İzmir’den ABD’ye, oradan İstanbul’a uzanan iş yaşamındaki tecrübelerini aktaran Manas, gençlere şöyle seslendi: “Önce kendinizi bilmelisiniz. Kendini tanımayan, ne girişimci olabilir ne de başarılı. Kendinizi bilmeniz yetmez, dünyayı da tanımanız gerekir. Farklı yaşamları anlamanız, nerede, neye ihtiyaç olduğunu öğrenmeniz için gezmeli, ufkunuzu genişletmelisiniz. Bunlar da yetmez, cesur da olmalısınız. Başarısızlıktan korkmayan, gerçek anlamda girişimci olarak adlandırılabilir.”
Alphan Manas, yeni kuşakların araştırmaya ve inovatif düşünmeye yönlendirilmesini de isteyerek, “2013 bütçesinde bilime ve araştırmaya ayırdığımız pay 1,5 milyar dolar. ABD, 2007’de 49,4 milyar dolar ayırmıştı. Böyle olunca ABD üniversiteleri, yılda 3 bin patent üretiyor.” dedi. Manas, günümüzle ilgili tespitlerde ve geleceğe dair tahminlerde bulunrak şu tüyoları verdi: “100 yıllık firmaları, aile şirketlerini unutun. Onların güçlü olduğu klasik devrin sonuna geldik. Bilgi teknolojileri üreten, yeniliklerle toplumların karşısına çıkanların hüküm süreceği, inovatif düşüncenin kazanacağı yeni bir döneme girdik. Bu yeni düzene ayak uyduran kazanır. Gençlere yeni çağın şartlarına göre kendilerini hazırlamalarını, geçmişte kalmamalarını, yeniliklerin peşinden gitmelerini ve bilgilerini cesaretle birleştirmelerini tavsiye ediyorum. Günümüzde ve gelecekte parlak bir fikri, tüketim alışkanlıklarını değiştirecek projesi bulunanlar, oturdukları yerden kolayca zengin olabilir. Bunun için büyük şehirlerde yaşamanız, plazalarda çalışmanız da şart değil. Küçücük bir kasabada oturup tüm dünyaya uzanabilirsiniz. Yeter ki fırsatları görüp kazanca dönüştürmeyi bilin.”
Editör: TE Bilisim
