Ey Gümüşhane siyasetçileri! Ey Gümüşhane bürokratları! Ey Kürtün halkı! Ey Gümüşhane siyasetçileri! Ey Gümüşhane bürokratları! Ey Kürtün halkı!
Güdümlü gündemin kadrolu yorumcularından gına geldi.
Bir an evvel gerçek gündeme geçmek zorundayız.

Muhalefetin görevi, güdümlü gündemin, herşeyi bilen(!) kadrolu yorumcularına cevap yetiştirmek olmamalıdır. Onlarla girilecek polemikten hayır gelmez, o iş ekmek yedirmez.

Yapılan tartışmalarda zerrece bir "gerçek arayışı" görmüyoruz.
Adamlar, sorunları çözmeyi değil, "sorunlarla yaşamaya katlanmayı" öğretmeye/dayatmaya çalışıyorlar.
Tezgah net: Onlar konuşacak; muhalefet de sadece onların konuştuğuna cevap verecek! Tam bir akıl tutulması, tam bir kısır döngü.

Dağ gibi sorunları olan ülkede, herkes, "yarın dağ fare mi, kedi mi doğuracak?" diye, papatya falı ile meşgul. 
İçeride asıl gündem, ekonomidir, işsizliktir, açlıktır, ehliyetsizliktir, liyakatsizliktir, kayırmacılıktır, ertelemedir, ötelemedir, örtbas etmedir. Konuşulacaksa bunlar konuşulmalıdır.
Dışarıda da dünya kaynıyor: Özellikle Ortadoğu. Etrafımız ateş çemberi. Sayelerinde dostumuz kalmadı. Bunlar konuşulmalıdır.

İktidar, dış politikayı, iç politikaya malzeme yapmaktan da derhal vazgeçmelidir.

SİYASET HALKA RAĞMEN YAPILAMAZ!

Türkiye'de iktidar ve muhalefet adeta bir olmuş, bir tiyatro sahneliyorlar. Halka da "bizi izleyin" diyorlar. Biraz aklı erenler, bu manzarayı, endişe ile izliyor.

Siyaset; millete hizmetin adıdır ve halka rağmen değil; halk için, halkla beraber, demokratik usullere göre yapılmalıdır. Ancak onlarca yıldır ülkemizde siyaset bir nemalanma, rant ve makam işgal etme aracına dönüşmüştür.

Siyasi partilerin iktidarları gelip geçip gitmekte, siyasetçiler ölümle dünya değiştirmekte ancak, ülkemizde siyasetin bir menfaat işletmesine dönüştüğü gerçeği, bir türlü değişmemektedir.

Hangi dönemde olursa olsun; iktidar ve muhalefetin sahipleri, koltuklarını kaptırmamak için her türlü söylemi kullanarak siyaseti dizayn etmeyi bir marifet haline getirmişlerdir.

Bu durum, yoksulluktan ve aşırı borçlardan dolayı bitap düşmüş halkı ve de özellikle gençlerimizi, umutsuz bir yaşama sevk etmiştir.

Bugün ülkemizde iktidarı ve muhalefeti ile siyasetin belirleyici farklılıkları ortadan kalkmıştır. İktidar; sorunların çözümü için projeler sunamamakta, muhalefet ise sadece eleştiri yapmaktadır.

Siyasi partiler, kurulan ittifaklar nedeniyle özgün olma kimliklerini kaybetmişlerdir. Birbirlerine benzemez ve dünya idealleri farklı siyasi yapılara yani ittifaklara mecbur bırakılmaya çalışılan halkımız, gelişmeleri hayretle izlemektedir.

Bu kaos ortamında, içeride ve dışarıdaki bir takım güçlerin, Türk milletine ve geleceğine kabul edilemez dayatmalar içinde olduklarını da görüyor ve bunları dikkatle takip ediyoruz.

İnsanımız antidemokratik usuller ve algı operasyonları ile yokluğa, yoksulluğa ve onursuzluğa hiç bir şekilde mahkum edilemez. Sıtma gösterilip ölüme razı edilemez.

İnsanımız çaresiz değildir. Devletimizi yönetecek, milyonlarca yetişmiş insanımız bulunmaktadır. Önemli olan, doğru bir zamanlama ile siyaset yaparak vatandaşımıza hizmet etmek isteyen bu vatan evlatlarını; yerli, milli ve bağımsız bir siyasi çatının altında toplamaktır.

Bu nedenle yapay gündemlerle Türk milletine bilerek veya bilmeyerek kötü bir gelecek sunma çalışması yapanlara varlığımızı hatırlatır, yanlış hesabın Bağdat'tan döneceğini unutmamalarını dileriz. 
20.08.2020.
Sözümüz Var Hareketi İcra Kurulu
#SözümüzVarHareketi

Editör: TE Bilisim