Özgür Özel’in ziyareti ve düşündürdükleri! Özgür Özel’in ziyareti ve düşündürdükleri!
Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Uygulamalı Sosyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ercan Tatlıdil, şehir dönüşümünün ne anlama geldiğini ve faydalarını anlattı. Dönüşüm alanlarının yetersiz olduğu ülkelerde şiddete yönelmenin daha sık görüldüğünü belirten Tatlıdil, kavramın hangi anlamları içerdiğinin bilinmesinin önemli olduğuna dikkat çekti. Şehir dönüşümü kavramı Türkiye’de yeni olmasına rağmen Avrupa’da 30-40 yıldır yoğun şekilde konuşulduğunu vurgulayarak, “Kentsel dönüşüm, evrimleşme sürecinde kentlerin yaşanabilirliğini oluşturmak amacıyla insan-mekan ilişkisinin yeniden yorumlanması anlamında kullanılıyor. Çevre politikalarının içinde habitat toplantıları önemli yere sahip. Mekan-insan ilişkileri yorumlanırken bu yaratılan yeni ilişkilerin sürdürülebilirliğinin felsefesi de ön plana çıkıyor.” dedi.

'GÖÇ OLGUSU,ZORUNLU KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ BERABERİNDE GETİRİYOR'

Türkiye’de son 60 yılda yoğun olarak yaşanan köyden şehre göçlerin, dönüşümü de mecburi kıldığını belirten Tatlıdil, “Zorunlu kentsel dönüşümle birlikte tarihi mekanların yaşama kazandırılması ön plana çıkıyor. Ormanlar, sulak alanlar, baraj alanları, gölet havzaları, yani kentsel topraklar, kaçak yapılanmalarla işgale uğradı. Üretim kapasitesi olan kentler, tüketime yönelik yapılanmaya başladı. İnsanların ihtiyaçları da farklılaştı. Sadece belediye hizmetleri, sağlık hizmetleri, sosyal hizmetler değil, çarpık kentleşmeyle kaybolup giden yeşil alanı yeniden görme isteği de ortaya çıktı. Şimdi kaybedilen kentsel mekanlar imara açılıyor.” şeklinde konuştu.

'KENTSEL DÖNÜŞÜM ALANLARIYLA TOPLUMSAL ŞİDDET AZALTILABİLİR'

Projeler üretilirken şehirde yaşayanların desteğinin alınmasının, şehirlilik bilincinin yerleştirilmesi için de insanların isteğinin çok önemli olduğunun altını çizen Ercan Tatlıdil, şunları kaydetti: “Kentlilik bilinciyle kentlerin toplumsal dönüşüme bakışı değiştirilmelidir. İnsanların bu dönüşüme ihtiyaç duyması, dönüşümün yararlı olacağını düşünmesi sağlanmalıdır. Türkiye’deki kentlere baktığımızda, futbol sahalarındaki şiddeti görüyoruz. Bu şiddetin kaynağı çocukluk ve gençlikte top koşturmayanlar, spor alanında etkinliklerde yer almayanlardır. Ötekiyle yaşayabilme, birlikte yaşanacak alanların yapılması eğitimin önemli bir adımdır. Avrupa’da, Amerika’da açık spor alanları var. Bu bir devlet politikasıdır. Çocukların sağlıklı toplumsallaşması, duygu ve düşünceyi ifadede beceri elde etmesi akran gruplarıyla birlikte olmakla sağlanır. Kentsel dönüşümle bu alanları kazandırma, sağlıklı diyalog kurulabilecek beceriler aşılayacak mekanlar haline getirme çabası vardır.”

Editör: TE Bilisim