Şimdi koyunların kırpılma zamanı;
Markalı yün kazağı 300 TL’den aşağıya alamazken, kırpılmış yünün 10 yıldır kilosu 3TL civarı.
Kırkma ücreti ise koyun başına 7TL. Yevmiyeciye kırptırırsa köylü, yevmiye ile yün parası neredeyse eşit. Koyun ortalama 3 kilo yün veriyor, kırpma ücreti 7TL. Helalinden 2 TL para kazanıyor üretici koyun başına.
Köylü eskiden iki defa koyunlarını kırpardı. Şimdi senede bir defa para kazanmak için değil, hayvanın sağlığı için kırkıyor.
Koyunun sütü de köylüden 4TL’den alınıyor. Sakız cinsi harici günde ortalama en fazla 1 kilo süt verir koyun cinslerimiz.
Markette süt ve süt ürünleri 1 yılda % 45 zamlanmışken, köylüye süt parası gene 4TL veriliyor. Haliyle sabah, akşam çift sağım yapan köylü günde teke sağımı düşürdü.
Koyunumuzun yünü, sütü para etmiyor. Ama yemi çok ciddi para: yem fiyatları yılbaşından bu yana %40’dan fazla arttı.
Hal böyle olunca; Yünü, sütü para etmeyenin eti para eder deyip, kesime veriyor hayvanlarını köylümüz ve üretimden çekiliyor.
Güney Afrika, Suriye, Romanya’dan yün ithal ediyoruz. Hele başka bir ülke daha var yün ithal ettiğimiz. Hani herkesi suçluyor ya Pontus’lu olmakla filan arkadaşlar, işte o Yunanistan’dan yün ithal ediyoruz.
Mevcut hayvancılık politikalarıyla hayvancıyı üretmemeye, çalışmamaya, malını kesmeye zorlayan bu iktidar “yerli ve milli” olduğunu her fırsatta iddia ediyor.
Türk milletinin ata mesleği koyun yetiştiriliciğidir. Hepimiz atamızdan çobanız. Koyun sürülerimizle geldik nereye geldiysek. Şimdi o sürüleri bize “yerli ve milli” olanlar kestiriyor.
Mevcut fiyat politikalarıyla “koyununu kes” diyenlere millet oyunu elbet kesecek... Ama tahribat ne kadar büyüyecek onu bilmiyorum.
Halil Ibrahim Bayrakçı
Editör: TE Bilisim
