Sedat Peker, komisyona gönderdiği dilekçede, 2000'li yılların başında polisler tarafından çok önemsiz bir suçlamayla gözaltına alındığını öne sürerek, 3-4 gün sonra savcılık tarafından serbest bırakıldığını söyledi. Sedat Peker, ''Böcek araması denilen bir teknikle (Elektronik cihazla) evimin oturma ve yatak odalarında kamera buldum'' dedi.
Bu nedenle mağdur olduğunu iddia eden Peker, komisyonun bu konuda bir çalışma yapmasını, elde edilecek bulgularla yetkili savcılığa suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.
''YASADIŞI DİNLENDİM"
Balyoz Planı ve Ergenekon davalarının tutuklu sanıklarından emekli albay Dursun Çiçek de, TBMM Dilekçe Komisyonu'na gönderdiği ve bir örneğinin de Yasadışı Dinlemeleri Araştırma Komisyonu'na gönderilmesini istediği 17 sayfalık başvurusunda, ''yasadışı dinlendiğini, bir belgeye haberi olmadan isminin yazıldığını, imzası taklit edilerek kendisine iftira atıldığını'' iddia etti.
Başvurusunda, ''ıslak imza'' ve ''balyoz'' davalarında hukuksuzluk yapıldığını savunan Dursun Çiçek, suçsuzluğunun ortaya çıkarılması hususunda komisyondan yardım talep etti.
BAŞVURULAR AĞIRLIKLI OLARAK CEZAEVLERİNDEN
Komisyona gelen 10 başvurunun 6'sı başta Silivri olmak üzere Diyarbakır, Karabük cezaevlerinden geldi.
Bu başvurularda genellikle mağdur olduklarını, aldıkları mahkumiyet kararlarında yasadışı dinlemelerin kanunlara aykırı delil olarak yer aldığını iddia ettiler.
Komisyona başvurular arasında biri emekli öğretmen iki vatandaşın da başvurusu yer alıyor. Emekli öğretmen, polisin kendisini takip ettiğini, dinlediğini ve polisin psikolojik tacizine maruz kaldığını öne sürerek, iddialarının komisyon tarafından araştırılmasını ve komisyonun kendisini dinlemesini istedi.
