Rubil GÖKDEMİR
Sayın Yalçın Güzelhan:
15 Temmuz gecesi FETÖ tarafından gerçekleştirilmeye çalışılan alçakça darbe girişimi vesilesiyle ortaya çıkan rezil ilişki ve ortaklıklardan anlıyoruz ki, vaktiyle devleti paylaşanların ortak sorumluluklarının sonucu olarak, Türk devletinin bekası ve Türk Milletinin istiklali tehlikeye girince, her dönemde olduğu gibi canını ve nefsini ortaya koyarak şanlı direnişe katılan ülkücüler ve Türk Milliyetçileri karşılaşılan bu tabloda en az sorumlulukları olan vatansever millet evlatlarının başında gelmektedirler..
Objektif olarak darbe girişimiyle ortaya çıkan bu vahim tabloyu bu şekilde okumak gerekirken, MHP'nin içinde bulunduğu kurultay süreci sebebiyle ve şahsi hesaplaşmalar sonucu camiamızın bir kısmının da FETÖ/PDY yapılarıyla ilişkisi bulunduğu yönünde kamuoyunda istifham yaratacak açıklamalarda bulunulmasını, sorular sorulmasını esefle karşıladığımı ifade etmek isterim.
Koca bir camia adına iddiada bulunurken, istisnalar saklı kalmak üzere; iftiharla ifade etmek isterim ki; devlet ve millet sevdalısı ülkücüler, Türk devletine ve milletine yöneltilmiş bulunan hiç bir hain saldırının içinde olmak bir tarafa, asla böyle bir şeyi akıllarından bile geçirmezler. Ülkücülerin bir kısmına bile bu yönde bir iddia ve isnatta bulunmak, iftiraların en büyüğüdür.
Sayın GÜZELHAN;
İçinde bulunmaktan onur duyduğum bu camianın bir mensubu olarak, yukarıdaki ifadelerle karşılığını bulan ülkücülerin vatan ve millet telakkilerine dair inancıma rağmen, Sayın Meral AKŞENER'e yöneltiğiniz 8 soru arasından, şahsımı da ilgilendiren ve cevap beklediğiniz aşağıdaki 3.soruya gelecek olursam;
"3- FETÖ ÖRGÜTÜ BAĞLANTISINDAN DOLAYI TÜRKSAT BAĞLANTISI KESİLEN CAN ERZİNCAN TV NİN MERAL AKŞENER GRUBUNA YOĞUN DESTEK VERMESİ ÖZEL BİR ANLAM TAŞIMAKTA MIDIR? BU KONUDA ÖZELLİKLE AV. RUBİL GÖKDEMİR’İN YAPACAĞI BİR AÇIKLAMANIN BİZLERİ BU KONUDA OLDUKÇA AYDINLATACAĞI KANAATİNDEYİM."
-Bugüne kadar temel ilkeler ve ülküler dışında, MHP Genel Başkan Adaylarından Meral AKŞENER dahil kimsenin adamı olmadım. Sayın Akşener'in bizlerden daha becerikli ve bilgili oldukları belli olan kurmayları arasında da bulunmadım. Kimsenin vekili veya sözcüsü değilim.Yazılarımı tekrar okursanız, fesata yol açmayacak bir üslupla o sürece dair eleştirilerimi de görürsünüz zaten.
Köşe yazılarında yazdıklarım ve TV programlarında söylediğim her cümleyi, beynini ve iradesini hiç kimseye veya hiç bir gruba kiralamadan, hukuka, demokrasiye inanan hür bir birey olarak söyledim ve söylemeye de devam ediyorum.Her insanı ve her ülkücüyü "yaratılmışların en şereflisi" olarak kabul eden Cenab-ı Hak'kın lutfu doğrultusunda, hiç şeyhim, mürşidim veya aklımı ipotek ederek kimseye şahsen bağlılığım olmadı. Sonuna kadar da mesuliyetlerini müdrik bağımsız birey olarak kalmaya devam ettim.
- Bu süreçte siyasete ve hukuka dair şahsi kanaatlerimi ifade etmek üzere, davet edildiğim her programda, milletin birliği, devletin bekasını korumanın yegane yolunun "hür bireylerin" iradeleriyle teşekkül etmiş demokratik yapılardan geçtiğini, hukuk ilkelerini savunmanın toplumsal bütünlüğümüzü kuvvetlendirerek, milletin bütünlüğü amacına hizmet edeceğine kalben inanmaya devam ediyorum. Davet edidiğim ilk TV kanalı CNNTÜRK Tarafsız bölge programıdır. 16 Mayıs tarihli bu programı takip eden CAN ERZİNCAN TV Artı Eksi programına davet edilmem üzerine 23 Mayıs Tarihinde bu programa katıldım. 16 Mayıs ve 11 Temmuz tarihleri arasında, 3 defa CNNTÜRK ve 3 defa da "çalı dürterek tavşan çıkarmaya" çalıştığınız TV kanalında tamamen şahsi görüşlerimi ifade ettim. Bugün dahi davet edileceğim her platformda milletim adına doğru gördüğüm Türk Milliyetçiliği fikriyatını anlatmaya devam ederim. Şahsım da dahil olmak üzere, hiç bir Türk Milliyetçisi ve her ülkücü kimsenin düdüğünü çalmaz, millet ve devlet telakkisini gözetmeyecek, kökü dışarda hain planlara vesile ve vasıta kılınamaz. TV programlarımı izlediğinizi düşünerek, o platformlarda "Ergenekon, Balyoz" gibi kumpas davalarla, silahlı kuvvetlerin yapısıyla nasıl oynandığını, FETÖ terör örgütünün oralara nasıl sızdığını ifade etmiş olduğum bilginiz dahilindedir. Hukuk adına yaptığım her konuşmanın ise, bugün de arkasında olduğumu, Demokratik esaslara ve hukuka uymanın ise milli birliği kuvvetlendirmenin yegane yolu olduğunu bugün de şiddetle savunmaya devam ediyorum.
-Sayın Güzelhan; merakınızı gidermek adına ve kimseyi de "bulanık suda balık avlamak" misali zan altına sokmadan ifade etmek isterim ki, Sayın Meral AKŞENER'le siyasi temsilcisi durumunda bulunan kişinin, 15 Mayıs günü itibariyle şahsıma yönelik olmadığını düşündüğüm magandalığı sebebiyle ve kamuoyundan özür dilemesi gerektiği yönündeki görüşmem dışında, bir görüşmem olmamıştır. O tarih itibariyle bütün MHP Genel Başkan adaylarına aynı uzaklıkta veya aynı yakınlıktayım.
Bugün itibariyle de, şaibe oluşturma ve algı operasyonları dışında, her hangi bir siyasi karakterin FETÖ yapılanmasıyla irtibatının ortaya konulması halinde, millete kastetmiş bu yapıya ve destekçilerine karşı en şiddetli tepkiyi ortaya koyacağımı ifade etmek isterim.
Sayın Güzelhan;
Bu vesileyle ortaya herhangi bir delil veya karine koymaksızın kamuoyunda açıkça paylaştığınız bu sorular sebebiyle, OHAL şartları dolayısıyla her hangi bir ülkücünün uğrayacağı hukuksuz muamele ve haksızlığın ortaya çıkması halinde, bu vebali nasıl taşıyacağınızı da arkadaşlığımız adına size sormak isterim.
FETÖ/PDY'nın acımasız bir yapılanmaya dönüşmesinde siyaset ortak durumunda bulunanların sorumlulukları ortada dururken, bu kanlı hesaplaşmanın müsebbibi olmayan ülkücüler üzerine şüphe gölgeleri düşürecek açıklama ve sorularınızın gelecekte sizi takip edeceğini düşünüyorum.
Alçakça darbe teşebbüsüyle Milletin ve devletin geleceğine kast eden darbenin asli ve fer'i failleri rahat rahat ortada hiç bir şey olmamış gibi gezerken, memleket evlatlarının kahramanlıkları ile engellenmiş bu küresel saldırıda ÜLKÜCÜLER'in zerre kadar dahli bulunmamaktadır. Bu kadar bigünah durumunda bulunduğumuz darbe girişimi sebebiyle, ülkücüleri birilerine hedef göstermek en hafif deyimiyle aymazlıktır.
KAMUOYUNA SAYGIYLA DUYURULUR...
