Türkiye’de iletişim teknolojileri, “her yeni çıkan telefonun parası ve çektiği fotoğraf kalitesiyle” ölçüldüğü için, ekonomiyi bile alt üst edecek sıcak gelişmeler doğru okunamıyor.

Günlerdir siyasi partilere, Meclis’e, bütçe görüşmelerine bakıyorum. Rekabet Kurumu’nun kestiği ceza sonrasında Google’ın Türkiye’yi hedef alan açıklamaları ve yaptırım girişimleriyle ilgili tek bir açıklama, yorum ve değerlendirme bulamıyorum.

Çünkü kısır siyaset; okumaya, araştırmaya, yeniliklere ve teknolojiye kapalı.

Köşe yazarları, gazete ve televizyonlar da meseleye çok hâkim değil.

Ancak konuyu tek bir cümle ile özetlemek gerekirse; S-400 krizinden kat be kat daha kritik bir süreçle, krizle karşı karşıyayız.

Nasıl iyi yönetiliyor muyuz? Nasıl iyi yönetiliyor muyuz?

Hepimizin hayatını, yaşamını, iletişim alışkanlıklarını yakından etkileyebilecek gelişmeler yaşıyoruz.

Peki ne oluyor?

Adım adım gidelim.

Rus arama motoru Yandex…

2015 yılında, Rekabet Kurumu’na Google’ı şikâyet ediyor.

Şikâyetin gerekçesi ise “haksız rekabet ve tekelleşme.”

Google’ın android lisanslı telefonlara “Youtube, Haritalar, Gmail, Play Store, Chrome, Drive” gibi uygulamaları yüklü bir şekilde göndermesinin “haksız rekabete” yol açtığı iddia ediliyor.

Soruşturma ise ABD ile ilişkilerin kısmen bozulmaya başladığı 2017 yılında başlatılıyor. 2018 yılında ise Google’a “93 milyon TL’lik” bir ceza kesilip, tespit edilen sorunların düzeltilmesi isteniyor.

Google bu gelişme üzerine, kamuoyuna herhangi bir açıklama yapmadığı gibi, Google servislerinde bir kısıtlamaya gitmiyor.

Rekabet Kurumu’na yaptığı düzenlemelerle ilgili bir değerlendirme ve savunma sunuyor.

Google’ın savunması kabul edilmiyor ve 93 milyon liralık ceza yürürlüğe giriyor.

Google’dan çok sert bir karşı hamle geliyor:

“Ağustos ayında Rekabet Kurumu’nun kararı doğrultusunda Android iş ortaklarımızla yaptığımız anlaşmalarda değişiklikler yapmıştık. Kasım ayında, Rekabet Kurumu bu değişikliklerin uygun olmadığı ve bu anlaşmalarla operasyonlarımızı sürdüremeyeceğimiz yönünde karar verdi.

Türkiye’deki kanunlarla uyumlu bir şekilde çalışabilmemiz için iş ortaklarımızı Türkiye’de yeni çıkacak Android telefon modelleri ile ilgili anlaşma yapamayacağımız konusunda bilgilendirdik. Tüketiciler mevcut cihaz modellerini satın almaya devam edebildikleri gibi, halihazırda mevcut cihazları ve uygulamaları da normal şekilde çalışmaya devam edecektir. Google’ın diğer ürün ve servisleri durumdan etkilenmeyecektir. Rekabet Kurumu ile bu konunun olabilecek en hızlı şekilde çözümü için çalışmayı sürdürmekteyiz.”

Google mealen diyor ki; “Bundan sonra Türkiye’ye Android tabanlı yeni telefon gelemeyecek. Mevcut Android kullanıcıları ise durumdan etkilenmeyecek.”

Bu Kuzey Kore ile Türkiye’nin eş tutulması gibi bir gelişme.

Rekabet Kurumu ise Google’ın bu açıklamasına krizi tırmandıran şu açıklamayla cevap verdi:

Google’ın mobil işletim sistemleri pazarında sahip olduğu tekele yakın pazar gücünü, faaliyette bulunduğu diğer pazarlarda, özellikle de internet arama hizmetleri pazarında, hâkimiyetini korumak veya güçlendirmek amacıyla kötüye kullanıp kullanmadığı hususuna yoğunlaşılmıştır.

Yürütülen soruşturma sonucunda Google’ın cihaz üreticilerine getirdiği yükümlülükleri kullanarak, internet arama hizmeti pazarındaki diğer rakiplerinin ürünlerinin mobil cihazlara yüklenmesine engeller getirdiği ve mobil cihazlarda tek arama hizmeti sağlayıcısı olması koşuluyla mobil cihaz üreticilerine finansal destek sağladığı tespit edilmiştir.”

Rekabet Kurumu açıkça Google’ı “tekelcilik ve kendi hizmetlerine finansal destek sağlamakla” suçluyor.

Ağır bir itham.

Google, aynı zamanda yazılımlar ve bilgi sistemleri üreten, evlerimizdeki televizyonlardan, telefonlara, tabletlere ve bilgisayarlara kadar uzanan büyük bir ağ…

Böyle bir yapının kendi ürünlerine kazanç oluşturmaktan başka bir amacı olamaz. Bundan doğal bir süreç de olamaz.

Ama burada hesap çok farklı!

Rekabet Kurumu’nu birileri çok yanlış yönlendiriyor.

Çünkü Google’a kesilen bu ceza Rus rakibi Yandex’in talebiyle gerçekleşiyor. Açıkça “Biz, Yandex’in yanındayız” mesajı veriliyor.

Peki Türkiye, önce Android krizi ve sonrasında gelişecek Google servisleri krizine hazır mı?

Hiçbir şekilde hazır değil, kısa ve uzun vadede hazırlanma ihtimali de yok.

Milyarlarca liralık Fatih projesinin tablet ihalesini alan Samsung firması bile Google’ın bu kararından sonra Türkiye pazarından çekilmeyi tartışmaya başladı.

Dahası Google sadece bir android ve arama sisteminden ibaret değil. Google; Google Adsense (dijital reklamlar), Gmail (e-posta servisi), haritalar (navigasyon), Youtube, Chrome) gibi hayati teknolojilere sahip, çok büyük ekonomik gücü olan bir yapı.

Bu yapı karşısında alternatif teknolojiniz yoksa, Ruslar’ın kendilerinin bile kullanmadığı Yandex ile hareket edemezsiniz. Dış politikada Rusya’ya yakınlaşalım derken, çok ciddi bir krizle baş başa kalabiliriz.

Çünkü Android ile başlayıp Google servislerinin kısıtlanmasıyla devam edebilecek bir süreç; Türkiye’deki iletişim ağının çökmesine, Dijital yayıncılığın bitmesine ve Android telefonların işlevsiz kalmasına yol açabilir.

Kimse bu yönlü bir yorumda bulunmadı ama dolardaki ani tırmanışın en büyük nedenlerinden biri Google ile yaşanılan kriz.

Büyük hata yapılıyor.

Kaynak: Yeniçağ

Editör: TE Bilisim