SURİYE BAYIR BUCAK TÜRKMENLERİ SAHİPSİZ MİDİR ?

 Üç kıta yedi deniz hükümdarı Ösmanlı imparatorluğunun mirasçısı olmak kolay değildir. Çanakkale'de bizi savunmaya gelenlere ķör sağır ve dilsiz olanlar, onlara eli uzanamayacak kadar kolsuz bacaksız olmak son derece insaf dışıdır. Bu sorumsuzluk millet ümmet ve insanlık anlayışı ile bağdaşmaz. Suriye ve Irak'ı kaos, kargaşa kan ve göz yaşına boğanlar sadece Hristiyanlar ve Kürtleri korumaya alarak diğer insanları sahipsiz ve yalnız bırakmışlardır. Zalim Esed rejimi kadar oralarda fitne çıkarıp petrol ve İsrail hesabı yapanlar suçludur. Avrupada ve ABD eşine ender rastlanır zulüm ve soykırımla insanlık suçu işliyorlar. O insanların Kürt ve Peşmerge olmamaktan(!) başka suçları var mıdır ?

Oraları dizayn etmek isteyenlerin insan ayrımı yapmaları doymayan emperyalist iştahları tarihe alınlarında kara bir leke olarak lanet halkası olarak asılı kalacaktır. Bu özgürlük çağında zulüm haberlerini daha çok Türk yurtlarından alıyoruz. Doğu Türkistan Türkleri ile irkildik bayır bucak Türkmenleri ile yüreklerimize hançer saplandı. Civarımızda ırkçı, faşist, insanlık dışı soykırımla Türk milleti yok edilip kefenlenmeye devam ediyor. Bu zulme ilgisiz kalanların Türklük Müslümanlık ve insanlık değerleri felç olmuştur. Yarın aynı acıları bu topraklarda daha fazlası ile yaşanılması kaçınılmazdır. Kendi topraklarında yaşamak göç veya katliam karşısında direnmekten başka şartları yoktur. Türk milliyetçilerinin münferit olarak Türkmen kardeşlerimize ilgisi takdire şayandır. Bu ilgi sonucu orada şehit olan binlerce mazlumun yanına şerefle kardeşimiz Ülkücü şehit Burak Misinci eklenmiştir.

Ülkücüler Türk milletinin milli hafızası milli refleksleri olmaya devam ediyor. Bu şehadet bizi ölüm sessizliğinden uyandırmalı zalimlere karşı mazlumun avazı dili eli ayağı olmak zorundayız. Oralara ilgisiz kalanların namus haysiyet şeref ve varlığını korumaları zordur. Onlar kaybederse insanlık kaybeder çok büyük risk altına gireriz. Dünya ve bölgeye Türk milletinin penceresinden bakan Ankara merkezli şahsiyetli milli dış politikaların uygulayıcısı olmayı başaramayanlar başkalarının şamar oğlanı olarak yalnızlaşıp sürekli mevzi kaybetmeye devam ederler. İran kendi direniş ve duruşunu lehine çevirmeyi başarmıştır. Ama ülkemiz Atatürk sonrası küresel çetelerin rüzgarı ile dış ve iç politika belirleyen biribirine çok benzeyen siyasal silahlı ve silahsız taşeronlar elinde kan kaybediyor. Türk milleti yediden yetmişe huzur barış ve kardeşlik için MHP ve Ülkücülerin destansı duruşunu anlamak ve iktidara taşımadan rahat edemez. Bayır Bucak Türkmenlerine toplumun her kesimini yeterli ilgi ve desteğe çağırıyoruz. Bu haksızlık ve zulüm karşısında MHP dışında siyaset kurumu ve Medyanın suskunluğu gerçekten utanç vericidir.

Sabri Şenel