Dr. Nefi Demirci Hakk'a Yürüdü Dr. Nefi Demirci Hakk'a Yürüdü
 İşte o keöşe yazısı;

Gündem ne kadar hareketli olsa da politika durağan bir seyir izliyor. Seçimlerden yeni çıkılmış olması ve muhalefet partilerinin iktidar karşısında çaresizliği AK Parti’yi, daha yani Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gücünü pekiştiriyor. Eski Cumhurbaşkanı Gül sessizliğe büründü ve beklenti içine girenlere ‘hayal kırıklığı’ yaşattı. Hal bu şekilde olunca siyaset namına heyecan uyandıran tek gelişme MHP’deki kurultay mücadelesi.

MHP’de Meral Akşener, Koray Aydın ve Sinan Oğan üçlüsü ayrı ayrı topladıkları 543 imza ile kurultay sürecini başlatmışlar ve konu yargıya intikal etmişti. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin gelecek hafta (8 Nisan) vereceği karar iç siyasi gelişmeleri tetikleyecek önemde. Mahkeme ‘olağanüstü kurultay toplansın’ kararı verse bile MHP yönetiminin buna uymayacağı ve Yargıtay’a gideceği biliniyor.

Lakin… herkes biliyor ki mahkemeden böyle bir karar çıkar ise oluşacak ‘ülkücü’ baskının önünde parti yönetiminin durması basit olmaz.
Peki, mahkemeden iyi mi bir karar bekleniyor?

Genel kanı, yeterli imza toplandığı için ‘kurultay’ sürecinin başlatılacağı ve peşi sıra iki kurultay ile genel başkanlık seçiminin yapılması gerektiği yönünde.
Fakat…

Burada dile getirilen bir ‘kaygı’ ya da “komplo teorisi”nden anlatmak mümkün.Yargıya ‘siyasi’ müdahaleden çekiniliyor. Açık yazalım. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin politikalarının senkronize olduğu ve bu uyumun yargı kararına yansıyabileceği endişesi...

Bundan dolayı mahkemeden Erdoğan ve Bahçeli’yi üzecek bir sonucun çıkmayacağını iddia edenlerin sayısı bir hayli fazla. Tüm bunları ‘komplo teorisi’ olarak görelim. Türkiye’de bu şekilde şeyler olmaz ve ‘yargı bağlarımsızdır’ diyelim.

Bu söylentiler MHP’li imzacıları da rahatsız ediyor. Bu konuda geçtiğimiz günlerde önemli bir gelişme olmuş.

Son birkaç ay gösterdi ki Devlet Bey’in asıl rakibi Meral Akşener.

İllere giden Meral Hanım’a olağanüstü bir ilgi var. MHP’yi de aşan ‘dip dalga’ ayan-beyan ortada.

Akşener ile 2002 yılı öncesi Tayyip Erdoğan’ı efsane meydana getiren siyasal iklim arasında benzerlik kurulabilir.

Meral Akşener de yargıya siyasi müdahaleden kaygı duyuyor olmalı ki bir süre önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a mesaj göndermiş.
Akşener, Erdoğan’a en yakın isimlerden birisine vermiş iletiını.

Konsoloslar ne yapacak?

Can Dündar/Erdem Gül davasını izlemeye giden konsoloslara Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümetten ağır tepkiler gelmişti.
Batılı diplomatlar hemen hemen “persona non grata” ilan edileceklerdi.

ABD, İtalya ve AB’den gelen karşı tepkiler konsolosları savunur mahiyette.
Dündar ve Gül’ün 1 Nisan’da yine duruşması var.

Konsoloslar gene duruşmaya gidecekler mi?
Hayır...

Gitmeyecekler. Duruşma kapalı olduğundan gitmelerinin yanlış olduğuna karar vermişler.
Bu karar bundan sonraki yargılamalara gitmeyeceği anlamına gelmiyor...

Yabancı diplomatların gelişmelerden duyduğu hastalık sürüyor. Davaları yakından takip edecekler.
1 Nisan’daki duruşmada Can Dündar’ın tutuklanacağı endişesi taşıdıkları aktarılıyor.

Bu arada Dışişleri Bakanlığı’na çağrılan konsoloslara maksimum “Niye selfie çektirdiniz?” diye tepki gösterilmiş.
Erdoğan’a gönderilen ileti Akşener’e tam da “Asena” dedirtecek türden:

“Eğer mahkemeye, MHP’nin kurultay sürecine bir müdahale olursa 25 bin kişiyle Beştepe’ye yürürüm. Camide de namaz kılarım.”

Ömer Şahin
Editör: TE Bilisim