‘Millî Mücadele’nin Dinci Muhalifleri’ ‘Millî Mücadele’nin Dinci Muhalifleri’
Milletler tarihinde, milletin kurtuluşu ve bağımsız hür devletinin kuruluş başarıları, ülkenin içinde bulunduğu hiçbir koşulda, anılmaktan, kutlanmaktan, yaşatılmaktan vazgeçilmemiştir, vazgeçilemez.

Ülkede hangi hastalık, hangi kıtlık, hangi felaket yaşanırsa yaşansın, milletin varlığını devam ettirebilmesinin en temel şartıdır bu anmalar, anlatmalar.
Milli kurtuluş ve istiklal mücadelelerini anmamak, unutturmaya çalışmak, ülkenin, milletin başına gelebilecek en büyük felakettir.
Bunu düşünebilmek, Allah'tan, dinden, imandan, akıldan, vicdandan, insani onurdan uzaklaşmayı gerektirir.
Bunu düşünebilen insanların, ülke yararına, toplum yararına, millet yararına yapabileceği hiç bir hizmet yoktur. Diğer tüm konuşmalar kandırmacadır, geçersizdir. 

Bundan çeşitli bahanelerle vazgeçme hali bir milletin toplu  intiharının en büyük göstergesidir. 20 kişinin Korona'dan ölmesi değil, 80 milyonun tekrar esarete gönüllü koşması anlamına gelir.
Bu öyle bir varlık ve yaşam dayanağıdır ki, ülkenin yarısı bir hastalıktan ölse, diğer yarısının hür yaşamasının tek şartı yine bu ulusal kurtuluş azmini yaşatmaktır. 

Bunlardan vazgeçerek - ülke insanının sağlığını koruyorum--demek, insanlık tarihi boyunca üretilebilmiş en cahilce ve haince gerekçedir.

Bir ibadethane açılışına, günler öncesinden propagandalarla yüzbinleri koşarak devlet eliyle topluyorsunuz:
Ama o milletin tamamının kurtuluş, kuruluş ve en büyük zafer kutlamalarını anmalarını yasaklıyorsunuz.

Bu Müslüman Türk milletinin tamamını öldürmeye, esir etmeye gelenleri her türlü ölümü göze alarak, ülkeden kovup, bu toprakları, bu camileri bize bırakanları anmayı yasaklıyorsunuz, ama onların kurtardığı bir caminin açılışına yüzbinleri davet ederek açılış yapabiliyorsunuz.

Bu şekilde, bir milletin geleceğini tümden tehlikeye atıyoruz, 80 milyon Müslümanın geleceğini yakıyoruz, bilesiniz. 

Her bahaneyle anmadığınız kutlamadığınız bu milli kurtuluş günlerinde, işgalci düşmanlar bayram ediyorlar.

Anmadığınız, kutlamadığınız her 19 Mayıs larda, her 30 Ağustos larda, İngiliz derin devleti, Yunan derin devleti ve İsrail derin devleti bayram edip kutlamalar yapıyor.
Bilesiniz. 

Kendi kurtuluş ve milli mücadele günlerini bile kutlatmamayı, andırmamayı nasılda başardık diye bayram ediyorlar, bizimle alay ediyorlar.

26 Ağustos ve 30 Ağustos zafer günlerinizi, bağımsızlık ve başarı azminizi kutluyorum. Hiçbir engel bu azmimizi eksiktmesin.
Biz bu azmi 10 bin yıldır taşıyoruz.
Bağımsızlık bizim milli karakterimizdir. 

KENAN ÖZEK

Editör: TE Bilisim