Gümüşhane STK’ları Ayaklandı; “Utanç Köprüsü” Gümüşhane STK’ları Ayaklandı; “Utanç Köprüsü”
-Hâkimiyet milletindir, Söz milletindir-   diye yıllarca alkış ve oy alanlar, acaba biliyorlar mı ki, hâkimiyeti millete veren kimdi ?
Sözü millete veren kimdi?

Türk milletinin kendisine bizzat hâkimiyeti, sözü ve egemenliği, uzun asırlardan sonra tekrar, Mustafa Kemal Atatürk vermiştir.
Bunun adı da Cumhuriyettir.
TBMM dir.
Hukuktur.
Anayasadır. 
Yani Atatürk'ün yol göstericiliğinde Türk milleti  kendisi bizzat savaşarak hakimiyeti ve sözü eline almıştır.

Atatürk’ten önce hâkimiyet ve egemenlik millete ait değildi.
Müslümanlara ait değildi.
Hakimiyet yalnızca hocalarda, şeyhlerde, ağalarda ve aşiret reislerindeydi.
Onların da patronu durumundaki Padişahta, Halife'deydi.
Ve tabi ki en büyük hâkimiyet yabancılardaydı. İşgalcilerde, tefecilerdeydi. 
Yani Türk milletinde değildi. Türk milletinin adı okunmuyor, sözü geçmiyordu.

Cumhuriyetten önce Türk milletinin, Müslüman halkımızın hâkimiyeti ve egemenliği, emperyalist ülkelerdeydi.
Borç veren tefecilerdeydi.
Duyun-u Umumiye alacaklılarındaydı.

Bu bedenle M.Kemal Atatürk, Cumhuriyetçilik fikrine olağanüstü önem vermişti. 
Yeni Türkiye'nin bir Cumhuriyet olması gerektiğini epey önceden tasarlamıştı. 
Yeni Türkiye'nin rejimine, yönetimine ülke sınırları içinde kalan tüm halk katılsın istemişti.
Irkı, dini, mezhebi, soyu, rengi, rütbesi, sınıfı, ekonomik durumu ne olursa olsun herkes eşit olarak oy kullansın, eşit vatandaş sayılsın istemişti.
Bu yönetimin adı Cumhuriyetti. 

O tarihte hala, ABD'de siyahlar insan sayılmıyordu. Hiçbir hakları yoktu. 
Afrika'da yaşayan milyonlarca Avrupalı işgalci beyaz adam,  1990 yılına kadar o toprakların asıl sahibi olan yerlilerin bir bankta  yanlarına oturmasını bile  yasaklamışlardı.
Hem de adalet sarayının önünde halen duran bu bankların üzerinde - siyahlar oturamaz- yazıyordu. (bizzat gördüm)

Atatürk ise, ülkenin tek vücut, tam bağımsız ve güçlü milli bir devlet olması için, vatandaşlarını, kurucu ve büyük çoğunlukta olan Türk kavramı etrafında eşit vatandaşlık hukukunda  birleştirmişti.
"Ne mutlu Türk'üm Diyene" demeyi yeterli görmüştü.
Cumhuriyet, yurttaşları yöneticilerin kulu kölesi olmaktan kurtardı.
Müslüman halkı, hocaların, şeyhlerin, meczupların, melelerin, ağaların, aşiret reislerinin malı olmaktan kurtarmıştı.

Bakınız! son yıllarda Atatürk ve Cumhuriyet'e düşman olan hoca ve şeyhler grupları, Din öğrenmeye gelen çocuklarımızı mülkleri, malları olarak görüp istedikleri kadar tecavüz edebiliyorlar. Diğer hocalar da, bunlar dinimizde vardır diyebiliyor.
İşte Cumhuriyet bunların oluşmasını ortadan kaldırmıştı.
Çocuklarınıza, topraklarınıza, tarihinize, dilinize, dininize, geleceğinize tecavüz ettirmeyin. 

Son yıllarda BOP projesi gereğince Ortadoğudaki 22 Müslüman ülkeyi parçalayıp işgal etmek isteyen ABD ve ortakları, benim ülkemde Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığını körüklemekte, beslemektedir.
Rejim düşmanı örgüt ve cemaatleri yönetmektedir.
Türkiye'yi bunlar aracılığıyla Irak, Afganistan, Suriye ve Libya gibi işgale hazır hale getirmek istemektedirler. 
Buna fırsat vermeyelim.
Kendi kandırılmış vatandaşlarımızı suçlayarak değil, arkalarındaki bu dış desteği düşman ilan ederek önleyelim. 
29 Ekim Cumhuriyet bayramınız kutlu olsun.
Cumhuriyetle kalın, Atatürk'le kalın. 

KENAN ÖZEK

Editör: TE Bilisim