‘Millî Mücadele’nin Dinci Muhalifleri’ ‘Millî Mücadele’nin Dinci Muhalifleri’
Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Sedat Kadanalı, kanser gibi korkutucu bir hastalıkla başa çıkmak için sıkça test yaptırmanın daha iyi korunmak anlamına gelmediği söyledi. Kadanalı, "Çok sık smear testi yaptırılması durumunda vücut bu olağan değişikliklerin farkına varır ve vücudun kendiliğinden çözeceği olaylar gereksiz yere tedavi edilmiş olur. Bu değişimler vücut tarafından kendi potansiyeli ile zaten iyileştirilecektir. Buna gereksiz tanı ve gereksiz tedavi denmektedir." diye konuştu.

Kadınların hayatı boyunca rahim ağzında sürekli hücresel değişiklikler olacağını ve bunların bir kısmının rahim öncesi kanser öncüleri olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Sedat Kadanalı, "Ancak vücut her konuda olduğu gibi rahim ağzında da kendi doğal savunmasını yapar ve bu hücresel değişiklikleri doğal olarak ortadan kaldırır. Vücudun kadın hayatının çeşitli evrelerinde oluşan olumsuz rahim ağzı değişikliklerini tamir etmesi söz konusuyken, ortadan kaldırmasına izin vermeden müdahale edilerek, rahim ağzının yakılması ve çıkarılması gibi işlemler gereksiz olacaktır. Öte yandan rahim ağzında böyle bir değişiklik olduğunun söylenmesi kadını gereksiz paniğe ve kanser fobisine itecek ve adeta işlem sonuçlanana kadar hayatı zehir olacaktır." dedi.

3 YIL ARALIKLA KONTROLLER İHMAL EDİLMEMELİ

Rahim ağzı kanserinin yavaş ilerlemesi, seyrek görülmesi ve çoğu kanser öncüsü lezyonun vücut tarafından temizlendiği göz önüne alındığında 21 yaşından sonra her 3 yılda bir smear testi yaptırılması öneriliyor. 21 yaşın altında smear testi önerilmezken, 65 yaşından sonra eğer önceki testler temiz çıkmışsa artık test yapılmasına gerek görülmüyor. Bazı özel hasta grubu içinse daha sık tarama testlerine gerek duyuluyor. Bu grup içerisinde AIDS hastaları, organ nakli veya farklı bir sebepten dolayı bağışıklık sistemi bozulmuş olan kadınlar ve daha önce kanser olan kadınlar sayılabilir.

Editör: TE Bilisim