MHP'li Başkan Sayıştay'ı Göreve Çağırdı: AK Partili Belediye Toplu Konut Parasıyla Bitcoin Almış! MHP'li Başkan Sayıştay'ı Göreve Çağırdı: AK Partili Belediye Toplu Konut Parasıyla Bitcoin Almış!
 MHP VE ÜLKÜCÜLER BU  BARİYERLERİ HAK ETTİMİ?
MHP’nin milliyetçi Ülkücü ideolojik çizgisini sürdürmek ve kıyamete kadar Türk milleti ile var etmek Ülkücü şehitlere başbuğ Alpaslan Türkeş'e bozkurt Atatürk'e ve tüm fikri önderlere tarihe karşı şeref ve namus borcumuzdur. Ülkücü hareket ve MHP için hiç bir imtiyazlı kesim yoktur. Hatta hareketin kurucusuna kalmayan koltuk hiç kimse için ebedi değildir hatta bu imtiyaz başbuğun çocukları için bile geçerli değildir zira onlar zamanında kırata ampule bayrak sallarken başbuğun gerçek evlatları üç hilalin mahzun olmaması kavgasını verdiler ve vermeye devam ediyorlar. Hareketin güvencesi faniler değil önce Allah sonra Ülkücüler ve bağrından çıktığı Türk milletidir. Milliyetçiliği demokrasinin kardeşi gören ideolojik siyasi hareketi antidemokratik içine kapalı tartışılmaz göstermeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Dünyada en büyük baskı zulüm ve soykırıma tabi tutulan mazlum Türk milletini savunabilecek en büyük fırsat imkan yol ve yöntem demokrasi ve evrensel değerlerdir. Bu değerlerin öncüsü olmak ve bunları sadece söylem değil eylem olarak ortaya koymak samimiyet ile savunmak Ülkücülerin baş görevi olmalıdır. Türk milletinin dünya markası hareketini koltuk ve makam kavgalarına alet etmek harekete ve Türk milletine en büyük haksızlıktır. Mazlumların en büyük güvencesi olan Ülkücüler önce kendi Ülküdaşlarını kucaklamalıdır.

AKP iktidarının siyasi tasfiye söylemini abartılı paralel yaklaşımı ile kötü kopya yapmak MHP’yi siyaseten millet nezdinde sınıfta bırakır. Atatürk Başbuğ ve sayın genel başkanımızın ve davaya hizmeti geçenlerin şahıslarını değil kavgasını verdikleri ölümsüz değerlerin mücadelesini vermek esastır. Türk milletinin ve onun karşılıksız sevda yüklü evlatları olan Ülkücülerin ortalama milli vicdanı hükmünü mutlaka verecektir. Demokrasinin milli iradenin yansıması olan Ülkücü iradenin desteği ile gelenler siyasallaştırılmış hukuk e makam gücünü baz alarak kalıcı olma ısrarı millet vicdanını kanatıyor.1997 yılında Başbuğun ölümü ile boşalan makama parti içi demokrasi ve Ülkücü irade ile gelinmiş ve onun yansıması olan 1999 ön seçimleri ile müthiş bir başlangıç olmuştu o süreç devam etseydi MHP iktidar AKP diye bir parti olmayacaktı.3 kasım ve 7 haziran akşamı genel seçim ve milli irade meydan okuması demokratik tavır Ülkücülerden neden esirgeniyor? Bugünde aynı şekilde kara günler yaşıyoruz. Ülke belirsizliğe sürüklenirken çözüm ülke ve hareket geleceği için topu taca atmadan siyasi şikeye siyasallaştırıldığı sağır sultanlar tarafından bile duyulan mahkeme kararlarına sığınmadam sandığın Ülkücülerin önüne koyulması gerekir.

Bu sandık iradesine tabi olmak ve çıkacak sonuca tabi olmak artık yediden yetmişe samimi herkesin beklentisidir. O sandıktan sayın genel başkan yada bir başkası çıksa da baş tacıdır. Buna barajlar bariyerler engeller çitler teller koymak nehiri tersine akmaya zorlamaktır o baraj patlarsa çok canlar yanar o yüzden sular durulmalı nehir yatağını bulmalıdır. Sahi 1999’daki kurultay iradesi Ülkücü irade değil midir? O gün mahkeme kararımı vardı? MHP de olağanüstü kurultay sadece ölüm halinde mi yapılır. Demokrasi varsa kurultay haktır. Ülke ve MHP daha kötü günler yaşarsa bu vebal kime ait olacaktır. Kurultay soluktur nefestir ve taze kandır. Başarı veya başarısızlık ya alkışlanır yada sorumlular hesap verir. Sayın genel başkanımız başımızın tacıdır ama artık kitlelerde iktidar umudu değildir. Asıl bu iktidar algısını başaramayanlar Milliyetçi Ülkücü harekete ve Türk milletine hesap vermelidir . Haklı çıkmak yetmiyor. Zaferin önünde tüm engeller kaldırılmalıdır.
Editör: TE Bilisim