Üniversitelerin, öğrenciler olmazsa varlıklarını sürdüremeyecek olan yükseköğretim kurumları olduğunu aktaran Tat, öğrenci konseylerinin, öğrencilerin haklarını korumak ve savunmak adına oluşturulmuş, öğrencilerin haklarını savunurken kanunlara bağlı kalmayı ve çözüm mercii olmayı düstur edinmiş, YÖK mevzuatında da yer alan destekleyici kurul olduğunu hatırlattı. Fakülte ve yüksekokul temsilcilerinin seçimle belirlenmiş ve gerekli mesuliyetleri üstlenmiş bilinçli kişiler olduğunu aktaran Serdar Tat, “Bu durumlar hiçbir hiyerarşi kabul etmeksizin herkesçe benimsenmelidir. Üniversite öğrenci konsey temsilcileri bunlar göz önüne alınarak rektör seçimleri dahil öğrencileri ilgilendiren her konuda söz ve oy hakkına sahip olmalıdır.” dedi.
YÖK’ün uzun zamandır üzerinde çalışılan yeni YÖK Yasası’nın tasarısı hazırlanırken, birçok aydının, üniversitelinin fikrini aldıktan sonra farklı zikirde bulunarak rektör seçimlerinde, senato toplantılarında öğrencilere oy hakkı vermediğini aktaran Tat, sözlerine şöyle devam etti: “Bu güzel vatanı gözü kapalı emanet ettiğimiz Mehmetçiklerin yaşında olan biz üniversite öğrencilerine gerekçe olarak hukuki sorumluluğun gösterilmesini de öğrencisiz yasa tasarısını kabul etmediğimiz gibi anlamsız buluyoruz. Ülkenin istikbaline adımıza karar verecek milletvekillerini, hükümeti kendi hür irademizle seçebildiğimiz gibi yakın zamanda referandum ile kabul edildiği üzere cumhurbaşkanını da seçebilecek iken, YÖK yasa tasarısında uğradığımız bu haksızlıkla kendi rektörümüzü seçme yetkimizin olmaması da tam bir antinomidir. Öğrenciler olarak bölümlerde, fakültelerde ve üniversite senatolarında oy hakkı istiyoruz. Bu hakları aldığımızda; olaylara öğrenci gözü ile bakarak, üniversitelerin değişimine ve gelişimine de önemli bir katkıda bulunacağımızı düşünüyoruz. YÖK yasa taslağında bulunan ilgili maddeleri kabul etmiyoruz. Öğrencilerin senatoda oy hakkının olması gerektiğine inanıyoruz.”
Editör: TE Bilisim
