DEM Partili belediyenin ilk toplantısında İstiklal Marşı krizi! DEM Partili belediyenin ilk toplantısında İstiklal Marşı krizi!

Onunla 1986’da Varlık filmde çalışırken tanıştım. Tanıştıran Attilâ İlhan’dı. İkisi arasındaki dostluğa şaşıranlar olurdu… Bir ‘sağ’ biri ‘sol’ diye yaftalanmışlardı
Türkiye için çözümlerde birebir uzlaşırlardı. Çünkü ikisi de bu vatan için bir ÖMÜR vermişlerdi! Vatan sözkonusuysa, gerisi teferruattı!

Attilâ ağabeyi kaybettiğimizde, yapılan anma töreninde konuşması için rica etmiştim. Koşarak gelmiş, Atatürk Kültür merkezinde, birtakım sahtekarların yalancı gözyaşlarını suratlarına vurmuştu.

Dimdik dururdu. Sonucu ne olursa olsun doğru bildiğini savunurdu… Taviz nedir bilmezdi, kalemini hiç satmadı, ‘kalemini satan’ ve ‘onları satın alanlarla’ hayatı boyunca mücadele etti!

Hakkında en çok dava açılmış gazetecilerden biriydi. Yüzlerce yıl mahkumiyet istemiyle yargılandı. 1970’lerde de 80’lerde de defalarca ‘fikir suçundan’ hapis yattı.
Herkes gazetecilik yapar, ama kelimeleriyle suratınıza tokat atabilen, sözleri kurşun gibi delen geçen az gazeteci vardır. Necdet abi onlardan biriydi!
Ajan okulları ve Osmanlı’dan Günümüze Misyoner Faaliyetleri gibi kitaplarını okurken, ‘keskin’ ve ‘basit’ anlatımın ne olduğunu öğrenmiştim.. Kitabı elime aldım, ve tüm gün bir daha yerimden kalkamadım. Satırlar sizin ara vermenizi imkansız kılıyordu.

Köşe yazıları da öyleydi.. Ortadoğu ve Yeniçağ gazetelerinde önce onun köşesine bakardım… Sonra darıldı, bir daha gazetelerde yazmadı!

Necdet abi, Türkiye’yi vatanı ve bu milleti HER ŞEYDEN üstte tuttu.

Şimdi gözlerini kapadı, huzura kavuştu. Nurlar içinde yat Necdet Sevinç!

Babıali’de ONUR ne demek senden öğrenen çoktu..”

ALINTI

Editör: TE Bilisim