Osmanlı’nın Kürtleştirdiği  Türkler! Osmanlı’nın Kürtleştirdiği Türkler!
Üzerine cümle kurulacağı zaman en çok taraftar bulan olan ama uygulamaya geldiğinde yapısına aykırı bir yığın icraatla karşılaşan demokrasi. Ülkemizde cumhuriyetin ilanından bu yana demokratikleşme çabaları ne yazık ki yeterli gelmemiştir.

Demokrasi adeta ideal tip gibi olmuş ve kimse ulaşamamıştır. Ulaşmak adına demokrasiye ileri, çok ileri, iki ileri bir geri demokrasi falan gibi isimler verilmişse de içi doldurulamamıştır. Bunun nedeni ise demokrasinin ülkemizde kumdan zemine inşa edilmiş olması ve en ufak krizde yaşanacak olumsuzlukları gidermek adına uygulamasının rafa kaldırılmasıdır.

Demokrasinin rafa kaldırılması kimi zaman asker, kimi zaman sivil siyasilerce yapılmış olsa da krizler demokrasi ortadan kalktığı vakit alabildiğine büyümüş, ülkeyi daha büyük çıkmaza sokmuştur. Hangi demokrasi diyerek yazıya başlamamın sebebi ise ülkemizde adını duyup da sekteye uğraması dolayısıyla kendisini tanıyamamış olmamızdır. İnsanımız demokrasiyi daha tanıyamadan çeşitli sebeplerden askıya alınıyor çünkü bilinç olarak demokrasiyi verebilmiş değiliz. Sadece eleştirmiş olmayalım.

AKIL BİLİM HUKUK VE DEMOKRASİ diyorsak, aklın ve bilimin olması gerektiği gibi tecelli etmesinde hukuka ve demokrasiye ihtiyacı olduğunu da hatırımızdan çıkarmamalıyız.

Demokratik bir ortamda hukuki güvence verilerek her anlamda yapılacak üretimin (fikir üretimi de dahil) kalite farkı gözler önüne gelecektir. Bundan ötürü biz hukuk ve demokrasi kavramlarını mecliste, meydanlarda, üniversitelerde, konferanslarda vs. yerlerde ne kadar dile getirirsek getirelim, bilinç olarak tahta sıralarda çocuklarımıza vermediğimiz sürece maalesef çabalarımız beyhudedir.

Gelecek nesilleri demokrasi bilinci ile yetiştirmek, toplumumuzun muasırlaşmak iddiasındaki haklılığını da vereceğimiz eğitim nispetinde arttırarak ülke olarak ekonomiden dış politikaya, bilimden teknolojiden sanayiye hemen her alanda hedeflerimize ulaşmamızı sağlayacaktır.

Peki ne yapmalıyız? Eleştirmek işin en basit kısmıdır bizim maharetimiz ise çözüm üretmek olmalıdır. Yarınlarda yönetim mekanizmalarında görev alacak ve seçimle iş başına gelinen yere insan seçecek gençlerimize, bilim üretecek insanımıza yönetim, etik, ahlak ve hukuk derslerini lise çağından itibaren vermeli ve hayatın her yerinde en küçüğünden en büyüğüne demokrasi ve hukuk bilincini aşılmalıyız.

İnsanımızı ve toplumumuzu demokrasiyi tatbik edecek bir eğitim programından geçirmeli, hayatta da uygulamasını sağlayacak şekilde yetiştirmeliyiz.

Öğrendiği teoriyi pratikle buluşturma imkanını iş ve görev hayatında sağlamalıyız. Bunu yaptığımız takdirde ülkemizde demokrasiyi kum zemin üzerinden alıp daha sağlam bir zemine oturtacağımız kanaatindeyim. 

Saygı ve sevgiler arz ederim.

Tuğberk ÇELİK

Editör: TE Bilisim