Yeni bir milliyetçilik yaklaşımı arayanlara! Yeni bir milliyetçilik yaklaşımı arayanlara!

Konuşanları herkes anlar.
Marifet; susanı anlamak..

''Ne acayip” dedi beyaz saçlı adam acı acı gülümseyerek, “konuşmak bizi o kadar meşgul ediyor ki konuştuklarımızı anlamaya hiç vaktimiz kalmıyor!”

Sanki uzun mesafeler boyunca yürümüş gibi yorgunuz ama geldiğimiz hiç bir yer yok. 

Sanki her şeyi çok seviyormuş gibi yapıyoruz ama dünyamız kaskatı, içinde neredeyse hiç sevgi yok. 

Sanki her düğümün çözümünü biliyormuş gibi konuşuyoruz ama her yaptığımızla, her söylediğimizle düğümler daha da çözülemez hale geliyor. 

Milyon tane kitap deviriyoruz görünüşte ama o kitaplardan hayata yayılan hiçbir bilgelik yok. 

Herkes ne kadar doğruluk timsali olduğunu ispat etmenin derdinde, iyi de hayatın fotoğrafına bu kadar eğrilik nereden karışıyor? 

Sanki aynı derdin dertlisi, aynı yolun yolcusu kocaman kalabalıklarmışız gibi konuşuyoruz; bir küçük kıvılcım yetiyor oysa aramızda koca koca yangınlar çıkartmaya. 

Aramızdan biri bir diğerine “Yalnız değilsin!” dediğinde, hepimizi üşüten bir yalnızlık rüzgarı esmiyor mu her yanımızda. 

İktisattan anladığımızda bir yanlışlık yok mu? İnsan harcayarak kim düzen tutmuş, dirlik sahibi olmuş bu cihanda? 

İçinde ‘gönül’ kelimesinin geçmediği bir tek türkü yok neredeyse bu coğrafyada; ama kim biliyor bugün gönlünün yerini Allah aşkına! 

“Masum değiliz hiçbirimiz”, eyvallah! Ve fakat masumiyetin hayalini bile kuramayacak kadar kuruyup gitmemizi izaha yeter mi dilimize sakız ettiğimiz bu itiraf kelimeleri. 

Nasıl acayip bir ticaret ki bizim ticaretimiz, hep zarardayız. Ne menzile varmaz bir söz ki bizim sözümüz, hiçbir yere varmadan hep baştan başlamaktayız....                     

Küçük dertleri, büyük kederlerle büyüten değil.
Küçük sevinçleri, kocaman çiçek bahçesine dönüştürebilen insanlar olsun hayatınızda...

ALINTI

Editör: TE Bilisim