ÜZGÜNÜM; HUKUK TANIMAZLARLA, KİFAYETSİZ MUHTERİSLERİN YENİ PİRUS ZAFERİ...

Rubil GÖKDEMİR

Bitmez tükenmez bir "yılan hikayesi" haline gelmiş bulunan ve 19 Haziran tarihinde gerçekleştirilen MHP 6. Olağanüstü Kurultayında alınan tüzük değişiklikleri doğrultusunda 10 Temmuz'da yapılacak olan seçimli kurultay Ankara 3.Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen tedbir niteliğindeki "TEHİR-İ İCRA" kararıyla birlikte maalesef artık yapılamayacaktır. Bu kararla birlikte sonucu öngörülemeyen ve hesaplanamayan bir hukuki sürece girmiş bulunuyoruz. Bu kararla birlikte artık EGEMENLER'in önünde şahsi hırslarını yerine getirmek için hiç bir siyasi engel kalmadı.

Mahkemenin gerekçeli kararı elimizde olmamakla birlikte öğrendiğimiz kadarıyla, 19 Haziran Kurultayının Akyurt'ta yapılması da dahil olmak üzere, kongrenin açılmasını sağlayacak "salt çoğunluğun" dahi, teşekkül etmemiş olduğu, tüzük değişikliklerinin usulüne uygun olmadığı ve hukuka aykırı bulunduğu, seçilmiş bulunan Kongre Heyetinin seçilme biçim ve dayandığı esasların Siyasi Partiler Kanunu'na aykırı olduğuna dair birden çok sebeple TEHİR-İ İCRA kararı verilmiş olup, itiraz mercii aynı mahkeme olan karar ortadan kalmadıkça 7.Olağanüstü Kurultayın 10 Temmuz'da yapılabilmesi hukuken mümkün değildir. Bu kararla birlikte hukuk ilkeleri ve demokratik esaslar ilga edilmiş ve askıya alınmıştır. Sadece kendi leyhlerine olan sandık sonuçlarına tapınanlara sesleniyoruz; ONURLU İSENİZ TAVRINIZI DUYALIM...

Bu kısa bilgiden sonra ifade etmeliyim ki, bu sonuçtan hukuka inancı olmayanlar kadar, bu sonucu öngöremeyecek kadar hırsları aklının önünde olanlar da sorumludur. Bu davayı açanların hak arama hürriyetlerine saygı göstermekle birlikte, takvime bağlanmış süreçleri durdurmak için, "hakkın kötüye kullanılması" anlamında, hukuku kullanarak yapmış oldukları müracaatları "demokrasi ve milli irade" kavramlarıyla izah edebilmek mümkün değildir.

Bu sonuçtan 19 Haziran Kurultayında sadece 3 Noter katibiyle 800 civarındaki delegenin kimlik tesbitini yapmaya çalışmak gibi organizasyon acemilikleri sonucu salona gelen delegeler bile tam kayıt altına alınamamış ve seçilmiş organları azletmek anlamına gelen özensiz tüzük değişikliklerini yapanların sorumluluğunu da unutmamak gerekir.

Normal bir hukuk düzenini yaşamadığımızı öngörerek daha titiz davranılması gerekirken, yapılmış TÜZÜK değişikliklerinin açılacak davada iptal taleplerine dayanak yapılacağına dair endişelerim maalesef tahakkuk etmiş bulunuyor. Bu endişelerimi fesat olmasın diye ayrıntısıyla daha önce yazmamakla birlikte, tereddütlerim olduğunu sizlerle paylaştığım da malumunuzdur. Demokratik değişim talebiyle ortaya çıkanların, daha çok istişare süreçlerini işletmek zorunda olduklarını hatırlatmaya bile gerek yoktur herhalde?

Yüce Türk milleti ve asil çocuklarına Yüce Türk milleti ve asil çocuklarına

Bu gelişmeler karşısında, peşinen ifade etmek isterim ki, MHP Genel Merkezi tarafından ayrıca alınan ve ilan edilen 10 Temmuz Kurultayı'nın da yapılıp yapılmayacağı artık şüpheli hale gelmiştir. Keşke MHP genel merkezinin 10 Temmuz Kurultayını yapma taahhüdünün önü açık tutulabilse, bu kurultayın iptali için muhataplarına yeni hukuki gerekçeler hediye edilmese idi.

MHP teşkilatları,üst kurul delegeleri ve genelde ülkücü camianın bu üzücü habere rağmen yapmaması gereken ise, bu hukuki engeller sonucu ortaya çıkan ve çıkacak mağduriyeti yeni bir yapının meşruiyetine gerekçe yapmamalarıdır. Ülkücüler; kendi evlerinde bir ve bütün olarak demokratik mücadelelerine devam etmek ve ölü bir doğuma izin vermemek gibi başka bir mesuliyet altındadırlar.

Milyonlarca ülkücünün, barışcıl, serinkanlı ve demokratik mücadelesinin hiç bir şekilde hukuki mekanizmaların labirentlerinde boğulmasına izin vermeyeceğine inanmaya devam edeceğiz. Hukukun kanunları kadar, bu kanunlara meşruiyet dayanağını teşkil eden sosyolojinin kanunlarının üstün geldiğine dair insanlık tarihi yüzlerce örnekle doludur. Milletin demokratik ortak değişim talebi bugün için sosyolojinin tahakkuk edecek tek kanunudur.

SON SÖZ; TÜRK MİLLİYETÇİLERİ olarak, haklı ve meşru olmanın gücüyle, yeise kapılmadan, sistemin oligarşik ve bürokratik yapılarını yerle bir etmek için sonuna kadar, demokratik esaslarla siyaseti milletle buluşturma mücadelesine kendi ocağımızda, değişmeden, başkalaşmadan devam edeceğiz.

ALLAH MİLLETİN VE ÜLKÜCÜLERİN YARDIMCISIDIR İNŞAALLAH.

Editör: TE Bilisim