Kazıkbeli, Kadırga, Taşköprü, Alaçayır Güvende Erikbeli Cami boğazı ve benzeri yaylalar gibi birçok yayla, Gümüşhane sınırlarında olmasına rağmen onları zilyet edenler, komşu vilayetimiz olan Trabzon yaylacılarıdır. Yaylalarda çok tartışmalar, kavga, gürültü, tatsızlık olmuş ve sonunda yaylalar güçlü olanın elinde kalmıştır. Gümüşhane geçmişte çok sahipsizlik yaşamıştır. Evet yaylalar, Çakır Göl, Dipsiz Göl ve benzeri doğa harikası yerler, Gümüşhane il sınırlarındaki köylerde olmasına rağmen bir çok ihtilaf mahkemeye taşınmış ancak davayı kazanan Trabzonlu yaylacılar olmuştur. Buna; Gümüşhane, Trabzon'un arka bahçesi muamelesi eklenince Gümüşhaneli hep mağdur olmuştur. Devletimizin bölge müdürlükleri Trabzon’da olması bir handikap olmuştur. Kamuya personel alımı, iş istihdamı, atama, yatırım, bürokrat tayin ve terfide Trabzon imtiyaz görmüş adeta şehir memurların staj yeri olmuştur. Üstelik ayırımcılık mikro milliyetçilik çoğu kez tiksindirmiştir. İşte bu şark kurnazlığı, taşra siyaseti, üzücü hatıraları ile dilden dile hala dolaşır olmuştur. Durum gerçekten tam bir arka bahçe muamelesi uygulamasına dönüşmüştür.


BU TAVIR BİZE YAKIŞMAZ

Gümüşhane bir asırdır su sorununu çözemezken Çakırgöl suyu bir asırdır Trabzon’a akmaya devam ediyor. Gümüşhane İl Özel İdaresi, Çakır göl kararı alıyor ancak bir yaptırım gücü olmuyor. Gümüşhane insanı olarak biz asla mikro milliyetçilik yapmadık, yapmayız da. Hakkımız olmayan bir talebin peşine hiç düşmedik düşmeyiz. Hani istesek de zaten yapma şansımız hiç olmazdı. Bu tavır bize hiç yakışmazdı. Hatta son 50 yıldır Trabzonspor'un Trabzon’dan sonra en çok taraftarı olan vilayet Gümüşhaneliler olmuştur. Hiçbir taraftar rakip takımı karşılar ve onu baş tacı eder mi? İşte Gümüşhane, Trabzon kupa maçında İlçemiz Torul'da Trabzonspor, kemençe oyunları eşliğinde karşıladı adeta ilçe ayağa kalktı yer yerinden oynadı kentte hayat durdu. Gümüşhane için dostluk, kardeşlik, komşuluk olmazsa olmaz karşılıksız bir sevdadır. Ama çoğu kez hemşeri dedik, yukarı yerli olduk itildik ve kakıldık.

İstiklal Marşı’nın kabul ediliş hikayesi! İstiklal Marşı’nın kabul ediliş hikayesi!


KABAKÖY YAYLASI HEP İŞTAH KABARTTI

Vefasızlığa uğramanın sayısız utanç verici örnekleri çoktur. İşte bu sahiplenme birlik hak arama dayanışma İle ilgili bir olaydır. Biz hiç kimseye haksızlık yapmayalım. Allah da nasip etmesin ama bize de haksızlık yapılmasın. Trabzon Gümüşhane'dir ve Gümüşhane de Trabzon'dur. Lütfen çağdışı, insanlık dışı mikro milliyetçilik sosyal hastalığından vazgeçilsin hak, hukuk adalet ve insan odaklı davranalım. Bizim şehrimizi sevmemiz başkalarının hakkını gasp; Başkasına haksızlık dayatma anlamına gelmemelidir. İşte o bölgede bir istisna var ki o da Kabaköy yaylasıdır. Kabaköylüler civar Dölek Köyü'nden komşularla birlikte satın aldıkları Karakodil ve civardaki tapulu yerlerin otunu biçer; meralarda çok uzun yıllar hayvan otlatırdık. Bir asra yakın Trabzon, Maçka ve Zigana' dan gelen çok kaliteli dede dostlarımıza yaylalarda buluştuk. Kuru ekmeği dostluğa azık ettik. Kabaköy yaylasının çok uzun zaman belli bölümlerini kiraya verdik. Bu yıllarca sürdü. Yaylalar hayvancılığın gerilemesi büyük şehirlere göçle birlikte boş kaldı. Aslında diğer Gümüşhane Yaylaları gibi Trabzon il sınırına yakın olan Kabaköy yaylası hep iştah kabartmıştır. Kabaköy Arzular ve Yetirmez saygın itibarlı nüfuzlu yiğit evladı dedelerimiz buna engel olmuştur. Bugün Kabaköy yaylası Alacaçayır Taşköprü ve benzeri Trabzonlu dostlarımız elinde değilse kendilerini saygı minnet ve rahmetle andığımız dedelerimiz sayesindedir. Kendilerini saygı minnet ve rahmetle anıyoruz. Emanetleri karnımızı doyurmasa da hatıraları onurumuzdur. Gümüşhane'de kadın olmanın onuru ve onların çile ağacı analarımız sayesindedir. İşte bu acı vefalı gerçek böyle biline. Akde vefa maziye saygı, adap, edep, ahlak bu gerçeğin teyididir.


SABRİ ŞENEL/ 23.11.2020

Editör: TE Bilisim