Zahîreciye gelenler, zahîre aldıktan sonra, hayvanlarına (arpayı) da aynı yerden alıp çıkarlarmış. O zahîreci bakmış ki, karşıdaki (arpacı) dan alış-veriş eden yok.
Kendisininki ise (yarı) olmuş. O da çoluk çocuğuna ekmek götürecek diye, kendi arpa çuvalının üzerini (örter) ve müşteriler (arpa) da isteyince;
(Arpamız kalmadı, onu da karşı dükkândan alın) dermiş. İşte kardeşlik budur.
(Eshâb-ı kirâm)
Mekke’den Medîne’ye hicret edilince, Medîneli müslümânlar, (evleri) nin, (arsaları) nın yarısını onlara verdiler.
Odayı verince, (Bunun kirâsı ne kadar?) diye sordu Mekkeliler. Onlar da; (Ne kirâsı, burası eşyâsıyla birlikde sizin) dediler.
Kendine lâzım olmıyanı değil; mühim olan, kendine (lâzım) olandan verebilmekdir.
Editör: TE Bilisim