araştırma yapınca facianın dehşetin boyutları ortaya çıktı. 9 koyun yada keçimizi zayiat verdik. Hayvanların her birisi bir tepede, kayada perişan yaralı yada boğulmuştu. Sürür sürü darmadağın oldu. Çok üzgünüz şoktayız. Korku tavan yaptı. Çocukluk İşte çok üzüldük bana ağabeyimler görev verdi köye git kırandan bağır haber ver “davara kurt daldı” dersin. Hama’nın kıranına çıktım az yokuş aşağı salındım köye bağırıyorum ama kimse tepki vermiyor gökyüzüne bağırıp cevap beklemek gibi bir şey. Zira mesafe uzak iletişim imkansız artık çaresiz köye yürüyorum. Tatarların değirmenin rampasını çıkınca önüme ilk gelene davara kurt daldı deyince herkes Hama’nın kıranına nefes nefese yola koyuluyor. Zira fakir köylünün koyun ve keçi her şeyleri.  Yokuşa doğru insan hareketi başlıyor. Biraz daha yürüyor ve sanki maharet işlemiş gibi önüme gelen herkese söylüyorum. Köyün ikinci değirmeni  Hocagilin değirmenini geçip purların rampasını çıkıyor Kabaköy Ayasofya Cami önüne varıyorum. Bu arada yine bir çok insana haber veriyorum doğru camiye çok yakın İbogilin sokaktaki toprak bacalı evimize varıyorum. İstiklal harbi gazisi dedem hayrola “Oğlum sen davara gitmedin mi?” diye soruyor. Tabi bize kızacak diye korkuyorum ama dedem yaşayan çobanlık kültürü dahil görmüş geçirmiş tecrübe ağacı. “Siz de bir şey var mı? Ağabeyinler nerede?” diye soruyor. Onların hayvanların kalanlarının başında olduğunu söyledim. Köylü davarı sağdan soldan toplayıp dağdan akşama yakın indiriyor.

ALLAH’TAN GELDİ DEYİP RAZI OLMAK TÖREDE VAR

Zayiat tam anlaşılıyor davarı ahıra gelmeyen kaybını öğreniyor artık yapılacak çok bir şey yok yol bilen yordam bilen sinesine çekiyor. Çünkü kasıt yok kaza doğanın kanunu hayatta kalmak İçin kurtlarda yemek avlanmak zorunda. İnsan zaafı veya tedbirsizliği onların geçim kaynağı böyle hallerde “Allah’tan geldi” deyip zararına razı olmak çobandan ve ailesinden talepte bulunmamak töre gereği. Ama bu arada töre dinlemeyip yüzsüzlükle bizim keçiler içinde Pirahmetli Hava teyzemin kuzu hediye edip büyüttüğümüz tek toklumuza musallat olup zorla evine götürmek isteyen yengenin bağırtısı huzuru bozuyor. Dedem ses çıkarmıyor ama etraftaki komşular müdahale edip yengeye durumu usulüyle töreyi anlatıp ikna ediyor. Kadın kendi kendine edebi zorlayıp söylenerek tokluyu bırakıp gidiyor koyunda meleyerek bizim ahırın yolunu tutuyor.

ZİRAAT İÇİN BİR ORTA YOL LAZIM

Ey Gümüşhane siyasetçileri! Ey Gümüşhane bürokratları! Ey Kürtün halkı! Ey Gümüşhane siyasetçileri! Ey Gümüşhane bürokratları! Ey Kürtün halkı!

Evet dağlar bayırlar kurtlar şimdi artık koyuna hasret keşke o dağlarda tekrar sürüler dolaşsa kurtta kuşta nasibini alsa. Şimdi artık kurtlar bile nadiren görünüyor artık doğanın kuralı gereği kurt olmayınca yerlerine ayı ve domuz sürüleri dolaşıyor. Onlar da bağa bostana zarar veriyor. Avlanma yasağı ayarı kaçtı artık ziraat için bir orta yol zamanı geldi.

Sabri ŞENEL

 

 

 

Editör: TE Bilisim