Suriyeli ve İranlıların nasıl üniversite hocası yapıldığı ortaya çıktı Suriyeli ve İranlıların nasıl üniversite hocası yapıldığı ortaya çıktı
Sosyal medya hesaplarından sahte ve gerçek dışı paylaşımların arttığına dikkat çeken Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tolga Çelik, "Sosyal medyadaki bilgilere mesafeli yaklaşılmalı." dedi.

Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü İnternet Gazeteciliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tolga Çelik, sosyal medya hesaplarında sahte ve gerçek dışı paylaşımların artması ve bu paylaşımların insanlarda yanlış bilinç yaratması sonucu, toplumsal ve kişisel birçok üzücü olayların yaşandığına dikkat çekerek, sosyal medya dünyasında yurttaşların daha dikkatli olması gerektiğinin altını çizdi.

Sosyal medya hesaplarının manipüle edildiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Çelik, gerçek görüntülerin bir takım bilgisayar programları vasıtası ile değiştirilip yeniden kurgulanarak, sahte resimlere dönüştürüldüğünü belirterek, "Photoshop gibi programlar kullanarak fotoğraflar üzerinde oynama yapıp, eklemeler çıkarmalar yapıp, fotoğrafları dezenformasyona uğratıyorlar. O fotoğrafın içinde bulunduğu olayın olduğu dönemde o sürecin çok sıcak olduğu bir dönemde paylaşıp, oradan algının bir yöne evirilmesini ya da algıyı değiştirip istedikleri kanala yönlendirmeyi sağlayabiliyorlar." diye konuştu.

"İNSANLAR ÇOK KOLAY İNANIYOR"

Sosyal medya hesaplarının, bir algı yönetimi aracına dönüştürüldüğünü söyleyen Yrd. Doç. Dr. Çelik, kendisinin de bu konu üzerine akademik araştırmalar yaptığını aktararak, "Sosyal medya hesaplarının bu denli kullanımına yönelik bir çalışma yapmıştım. Orada sosyal medya hesapları ile yaptıkları algı yönetiminin birçok örneği vardı. Örneğin Almanya'da bir tekne kazasında bedeni parçalanmış bir adamın görüntüsünün bulunduğu bir fotoğrafı alıp, altına, 'TOMA'lar yaptı' diye yazanlar vardı. Mesela bir başka dezenformasyonlu fotoğrafta yine o dönemde sosyal medya hesaplarında çok dolandı. Fotoğrafta, elinde Türk bayrağının olduğu bir çocuk bir de onun peşinden koşturan bir polis vardı. Onu da çok paylaştılar, işte elinde Türk bayrağı olan çocuğu polis kovalıyor. Ama fotoğrafı incelediğimizde iki fotoğrafın birleştirilerek yapılmış gerçekliği olmayan bir fotoğraf. Maalesef insanlar, bu tarz herhangi bir gerçekliği olmayan fotoğraflara çok kolay inanıyorlar. Sosyal medyada gördükleri bu gerçek dışı fotoğrafları hemen onlarda paylaşıyorlar. Bu şekilde bu gerçek olmayan fotoğraflar yayılmaya başlıyor. Sonra orada kamuoyu etkisi yaratıyor. İşte polis kötü vuruyor öldürüyor, şeklinde yayabiliyorlar." şeklinde konuştu.

"PAYLAŞILAN GÖRSELLERE HEMEN İNANMAYIN"

Günümüzde internet ortamında ve sosyal medya hesaplarında paylaşılan bilgilere karşı çok dikkatli olunması gerektiğinin altını çizen Yrd. Doç. Dr. Çelik, "Burada dikkat etmemiz gereken en önemli şeylerden bir tanesi, paylaşılan haberlere ya da görülen fotoğraflara hemen inanmamak ve bunlara karşı tereddütlü yaklaşmak. Fotoğrafın kaynağına ulaşmaya çalışmak da çok önemlidir. Kişi burada önemli bir içerikle karşılaştığında, kendisine o fotoğraf daha önce paylaşılmış mı? Eski bir fotoğraf mı? Diye sorular sorması gerekiyor. Çünkü eski bir fotoğrafı alıp yeni gibi paylaşıyorlar. Bunun defalarca örneğini gördük." dedi.

"GERÇEĞİ, GÖRMEK İSTEDİKLERİ GİBİ GÖRÜYORLAR"

İnsanların, sosyal medya hesaplarında gördükleri içerikleri ve bilgileri hemen paylaştığına dikkat çeken Dr. Çelik, olayların tamamen anlaşılabilmesi için zaman faktörüne dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. Çelik, şöyle dedi: "Kişinin biraz da beklemesi gerekiyor. Kişi, uygun bir süre bekledikten sonra paylaşması ya da inanmak istiyorsa inanması gerekiyor. Bir yandan da insanların kolayına geliyor onu görebiliyoruz. Ya da görmek istediği gibi bir fotoğraf görünce onu hemen kabul ediyor ve paylaşıp yayıyor. Çünkü yaymak onun işine geliyor. Belki de bilerek yayıyor. Resmin doğru olmadığını biliyor ama yayarak amacına hizmet etmiş oluyor. Birileri bir şey ortaya atıyor, biliyor onun sahte olduğunu, bir ekip var, birbirinden haberdar ve bir çete gibi hareket ediyorlar. Bir şeyi alıp başlıyorlar sosyal medya üzerinden o sahte bilgiyi pompalamaya. Bu şekilde bir gündem yaratıp onun üzerinden bir kâr elde etmeye çabalıyorlar."

"KAMU SPOTLARI HAZIRLANMALI"

Sosyal medya hesaplarının kapatılmasının, bir kontrol, bir denetim altına alınmasının uygun çözüm olmadığını belirten Dr. Çelik, "Bu seçenek mümkün de değildir. İnsanların bilinçli kullanıcı olmasını sağlamamız lazım. Kişinin buralarda nelerin olup olamayacağını, nelerin sahte olup olmadığını ya da her şeyin sahte olabileceğini ön kabulü ile kullanması lazım. Ya da işte bu hesapları yavaşlatarak, kapatarak, filtreleyerek bir yere varılamaz. Sosyal medya kullanıcıların daha bilinçli hale getirilebilmesi için belki bir kampanya yapılabilir. Kamu spotları hazırlanabilir. Kısa mesajlar gibi bu yöntemler kullanılabilir. İlköğretim okullarına bir ders konulabilir." diye konuştu.

"FARKLI GÖRÜŞLERDEN İNSANLAR TAKİP EDİLMELİ"

İnsanların, sosyal medya hesaplarında hoşuna giden ve kendi gibi düşünen insanları takip ettiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Çelik, bu durumun belirli gruplaşmalara neden olduğunu söyledi. Yrd. Doç. Dr. Çelik, şöyle devam etti: "Kişi kendi gibi insanları takip ederse sadece o kişide çok yanlış bir algı oluşuyor. Facebook'ta ya da Twitter'daki arkadaş grubunda sevmediğin, paylaşımlarından hoşlanmadığın, ideolojisinden dolayı insanları siliyorsan, sadece kendin gibi düşünen insanları görüyorsan hata ediyorsundur. Sonra diyorsun ya herkes aynı şeyleri paylaşıyor ama hatalı çıkıyor. Durup şaşırıp kalıyorsun. Sosyal medya bu yönüyle kullanılırsa kötü algı yayılmasına neden olabiliyor. O yüzden farklı görüşlerden insanları takip etmemiz lazım. Neler söylüyorlar, haklılık payları olabilir. Eksik kaldıkları noktalar olabilir. Senin gibi düşünen insanlar belki hata yapabilir ve yanlış şeyler söyleyebilir."Cihan

Editör: TE Bilisim