Yerel seçime bir hafta kaldı! İşte detaylar.. Yerel seçime bir hafta kaldı! İşte detaylar..
Çanakkale savaşının en kızgın ve şiddetli zamanında Pakistan'ın Lahor kentinde kentin en büyük alanında çok ihtişamlı ve büyük bir miting yapılır
Mitingin amacı Çanakkale'de savaşan Türklere para ve gönüllü asker toplamaktır..
Alanda çok büyük bir heyecan vardır..
Bir başka heyecan ise Pakistan münevveri Muhammed ikbal in konuşmacı olarak kürsüye çıkmasıdır.. 
Konuşmacı Muhammed İkbal aynı zamanda Pakistan'ın Mehmet Akif'idir..
Gözleri dolu doludur. Birkaç gün önce gördüğü rüyanın mahcubiyeti içerisindedir. Yaralı bir aslan edasıyla mikrofona yaklaşır ve halka hitaben, tarihe damga vuracak o meşhur şiirini okur ve der ki:

“Dedi Hz. Muhammed (A.S.) Cihan bahçesinden bana bir koku gibi yaklaştın

Söyle bana ne gibi bir hediye getirdin?

Dedim: Ya Muhammed (A.S.) dünyada yok rahatlık

Bütün özlemlerimden umudu kestim artık

Varlık bahçesinde binlerce gül lale var

Ama ne renk, ne koku... Hepsi de vefasızdır

Yalnız bir şey getirdim kutlanmıştır tekbirlerle

Bir şişe kan ki eşi yoktur namusudur, vicdanıdır

Buyurun, bu ÇANAKKALE ŞEHİDİNİN KANIDIR .”

Bütün bir alanda Muhammed İkbal gibi gözyaşları ile kadınlar kulaklarındaki küpeleri gelinlik kızlar nişan alyanslarına kadar bütün imkanları ile seferber olmaktadırlar..

Aynı zamanda miting alanında bir kadın koşarak alandan uzaklaşır ve zengin bir efendinin evine gelir..
Kucağında daha yeni doğan yavrusu ile..
Konağın çalışanları ilk önce kadını dilenci diye almak istemeselerde
Kadının ısrarı üzerine zengin efendi ile konuştururlar..
Kadın yavrusunu efendiye satmak istemektedir..
O devir de hizmetçi olabilecek küçük yaşta çocuklar satılmaktadır. Fakat bu yeni doğmuş bir bebektir. Hangi anne, canından çok sevdiği yavrusunu ve hangi sebeple satmak istemektedir. Zengin efendi sorar ama cevap alamaz kadından. Merak eden efendi çocuğu alır. Parayı verir kadına ve takip etmelerini emreder hizmetkarlarına. Lahor'daki miting meydanına kadar takip ederler kadını. Çocuğunu satarak elde ettiği parayı kuruşuna kadar meydandaki sergiye bırakır kadın. Hizmetkarlar efendiye anlatırlar olayı. Şaşkınlık içerisinde kalan efendi, bulup getirin o kadını der. Bulur, huzuruna getirirler kadını. Efendi; sen söylemedin ama ben seni takip ettirdim ve paranı Çanakkale'ye gönderilmek üzere bağışladığını öğrendim. Bunu niçin yaptığını bana anlatmak zorundasın der.
Kadın, efendiye dönerek, işte İslam Kadını bu dedirtecek ve oradakileri yüreğinden vuracak sözleri söyler;

Şimdi sen diyorsun ki; Çanakkale'ye gönderilecek bir silah için koklamaya doyamadığın yavrunu niye sattın
 öylemi? Osmanlı zayıf düştüğünden beridir, yanı başımıza kadar gelen İngilizlerin yaptığı zulümler ortada. Bugün Muhammed İkbal dedi ki; Eğer Osmanlı’nın son kalesi olan Çanakkale'de geçilirse, Hilafet kalmaz ve iyi bilin ki sıra sizdedir. Eğer İngiliz buraya da gelir, namusumuza el uzanır, bayrak iner, vatan toprağı düşmanın pis çizmeleri altında çiğnenirse, çocuğum olsa ne olur, olmasa ne olur. İşte bu yüzden hiç tereddüt etmeden sattım yavrumu. İngilizlere köle olacağına size hizmetkar olsun.
Ve efendi kadına çocuğunu teslim ederek kadına büyük bir meblağ para ile uğurlar.. 

Ve tarih 2019 yani 100 yıl sonrada

Aynı aşk inanç iman ve samimiyet ile
Bugün Türk devletinin yanında duran
Kardeş ülke pakistan devleti
Ne büyük şereftir size dost olmak.. 
Ne büyük şereftir size kardeş olmak.. 
İyiki varsın şerefli pakistan milleti.. 
İyiki varsın şerefli pakistan devleti..

Prof. Dr. Haluk SARGIN ‘ın paylaşımıdır.

Editör: TE Bilisim