İzmit Belediyesi’nden Türk kültürüne manidar bir hizmet! İzmit Belediyesi’nden Türk kültürüne manidar bir hizmet!
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Suriye ve Filistin'deki sorunlara ilişkin İslam dünyasının ortak bir siyasi tavır geliştiremediğini belirtti. Kurtulmuş, "Filistin meselesinde İslam dünyasının bu kadar somut ortak meselesi varken bana söyleyebilir misiniz? Filistin meselesinin çözümü konusunda İslam dünyası hangi ortak siyasi iradeyi ortaya koyabilmiştir... Suriye'de filler tepişirken aşağıda çimenler ezilmiştir." dedi.

İstanbul Kongre Merkezi'nde bu yıl 30. kez toplanan İSEDAK (İslam Konferansı Örgütü Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi) toplantısında 'İslam Ülkelerinin Kalkınma Sorunları ve 2015 Sonrası Kalkınma Gündemi Özel Oturumu' düzenledi. Toplantı da konuşan Numan Kurtulmuş, İslam dünyasındaki birlik ve düzenin nasıl sağlanabileceğine ilişkin tespitler yaptı. Birlikteliğin huzur ve barış içinde nasıl yapılabileceği konusunda Balkanlar'daki Osmanlı varlığının örnek olabileceğini anlatan Kurtulmuş, "Osmanlı barış düzeni dediğimiz şey, başka insanlar üzerinde hegemonya kurmak gibi bir derdi yoktu. Aynı şekilde bugün onlarca insanın zulme uğradığı Filistin topraklarında ve Ortadoğu coğrafyasında yaklaşık 4 asır boyunca Paks Ottoman'a egemen oldu. Müslümanlar, Hristiyanlar, Yahudiler barış içinde yaşadılar. Herkes istediği şekilde hareket edebildiği için 4 asır boyunca ne din savaşı ne mezhep savaşı ne de etkin çatışma yaşanmadı." dedi.

YOKSA TOPLANIR TOPLANIR DAĞILIRIZ

İslam ülkelerinin ekonomik durumunun iç açıcı olmadığını anlatan Kurtulmuş, "Dünyanın satın alma pariteleri bakımından gelirinin sadece yüzde 8'i İslam ülkeleri tarafından üretiliyor. Dünya toplam ihracatında İslam ülkelerinin payı yüzde 13, ithalatında ise yüzde 10. İhracatın içinde yüksek teknolojilerin payı ise sadece 6.9. Son zamanlarda bu kuruluşların gayretleri ile İslam ülkeleri arasındaki ticaret bir miktar artmış olmakla birlikte hiç de tatmin edici değildir. Kendi aralarımızdaki ticaret ihracat tarafından baktığımızda yüzde 16, ithalat bakımından ise yüzde 23 seviyesindedir. İslam dünyası silkinmek, kendisine gelmek durumundadır... Yoksa toplanır toplanır dağılırız. Güzel güzel isimleri olan kuruluşlar kurarız ama bu kuruluşların sonucunda millet aya giderken biz yaya kalırız." şeklinde konuştu.

HANGİ ORTAK SİYASİ İRADEYİ ORTAYA KOYABİLMİŞTİR

Filistin üzerinden konuşmasını sürdüren Kurtulmuş, "Bırakın tek tek ayrı ülkelerin karşılaştığı sorunları, ortak sorunlarımızda bile ortak siyasi perspektifleri ortaya koymakta bile büyük oranda başarısız oluyoruz. Mesela Filistin meselesinde İslam dünyasının bu kadar somut ortak meselesi varken bana söyleyebilir misiniz Filistin meselesinin çözümü konusunda İslam dünyası hangi ortak siyasi iradeyi ortaya koyabilmiştir." diye konuştu.

Suriye'de yaşanan iç çatışmalar ve savaşta en fazla halkın etkilendiğini belirten Kurtulmuş, "İslam dünyası Suriye'de kendi arasında çözümler geliştiremediği için bugün Suriye'de halk maalesef 4 yıldır devam eden savaşlar sonucu 3 yüz bin insanını kaybetmiş ve Suriye'de filler tepişirken aşağıda çimenler ezilmiştir. Halbuki İslam dünyası kendi arasındaki siyasal sorunları çözecek, bu sorunları çözmeyi ortaya koyabilecek daha bütüncül perspektiflere sahip olmak ve bütünleşmeyi sağlamak mecburiyetindedir." ifadelerini kullandı.

Arap baharının etkileri ve sonuçları konusunda da değerlendirmeler yapan Kurtulmuş, İslam dünyasının demokrasi standartlarının yüksek bir seviyeye gelmek durumunda olduğunu söyledi. Arap Baharı sürecinin bunu talep ettiğini ancak gelinin noktada bunun sağlanamadığını belirten Kurtulmuş, "Ama maalesef Arap Baharı'nın ilk adımında ortak demokrasi adımları dile getirilerek eski diktatörler görevden uzaklaştırıldı ama ikinci olarak hangi adımın atılacağı bilinmediği için Arap Baharı şimdilik akim kaldı. Ama toplumlar arasındaki demokratikleşme talebi asla rafa kaldırılmadı. Bu talebin şimdilik tehir edildiğini söylemek mümkün." ifadesini kullandı.

Kurtulmuş, İslam dünyasında ekonomik kalkınma için genç kitlelerin önünün açılması, siyasal sistemin özgürleştirilmesi ve pazarın özgürleştirilmesinin sağlanması gerektiğini belirterek bu sayede 10 yıl sonra bambaşka bir İslam dünyasının konuşulacağını anlattı.


Editör: TE Bilisim