Dr. Nefi Demirci Hakk'a Yürüdü Dr. Nefi Demirci Hakk'a Yürüdü
Tüm gerçekleri az bilinen Sarıkamış harekatı 22.12.1914 yılında, Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu ile Rus İmparatorluğu arasında geçen , Sarıkamış ve çevresinde gerçekleşmiş muharebelerdir.
Osmanlı Devletinin, bilhassa Genel Kurmay Başkanlığının büyük askeri taktik ve stratejik hatalarıyla yenilgiyle sonuçlanan savaşın neticesi çok ağır olmuştur.
Savaşın altında yatan asıl neden olarak, Osmanlı Devletinin 93.Harbi sırasında kaybettiği toprakları geri almak istemesidir. Sonuç olarak Rusya, Doğu Anadolu’nun tamamını işgal etmiştir.
Askerlerimiz eksi 30-40 derece tipiden ve yağan kardan , yağmurdan korunmak için tek sıra ve birbiri ardından, derin çukurlara bata çıka yürüyorlar. Bu yürüyüş esnasında askerlerimizin önce ayakları donuyor. Karlara düşenler bir daha ayağa kalkamıyorlar.
İşte bu zamanın en yakın tanığı olan KÖPRÜLÜLÜ ŞERİF ( İLDEN) hatıralarında; ‘’...Belki on bin kişiden çok askerimizi bir günde karların altına bıraktık ve geçtik..’’ demektedir.
Köprülü’nün bu yazdıklarını mübalağalı bulanlar da olmuştur. Fakat, tüm resmi kayıtlar, yazışmalar ve Rusya’nın tarihi kayıtlarında, bu şekilde bir dramın yaşandığı gerçektir.
Hatta bir köy evinin kapısı önünde duran Yarbay Aziz Bey, soğuktan bronz heykeller gibi yatan cesetleri gördüğünde, bu cesetleri neden gömmediniz diye sorduğunda, köylü cevap olarak; ‘’...Komutanım toprak dondu, kazma işlemez...’’ demiştir.
SARIKAMIŞ DRAMI TAM 7 YIL GİZLENMİŞTİR
Enver Paşa, Sarıkamış dramını basına sansür uygulayarak tam 7 yıl gizlemiştir. Ancak bu harekata katılan 9. Kolordu Kurmay Başkanı Emekl Yarbay Köprülülü Şerif (İlden), 1922 yılında Akşam Gazetesi’nde çıkan daha sonra da kitap olarak basılan, ‘’SARIKAMIŞ’’ adlı eserinden Türk Milleti bu hezimeti ve hazin sonuçlarını öğrenmiştir.
Peki Enver Paşa tarafından, Sarıkamış dramı neden saklanmıştır? Basına yıllarca neden sansür koyulmuştur?
Kendinden emin olan, kendine güvenen ve gerektiğinde hesap vermekten çekinmeyen bir kişinin tevessül edeceği şeyler değildir bunlar!..
Şerif İlden, onbinlerce vatan evladının donarak şehit olmasının tek sorumlusu olarak Enver Paşa olduğunu bildirmektedir.
SARIKAMIŞ HAREKATINA KARŞI ÇIKAN KOMUTANLAR
Genelkurmay ikinci başkanı HAFIZ HAKKI BEY, 3.Ordukomutanı HASAN İZZET PAŞA, 10.Kolordu Komutanı AHMET FEVZİ PAŞA ve harekata katılan diğer kuvvet komutanlarının hepsi bu şartlarda harekatın başarılı olamayacağı dolayısıyla hepsi de harekata karşı çıkmışlardır.
Hepsinin gerekçeleri de aynıdır :
‘’... Orduyu mahvederiz, ihtiyaçları tamamlanmamıştır. Ordunun yiyecek ihtiyacı karşılanmamıştır.
Askerlerimizin çoğunun kışlık elbiseleri dahi yoktur, yazlık elbiselerledir. Her yer dağ gibi karlarla yığılıdır. Soğuk sıfırın altında 40 dereceyi bulmuştur. Bu soğukta ve şartlarda bırakın ilerlemeyi, asker nefes bile alamaz...’’
Enver Paşa, Hasan İzzet Paşa’nın bu sözlerine çok kızarak;
‘’ Dua edin Harbiyeden hocamsınız, yoksa seni Divan-ı Harbe verirdim...’’
diye tepkisini gösterip tehdit etmesine rağmen, Hasan İzzet Paşa, Enver Paşa’nın sözünü keserek;
‘’ Herkes senden korktuğu için, sana karşı fikirlerini söylemekten korkuyorlar...’’ demiştir.
Oysaki gerçek, bile bile ölüme yürüyüştür bunun adı.
Enver Paşa canı, kanı pahasına büyük bir kumar oynamıştır. Hayallerine ve ihtiraslarına yenilmiştir.
Ardahan ve Kars’ı Ruslardan geri alarak Kafkas Müslümanlarını, Rus boyunduruğundan kurtarıp TURAN HAYALİNİ gerçekleştirecekti.
ENVER PAŞA HERŞEYİ BİLE BİLE HAREKATA KARAR VERMİŞTİR
Sarıkamış harekatının iki numaralı sorumlusu olan Hafız Hakkı Paşa, yazdığı günlüklerinde:
‘’...Biz kazanırsak başımız dik olarak, 30-40 yıl içinde bütün Doğu’yu sefaletten kurtaracağız. Biz batarsak yüz milyonlarca doğulular, Türkler, Müslümanlar uzun esaret ve sefalet devirleri geçirmeye mahküm olacaklardır. Allah adildir...’’
Enver Paşa, cepheyi ziyaret etmiştir. Cephenin bütün şartlarını yakınen bilmektedir. Ertesi gün şu bildiriyi yayımlamıştır:
‘’.. Askerler hepinizi ziyaret ettim. Ayağınızda çarığınız, sırtınızda paltonuzun olmadığını gördüm. Fakat karşınızdaki düşman sizden korkuyor. Yakın zamanda saldırarak Kafkasya’ya gireceğiz. Siz orada her türlü bolluğa kavuşacaksınız. İslam dünyasının tüm umudu sizsiniz...’’
ENVER PAŞA’NIN VATANSEVERLİĞİ TARTIŞILAMAZ AMA;
Evet , Enver Paşa gerçek bir vatanseverdir, bunu kimse tartışmıyor zaten.
Lakin; bir çok tarihçilerin birleştiği nokta onun AKLINDAN ÇOK, DUYGULARIYLA HAREKET EDEN BİRİSİ olduğu hakkında hemfikirdirler. Sarıkamış’tada aklıyla değil, duygularıyla hareket etmiştir.
Tecrübeli komutanların uyarılarına kulak asmayıp, dinlememiştir. Kendi şahsi ihtirasları ve egosuna hakim olamamıştır. O zamana kadar da hiçbir orduyu yöneterek tecrübe kazanmamıştır. Yeri gelince durmayı, yeri gelince geri çekilmeyi kendine zul saymıştır. Askeri stratejik olarak büyük hatalar yapmıştır.
Enver Paşa, Osmanlı Genelkurmayı’ndaki ALMAN komutanların büyük etkisi altına girmiştir. Onların yönlendirmeleriyle hareket etmiştir.
Tarih, başarılar kadar, hatalardan doğan yenilgileri de sorgular.Tarihte bir çok ünlü komutanlarda yenilmişlerdir.
Sezar'da , Napolyon'da yenilmiştir. Hatta Batı Roma'yı yıkan , kavimler göçünü başlatan büyük Türk hükümdarı ATİLLA bile Poltova'da durdurulmuştur veya durmuştur. Durmasını bilmiştir.
Gazi Osman Paşa, PLEVNE'DE yenilmiştir ama hiç devlet ve otorite bu büyük kumandana mağlup sıfatını yakıştıramamıştır..
Mesele yenmek ve yenilmekten öte, sorumluluk ve dirayet sahibi kişinin, tüm ikazlara rağmen aldırış etmeyerek, kendi bildiği planı taammüden uygulamakta ısrar etmesidir.
Tarihi olaylar; kimsenin üzerinde yaz ,boz yapacak deneme tahtaları gibi düşünülemez.
Yani uzun lafın kısası, Sarıkamış faciası, Enver Paşa’nın yanlış hesapları, ihtiraslarına hakim olamaması, tecrübeli komutanların ikazlarına söz dinlemez tavırları, stratejik askeri dehadan uzak olması, duygularına yenilmesinin yarattığı tarihi bir dramla sonuçlanmıştır.
Tamam Enver Paşa bir vatanseverdir fakat vatansever oluşu yapmış olduğu tarihi hatalarını örtmez.
Sarıkamış’ta belki 90.000 vatan evladı donarak şehit olduğu abartılı bir rakamdır.
25.000 ile 30.000 arasında asker ksybımız olsa da, Enver Paşa’nın bu bu acı tablodan doğan sorumluluğunu ört bas etmez...
Onun, Turan hayali peşinde koşması da, kendisini bu fahiş hatalarından doğan sorumluluğunu azaltmaz.
Ayakları yere basan TURANCILIK yerine ütopik Turancılığın yeşerttiği hayal, Osmanlı Devletinin aynı zamanda ölüm fermanı olmuştur.
Osmanlı Devleti birinci dünya savaşına şu veya bu sebepler yüzünden zaten girmek zorunda kalacaktı.
Ama en azından Devlet’i Ali böyle büyük bir savaşa hazırlanma fırsatı bile bırakılmadan, oldu bittiye getirilerek veya kendince haklı sebepleri gerekçe gösteremeden, bir Alman hayranı olan, Enver Paşa’nın, Almanların da kışkırtmasıyla Osmanlı Devletini büyük savaşa sokan adam olduğu ve bu drama sebep olduğu unutulacak bir olay değildir.
Enver Paşa’yı sevmek başka; hatalarından dolayı, koskoca Devlet’i Muazzama’ya verilen felaketleri görmemezlikten gelmek daha başkadır. 23.12.2020

AV. Faruk Ülker

Editör: TE Bilisim