Bu Yıllarda Şiran ilçesi, Gümüşhane'ye bağlı bir bucak idi. Birinici Dünya Savaşı YıIlarında yani 1916'dan Gümüşhane ilinin kurtuluşu olan 15 Şubat 1918 Yılına kadar devam eden Osmanlı Rus Savaşı'nda Gümüşhane, Kelkit, Köse gibi yerlerin işgalinde nasıl ki Rus ordusu için, Kelkit önemli ise (Çünkü, Rus'ların tüm erzak depoları Kelkit'dedir) Osmanlı ordusu için de Şiran o kadar önemlidir.

Çünkü, Kara Dağ, Çilhoroz Dağı, Çimen Dağları Osmanlının elindedir. Osmanlının en kuvetli mevzileri buralardadır. Halen Çimen Dağı'ndaki Dumbulca denen yerdeki Osmanlı Şehitliği günümüzde bile görenlerin içini yakmaktadır." Büyüklerimizden dinledigimize göre Rus ordusu bir gece baskını ile burada bir alayımızı şehit ediyor. Rus baskınından kurtulan askerler ise yollarda Ermeniler tarafından öldürülüyorlar.

Bu savaş Yıllarında Rus'lar Şiran'a girememiştir. Sadece Telme, Kavakplnan Köyleri bir müddet Rus işgalinde kalmıştır. Fakat Rus'lardan destek alan Ermeni çeteleri yer yer öldürme ve soygun olaylarına karışmışlardır.İlçe tarihinde kara gün olarak bilinen bu günler Yıllarca Şiran insanının zihninden silinmeyecek ve bu acı, Yıllarca türkü ve ağıtlarda söylenecektir. Halk arasında muhacirlik diye adlandırılan bu kara günler Şiran insanı için belki de tarihinde hiç görmediği günlerdir.
Erzincan, Bayburt, Kelkit yörelerinin Ruslar tarafından işgal edilmesiyle bu yörelerde oturan insanlar yerlerini,yurtlarını terk ederek Şiran ilçesi üzerinden Orta Anadolu'ya doğru muhacir oluyorlar'ki işte bu göçlerle Şiran İlçesi'nin kara günleri başlamaktadır.

Türk milletini bölmek için öncelikli bölünme hedefi kimlerdir? Türk milletini bölmek için öncelikli bölünme hedefi kimlerdir?

Onlar göç eyledi muhacir oldular. Yolları, Kelkit – Şiran – Şebinkarahisar – Suşehri – Koyulhisar üzerinden Anadolu'nun içlerine, Tokat – Turhal – Aamasya – Zile – Kazankaya….Kimileri öldü kimileri geri dönmediler...

Şiran'ın seferberlik döneminde iç bölgelere göç eden Muhacirlerin güzergahı üzerinde olması sebebiyle yerleşik olanlarla, köylüler arasında yaşanan bir kısım sorunlar (Savaş yüzünden yaşanan büyük açlık insanları arazilerinde nöbet tutmaya sevk etmiş,göç eden insanların da bu ekili arazilere zarar vermesi yüzünden anlaşmazlıklar yaşanmış), yaşanan açlığın dehşetini göstermek için rahmetli Babamın anlatımlarından dinlediğim şu örnekleri aktarmak isterim.

“Yoldan süvariler geçerdi,atlarının bıraktığı artıkların içerisinden arpa tanelerini ayıklar ,bir kısmımız bunu tohumluk yapar bir kısmımız ise iyice yıkayarak………………….” yazmaya dilim varmıyor.

Mısır koçanlarını değirmende öğüterek un haline getirir ve yerdik.

Dağlarda yetişen yabani meyveler ,ahlat,aluç gibi yemişler bir çok insanın hayata tutunmasını sağlamıştır.

I.Dünya Savaşından yenik çıkılması üzerine bölgede ki Rum ve Ermeni çetelerinin bölgede yaptıkları katliamlar ve dedelerimizin bu yüzden yaşadığı sıkıntılar ve acılar anlatmakla bitmeyecek kadar çok ve dram yüklüdür tarihçilerimizin bu konuyu kesinlikle araştırıp kitap haline getirmeleri gerekmektedir.

Seferberlik yılları yaşayan bir neslin devamıyız ,hiç kimse bu topraklar için farklı hayeller kurmasın derim , bende çok dinlemiştim seferberlik yıllarına dair muhacirlik anılarını rahmetli bibimden dinledim,dedem 6 çocukla gittiği muhacirlikten bir tek bibimle dönmüş o yüzden bibim bizlerin adlarını geri dönemeyen kardeşlerinin adlarını vermiş.Sami ,Mustafa ,Avnı,Mehmet ve Kamil......

KAMİL KOÇ 

Editör: TE Bilisim