Kanal İstanbul konusu, Katar prensinin annesi tarafından kurulan şirketin satın aldığı arazi ile bir defa daha gündeme geldi! Tank Palet fabrikasının işletmesi de devredilen Katar, neden Türkiye'de büyük yatırımlar yapıyor ve kimin parasını kullanıyor?

Bir ara Katar emiri, 340 milyar dolarları olduğunu söylemişti. Hani Tarkan, "hepsi senin mi?" diye soruyordu ya, bu paraların bir kısmı Katar'ın elinde emanettir!

Katar aslında ABD işgali altında bir ülkedir. Bölgedeki en büyük Amerikan üsleri Katar'dadır. Bu üslerde 50 bin Amerikan askeri vardır. ABD, Arap baharını da İstanbul'dan ve Katar'dan organize etmişti.

Şimdi ABD, ikinci Karadeniz operasyonunun düğmesine de Katar ve Türkiye üzerinden başladı ve ilk iş olarak, İstanbul'daki iktidar medyasına Boğazlar rejimini düzenleyen Montrö'yü yıpratma görevini verdi! Bu arada Kanal İstanbul hattı çevresinde arazisi olanlar da Boğaz'daki tanker faciasını gündeme getirmeye başladı! Oysa tanker faciasını önlemenin yolu, Kanal İstanbul ve Kanal Çanakkale açmak yerine Doğu'dan Batı'ya petrol boru hattı inşa etmektir.

***

Aslında ABD, Karadeniz operasyonunu, 1 Mart tezkeresiyle açık etmişti! Bu tezkere ABD tezkeresiydi ve Samsun ve Trabzon limanlarını ABD'ye verilmesini öngörüyordu. ABD, Trabzon'da büyük bir üs kurmak talebinde de bulunmuştu. 

İşte tam o sırada kuvvet komutanlarıyla birlikte Trabzon'a sürpriz bir ziyaret gerçekleştiren dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, "Çok kısa bir dönem evvel, Trabzon'da Deniz Kuvvetleri'ne ait bir komutanlık kurduk" demişti.

En Önemli Rızık: Beşerî Sermayemiz En Önemli Rızık: Beşerî Sermayemiz

Yine Türk Deniz Kuvvetleri'nin de çalışması sonucunda, Karadeniz'de kıyısı bulunan ülkelerin katılımıyla "Blackseafor - Karadeniz Ortak Deniz Kuvveti" kurulmuştu. Buna karşılık Ergenekon operasyonlarında, İlker Başbuğ ve Karadeniz'e ABD'yi çıkarmayan çalışmalara katılan bütün denizciler tutuklandı ve yargılandı.

O dönemde Yeniçağ'ın Macit Soydan imzalı "Karadeniz'de enerji savaşı" başlıklı manşet haberinde bu gelişmelere geniş yer verilmiş ve "ABD, Gürcistan'ı Rusya'ya karşı kışkırtıp savaş çıkararak amacına kısmen ulaşmıştı. ABD, savaş sonrasında insanı yardım kılıfıyla donanma gemilerini Karadeniz'e sokmuştu. ABD'nin Türkiye'deki temsilcileri, son bir yıldır adeta Trabzon'u mesken tutmuştu." bilgileri verilmişti. ABD, Hazar enerji hattını da kontrol etmek istiyordu. 

***

Bu sütunda ise "Ve ordu, Trabzon'a müdahale etti!" başlığı altında şu bilgilere yer vermiştim:

"Bilindiği gibi, Trabzon'un direnci, Rahip Santoro ve Hrant Dink cinayetleri gibi olaylar üzerinden kırılmak istenmişti. Hatta bir yazar,  'Ordu, Trabzon'a müdahale etsin' bile diyebilmişti.

Aslında Trabzon'a kurulmak istenen Amerikan üssüne karşı, bölge halkının direneceği hesaplandığından, bir şehrin halkı suçlu ilân ediliyordu ki sesleri  çıkmasın!

İşte ordu Trabzon'a müdahale etti ama nasıl? Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Trabzon'da Oruç Reis firkateyninde yaptığı açıklamada 'Düşüncemiz ve planlarımız, buradaki Deniz Komutanlığını daha fazla büyütmektir. Herhalde Trabzon'a da bu yakışır' dedi.

Amerikan ordusuna Trabzon'da yer yok!"

***

Yine Yeniçağ'ın "Karadeniz kapandı!" başlıklı haberinde "ABD'nin 'Karadeniz'e girmek' çabalarına karşı set çekiliyor. Türkiye, Ukrayna ve Rusya, bölgesel savunma ittifakı kurdu." bilgileri verilmişti.

Geçen yıl ise NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, ittifakın Gürcistan'ın üyeliğini desteklediğini belirterek, NATO'nun kapısının bu ülkeye açık olduğunu söylemişti. ABD, Bulgaristan ve Romanya'dan sonra Gürcistan'ı da NATO'ya alarak "Karadeniz'i bir NATO gölü haline getirmek" istiyordu.

Şimdi Kanal İstanbul ile yeniden hayata geçirilmek istenen proje işte budur!

Kaynak Yeniçağ: ​​​​​​​Arsln Bulut

Editör: TE Bilisim