TOKİ’nin 100 bin konut projesi kapsamında faiz oranlarını yüzde 0.49 oranına indirmesi hakkında, tanınan ilahiyatçılar ve müderrislerin yorumları dikkat çekti. Birçok din adamı, faizlerin düşürülmüş olsa da helal olmadığı konusunda vurgu yaptı. İşte din adamlarının, TOKİ’nin yüzde 0.49 oranındaki faizine dair yorumları:

Dr. Ahmet Hamdi Yıldırım (Fıkıhçı)

Bildiğim şu ki faizin 0.1’i de faiz 0.49’u da faizdir. Cenab-ı Allah faizi haram kılmıştır. Bunun enflasyonun altında olması, rollerin değişmesinden başka bir şey değil. Yani 100 lira alıp, 90 lira vermek de faiz. Dolayısıyla faiz sadece 100 lira alıp, 110 lira vermek değil. Almak da vermek de haram. Bunu fakir kimsenin yapıyor olması helal hale getirmez. Allah hepimizi affetsin.

Sezgin Çakır (İlahiyatçı Yazar)

Şimdi gidip bizim kardeşlerimiz 0.49 faizle kredi çekip ev alacaklar, İsmailağa fetva kurulu da buna caiz mi diyecek? Faizli kredi çekmeden Toki’den ev almak mümkün mü? Değil. İsmailağa fetva kurulu bugüne kadar çok hassas ve dikkatli fetvalar vermiştir. Derhal bu yanlış fetvayı geri çekmeli ve tövbe etmelidir. Muteber hocalar da insanları bankaya kredi çekmeye yönlendirirse vay halimize!

Sami Büyükkaynak (İlahiyatçı Yazar)

Maalesef bu fetva kardeşlerimizin faize imza atmasına vesile oluyor. Nasıl verecek hesabını? Açıkça yazıyor Ziraat ve Halkbank’tan %4.9 oranında kredi kullandırılacak diyor. Hocamız hala sözleşmeden bahsediyor. Tuhaf işler.

Nureddin Yıldız (Fıkıhçı)

Borcun alınan miktarından daha fazla ödenen şeyin adı ne olursa olsun o fazlalık faiz muamelesidir. Enflasyon oranında bile olsa alacağın üzerine faiz talep etmek ve almak caiz değildir. Paranın aslını korumayı taahhüt eden bir kazancın nasıl helal olacağını bilemiyorum.

Prof. Dr. Mehmet Halil Çiçek (İlahiyatçı Yazar)

TOKİ idaresi devletin ayrı bir kurumu bankalar devletin ayrı bir kurumu her birisi ayrı bir şahsiyet hükmündedir. Dolayısıyla iki kurumun devlete ait olmadı faizli akdi ortadan kaldırmıyor. Ayrıca aynı şahısla ayrı iki akit yapılabilir. Bu akitlerden birinde faizli bir muamele tarzı varsa o faiz olarak devam eder. Dolayısıyla iki kurumun devlete ait olmadı faizin mahzuriyetini ortadan kaldırmaz. Vellahu A’lem

Doç. Dr. Adnan Memduhoğlu (İlahiyatçı Yazar)

Enflasyon gerekçesiyle faize kapı aralanması, enflasyondan doğan kaybın telafisi için faiz sisteminin sebep olduğu sayısız zararlara yol açılması anlamına gelir ki bunun ne kadar tehlikeli bir durum olduğu aşikardır. Buna karşı asıl kalıcı olarak yapılması gereken şey, paranın enflasyona karşı değerinin korunması ve bunu sağlayacak tedbirlerin alınması, çözümlerin geliştirilmesidir. Enflasyonun yol açtığı değer kaybını önleyici ve paranın reel değerini koruyucu çözümler üretmek yerine paranın enflasyona karşı değerinin korunması, faizin yaygın olarak câiz görülmesinin gerekçesi kılınmamalıdır. Enflasyon karşısında alınacak tedbirlerde paranın değerini koruma amacı hâkim kılınıp değişmez bir oran söz konusu edilmemelidir. Diğer taraftan verilen karzdan alınacak fazlalığın, çoğunluk fukaha tarafından neden riba kapsamında değerlendirildiğini de gözardı etmemek lazım diye düşünüyorum. Sonuç olarak, bu örnekte olduğu gibi, vadeli para borçlarında enflasyon oranına endeksli bir arttırımın en azından faiz şüphesi taşıdığını söyleyebiliriz.

İbrahim Cücük (Fıkıhçı)

Faizin tarifini biliyorlar mı Toki’dekiler. Faiz olan bir şeye faiz değildir demekle faizlikten çıkmaz; faiz olmayan bir şeye faiz demekle faiz olmaz. Allah celle celalüh alışverişi helal faizi haram kılmış. Her artış faiz değildir; veresiye alışverişteki artış gibi. Para alışverişindeki artış faiz, mal alışverişindeki artış faiz değildir. Banka satın alır sana üzerine kâr koyarak satarsa caizdir. Ama banka para satıyor, alırken farklı alıyor apaçık faizdir

Mehmet Odabaşı (Fıkıhçı)

Bendenize soran yakınlarıma “bankayla yapılan anlaşma özünde faizli bir kredi anlaşması olduğu ve sulb-i akitte faiz zikredildiği için, bu faiz oranı isterse enflasyonun altında kalsın, caiz değildir” diye cevap verdim. Nitekim enflasyonun -inşallah o günleri görürüz- sıfır olduğu bir vasat oluşsa ülkemizde bu durumda reel faiz de gerçekleşmiş olacaktır. Hangi amaç gözetilirse gözetilsin keşke tartışmasız alternatifler (murabaha, azalan ortaklık vs) önerilerek meşruiyeti konusunda neredeyse ittifak bulunan yollara başvurulsa. Bendeniz bunun faizsiz finansın gelişimi için gerekli olduğunu düşünüyorum.

Necmeddin Irmak (Fıkıhçı)

Bu mesele, fıkhi bir mesele olmadan önce teslimiyet yönüyle imani, utanma/haya yönüyle de ahlaki bir meseledir. Allah’tan utanmayan kimsenin dilediğini yapabileceğini Efendimiz aleyhis selam dile getirmiş. Kastım bu hususa cevaziyet veren hocalarımı ilzam değildir. Buna tevessül edenlerin durumudur. Esasen mesele, zannımca zaruret ve maslahat bağlamında ele alınmaktadır. Halbuki her iki gerekçe de görecelilik arzetmektedir. Faizin haramlığını bildiren nass ise katidir. Bir başka cihet ise sedd-i zerai cihetidir. Harama götüren yolların mahzurluğunu günümüzde çokça yaşamaktayız. Nice haramlar bu hususa dikkat edilmediği için rahatlıkla işlenebilir hale gelmiştir. Faiz de bunların başında gelmektedir. Oysa ki Kuran’da en şiddetli tehdit faize dairdir. Pek çok kişi verilen ruhsatı mutlaklaştırmış ve umumileştirmiştir. Neticede bu yaklaşım tarzı cevaziyeti verilmemiş hiç bir mesele bırakmamıştır. Faizin haramlığına dair nasların katiliği düşük faiz oranlarının cevaziyetini yahut reel faiz olmadığını ifade etmede bizi çok daha endişeye sevketmeli diye düşünüyorum.

Muhammed Şevket Gökşan (Medrese Alimi)

DEM Partili belediyenin ilk toplantısında İstiklal Marşı krizi! DEM Partili belediyenin ilk toplantısında İstiklal Marşı krizi!

Alışveriş helal ve Faizin her çeşidi kati nasla haram kılınmışken, bir şekilde her şeye bir kıkıf bulup dönüştürme kabiliyetinde olan modernitenin, dönüp dolaşıp mübah bir surette faizi sunması, onu mübah kılmaz. Korkarım bu husus, modernitenin birçok alanda olduğu gibi, faiz konusundada islamın bu hükmününde bir gedik açması olacak. Ve birçok mahzurlu duruma sebep olacaktır. Hocaların görevi, çağın önlerine getirdiği hususlara fetva bulmak değil, işin allah cc rızasına uygun olanını ortaya koymaktır. Her meselede azimeti önceliyen bir toplumun, böyle bir hususta ruhsatvari yaklaşımlar sergilemesi anlaşılır bir durum değildir. Adamlar adını faiz koymakta sakınca görmezken, biz haram demekten mi çekinicez! Bu husus da, Hanefi ülemasının bir kısmı alım gücünü esas alırken, diğer bir kısmıda miktarı esas almışlardır. Bize soran kardeşlerime “faizin sıfırın altında olanından da, sıfırın üstü olanındanda kaçının. Başkalarının dünyasından dolayı kendi ahiretinizi zayi etmeyin diyoruz.” Rabbim istikametten ayırmasın

Tayyip Elçi (Medrese Alimi)

Sistemin işleyişine dair videoda anlatılan ile Toki sitesindeki farklıdır. Videoya göre zaten kredi yok, vadeli satış var. Ama sitedeki bilgi farklıdır. Yani hoca doğru bilgilendirilmişse fetvası doğrudur. Ancak kendisine verilen bilginin yanlışlığına binaen görüşümüz fetvanın yanlışlığı suretinde olmalıdır. Kredi işi ayrı TOKİ işi ayrı ise faiz oranına bakmaksızın haram demek durumundayız. Yani gidip kredi çekmek söz konusu ise haramdır.

Abdullah Taylan (Medrese Alimi)

Toki’nin 0.49 faizli kredisi hakkındaki görüşümüzdür. Burada öncelikle işlenen sistemin adı serahatan faizdir. Istılahta her alınan fazla katkının adı faizdir. Her ne kadar bir vadeden bahsedilirse dahi, o vadenin önü açık ve bir fazlalık alınacağını akitte ifade ediliyor. Buna enflasyon farkı denilse dahi bu fark faizdir. Çünkü ekonomik enflasyon sabit olmadığından, üzerinden kati hüküm kestirilemez. Her borçlanma içinde bir fayda sağlıyorsa o fayda faizdir. Yani birine borç para verdin, o sana bir yemek ikram ederse, yediğin yemek faizdir ve haramdır. Peki, burada alınan evin birinci akdi güya kesin fiyatıdır, ikinci akdi geciktirdikçe fazla katkı vermesidir. İki akitle yapılan bu pazarlıkta alınan fazlalık faiz olmaz mı? Olur ve haramdır. Seni şüphede bırakan şeyi, şüphesizliğe bırak usul kaidesi gereğincede, bu ticaretten sakınılması evladır. Ayeti kerimede (Bakara, 270- 280) Allaha ve Resulullaha savaş olduğu ifade edilen faiz hakkında teville kurtuluşumuz mümkün değildir. Burada adını enflasyon farkı veya komisyon koyarak temize çıkamayız. Her halükarda, ticareti İslami kurallara uymayan faizli bankalarla, muamele edilemez. Bir hadisi şerifte Hazreti Abdullah bin Ömer radıyellahü anh rivayetle uyarılıyoruz; “Yaptığınız alış verişte, bir ineğin kuyruğu kadar fazla alırsanız, ziraat yapar cihadı terk ederseniz, Allah sizleri zelil edecektir. Dininize dönmediğiniz müddetçe Allah zilleti sizden gidermez.” Bu faiz Nesie Faizi hükmüne girer, böyle bir ticaret bereketsiz ve faydasız bir ticarettir. Sakınırsak, ayeti kerimenin sırrı gereği, ALLAH bize bir hayırlı kapı açacaktır.

Dr. Mustafa Bahadıroğlu (İlahiyatçı Yazar)

Biz bu ve benzeri konularda ameli ve itikadı düzgün fıkıh âlimlerinin görüşlerine uyarız. Fıkıh âlimlerinden öğrendiğimiz kadarıyla krediyi kullandıranlar faiz diyorsa bu faizdir. Devlet de olsa faizli kredi diyorsa faizdir. Faiz miktarının enflasyondan az olması onu faiz olmaktan çıkarmaz. Ancak devlet faiz lafzını zikretmeden meselâ 10 yıl vadeyle şu evsaftaki dairenin fiyatı budur. Fakat 5 yıl vadeyle alana bu kadar indirim, peşin alana ise bu kadar indirim yaparım derse bu caiz olur. Yıllar boyunca ödenecek miktar net bir şekilde bu günden belli olmalıdır. Fiyatta meçhullük olmamalıdır. Aksi halde bu fasit bir alış-veriş olur.

Dr. Mehmet Sürmeli (İlahiyatçı Yazar)

Faiz ayetleri en son inen ayetler grubundandır. Bu nedenle Hazreti Ömer radıyellahu anh; “Resulullah bu konunun tüm ayrıntılarını veremeden irtihal etti. Faiz şüphesi olan her şeyi terk edin” buyurmaktadır. Tozundan bile sakınmayı emreden bir Peygamberin ümmetiyiz. Tarikatlarımız bu konularda azimet fıkhıyla amel ederler. Mubahlar konusunda bile seçici davranırlar. Faiz konusunda kanaatime göre lafızlar önemlidir. Enflasyon ölçü alınmamalıdır. Daha geniş bakarsak bu anlayış bizi kapitalizme entegre eder. Şahsen, adı faiz olarak ifade ediliyorsa enflasyon altındaki bir oranın bile haram olduğuna kaniyim. Faizsiz bir sistemi kuracak sermaye ve proje Müslümanlarda var. Haram oluşuyla ilgili ayetleri okumakla kalmayıp, çözüm üretmek daha evladır.

Mahmut Toslak (Medrese Alimi)

İtibar ettiğim bazı âlimler şöyle diyor: Faiz, akit esnasında şart koşulan fazlalığının adıdır. Dolayısıyla yapılan faiz akdinin daha sonra enflasyonun altında veya üzerinde çıkmasının hükme bir tesiri yoktur. Sonuç olarak, enflasyon tahmin edilerek faiz akdi yapılamaz. Enflasyon ileriye yönelik bir durum olduğu için şimdiden böyle bir hesaplama; ileride bu kadar enflasyonun oluşmasına sebep oluyor ve enflasyonu körüklüyor. Bundan dolayı faiz enflasyonun altında da olsa veya üstünde de olsa hepsi haramdır. Bunlara ilaveten enflasyon oranı belli kalem mallardan tahmini olarak hesaplanmakta olduğu için, kesin olarak hesaplanamamaktadır. Bu durum da az ya da çok faize bulaşmak tehlikesi olduğu anlamına gelmektedir.

Aydın Başar (İlahiyatçı Yazar)

Bu aziz millet, ahiret selameti için hocalardan alimlerden öyle fetvalar bekliyor ki bu fetvalarla bırakın bankaya girmeyi, bankanın gölgesine bile uğranılmasın. Eski alimlerimiz bankanın gölgesinde durmaya bile cevaz vermemişlerdir. Alimlerimiz verdikleri fetvalarla bankaya giden bütün kapıları kapamak zorundadır. Din kardeşlerini kapitalizmin mabedi olan banka yoluna düşüren fetvalardan şiddetle kaçınmak ve Allah’a sığınmak gerekir. Bu konuda verilecek olan sipariş fetvalar, faiz gibi büyük bir günahın halk arasında kanıksanmasına sebebiyet verir. Halbuki alimler fetvaları ile bankaya giden yolları kapamış olsalar, bu kurumlar böyle Müslümanların aklıyla alay etme cüretini gösteremezler.

 

Editör: TE Bilisim