Türk üniversitelerinde Suriyeli ve “vatansız” istilası! Türk üniversitelerinde Suriyeli ve “vatansız” istilası!
1936 senesi Temmuz ayının 18'ini 19'a bağlayan gece, Montrö' nün imzalandığı akşam, 
Atatürk, İstanbul'da Florya Köşkü'nde sofrasındaydı. Sofrada 22 kişi vardı.
Vakit gece yarısına geldiğinde, köşke Atatürk' ün yaveri Cevat Abbas'ın oğlu  Kemal geldi.
Atatürk onu çok sever, "Anafarta" diye çağırırdı.
Liseye giden genci Atatürk yanına çağırdı ve sorguya çekip. Zekasını ölçtü.
Gece saat 02 ye yaklaşmıştır, tam da bu saatlerde Montrö'den haberler geldi. .
Atatürk, Montro' de bulunan Dış İşleri bakanı Tevfik Rüştü Aras'a ve Ankara'da bulunan İnönü'ye Telgraf çeker. Kutlar, gözlerinden öper.
Atatürk, bu vesileyle yanında bulunan Cevat Abbas'ın oğlu Kemal'e, "eline kağıdı, kalemi al sana önemli not yazdıracağım" der.
Tüm Türk gençlerine hitaben şu notları yazdırır:

"İşte size söylüyorum, işitin, Bugün bayram günüdür. Sevinç günüdür.
Niçin bilirmisiniz ey yurttaşlar?
Çünkü :Lozan Motrö'de taçlanmıştır.

Lozan tamdı. Fakat ona ıstırap veren ufak bir şey, Boğazlar vardı.
İşte o, Montrö' de hallolunmuştur.
Eğer Türk yüksek hassasiyeti bununla alakadarsa mutlak sevinmektedir. Seviniyor ve sevinmelidir.

Türk çocuklarının nasibi hep başarıyı getiren, hep sevinç veren neticeler almaktır.
Türk çocukları yürüdünüz, yürüyorsunuz, yürüyünüz.
Yaptığınız hamleler sizi yüksek ülküye ulaştırmak üzeredir. Durmayın yürüyün.!

Saadet, refah, sevinç ve hepsinden sonra dünyaya karşı yüksek bir gurur seni bekliyor.

Türk çocukları!
Gurur, azamet sende zaten vardır. Bunu gösterme! Onu kendi yüksek enerjinin içinde sakla. Lazım oldukça büyük alçakgönüllüğünü göster. 
Fakat gene hep gerektikçe göster ezici yumruğunu.
İşte bu vasıflarınla ispat edebilirsin ne olduğunu.
Benim bugünkü ve yarınki Türk çocuklarından beklediğim haslet, bu suretle ortaya çıkmalıdır..
Bu sözlerle, Türkiye Cumhuriyeti'nin bilhassa bugünkü gençliğine ve yetişmekte olan çocuklarına hitap ediyorum:

Eğer bugün garp, nihayet teknikte bir garp,
-senden, Türk'ten çok geriydi. Manada, fikirde, tarihte bu böyleydi- üstünlük gösteriyorsa, ey Türk çocuğu! O kabahat senin değil, senden evvelkilerin affolunmaz ihmalinin bir sonucudur.
Şunu da söyleyeyim ki çok zekisin malum. Fakat zekanı unut. Daima çalışkan ol! "

ATATÜRK, Montrö zaferi haberini aldığı gece, Türk gençliğine hitaben bunları söylemiştir.
20 Temmuz 1936 da, Atatürk'ün tüm koşulları oluşturmasıyla imzalanan Montrö anlaşmasıyla:
Türkiye'ye Çanakkale ve İstanbul boğazları üzerinde tam kontrol ve savaş gemilerinin geçişini de, kendi güvenliği açısından istediği şekilde düzenleme hakkı vermiştir.
Bu anlaşma, 24 temmuz 1923 te Lozanda imzalanan boğazlar sözleşmesinin yerine geçmiştir.

KENAN ÖZEK

Editör: TE Bilisim