Asimilasyona yatkın olan Türk'ler için bunların bir önemi var mı? Asimilasyona yatkın olan Türk'ler için bunların bir önemi var mı?
2005 yılında hayata geçirilen Denetimli Serbestlik uygulaması ile cezaevinden tahliye olan hükümlülerin yeniden cezaevine dönme oranları azaldı. 2002’de kamuoyunda ‘Rahşan affı’ olarak bilinen affın ardından tahliye edilen mahkumların yüzde 30’a yakını cezaevine yeniden girerken Denetimli Serbestliğe tabi tutulan hükümlülerin sadece binde 7’si cezaevine geri döndü.

Cezaevinden tahliye olanlar artık cezaevi kapısı önünde bırakılıp ‘Artık özgürsün, istediğin yere gidebilirsin’ denilmiyor. Mahkumun gidip yatacağı bir yeri olup olmadığı bile artık araştırılıyor. Bursa Denetim Serbestlik Koruma Kurulu Başkanı ve Bursa Cumhuriyet Başsavcı Vekili Nurettin Canata, denetimli serbestlik uygulamasının özünde; toplum içinde tehlikeli hali taşıyanlara özel dikkat gösterilmesini sağlamak ve bunlara özgü iyileştirme tedbirlerini geliştirmek görevi olduğunu söyledi. Canata, denetimli serbestliğe tabi olanların daha önce işledikleri suç bilgilerinin denetimli serbestlik görevlileri tarafından bilindiğini, planlama, değerlendirme, rehberlik, iyileştirme ve denetim aşamalarında bu hususun da göz önünde bulundurulduğunu kaydetti. Denetimli serbestliğe tabi yükümlülerin yeniden cezaevine dönme oranlarının düştüğüne dikkat çeken Canata, “Denetim altındaki yükümlülerin cezaevine dönme oranı binde 7 değil de yüzde 7 olsaydı hepimiz için tehlike artmış olacaktı. Bunları yeniden topluma kazandırmanın peşindeyiz. Denetimli serbestlik uygulaması daha aktif hale gelecek.” dedi.

Bursa Denetimli Serbestlik Müdürü Orhan Kaykaç da 2002 yılında kamuoyunda ‘Rahşan Affı’ olarak bilinen aftan çıkan hükümlülerin yüzde 28-30’unun yeniden cezaevine döndüğünü açıkladı. Ancak Denetimli Serbestlik kapsamında Bursa’da tahliye edilen bin 800 yükümlüden sadece 11’inin yani binde 7’si yeniden cezaevine döndüğüne dikkat çeken Kaykaç, "Burada büyük bir başarı ortaya çıkıyor." ifadesini kullandı.

DENETİMLİ SERBESTLİK UYGULAMASI

Denetim Serbestlik bir af anlamı taşımıyor; sadece kişileri belirli tedbirlerle tahliye edilmesinin önünü açıyor. Tahliye edilen yükümlüler takip edilerek, onların yeniden topluma kazandırılması hedefleniyor. Önceden 10-15 yıl cezaevinde kalan bir kişi tahliye olduktan sonra kapıda ‘Artık özgürsün istediğin yere gidebilirsin’ deniliyordu. Ancak o adamın gideceği, yatabileceği bir yeri olup olmadığı araştırılmıyordu. Bu hususu sorgulayan müessese yoktu. Cezaevinden çıkan bireyin iş bulmasından toplumda itibar kazanmasına kadar birçok konuda destek alıyor. Tahliye edilen adam sadece kamuda çalışarak cezasını çekmiyor, onun rehabilitasyonu için de çalışılıyor.

Ceza adalet sisteminde 2005 yılında yapılan düzenleme ile ülke genelinde ‘denetimli serbestlik müdürlükleri’ kuruldu. Uygulamayla; kişilere verilen yükümlülükler ile sadece kişiyi cezalandırmak değil suçu önleyerek toplumun suçun zararlarından korumak amaçlandı. Hükümlülerin suç işlemesine neden olan davranışlarını düzeltilerek, tekrar suç işlemelerinin önlenmesi, ceza infaz kurumundan salıverilen hükümlülerin takip edilmesi, madde bağımlılarının rehabilitasyonu, mağdurların uğradıkları zararın giderilmesi ve bu yola toplumun korunması hedeflendiği uygulamadan halen ülke genelinde 100 bin kişi yararlanıyor. Bursa Denetim Serbestlik Koruma Kurulu Başkanı ve Bursa Cumhuriyet Başsavcı Vekili Nurettin Canata, ‘Denetimli Serbeslik uygulamasını şöyle tanımlıyor: “Şüpheli, sanık veya hükümlünün toplum içinde denetim ve takibinin yapıldığı, iyileştirilmesi ve topluma kazandırılması için ihtiyaç duyulan her türlü hizmet, program ve kaynakların sağlandığı alternatif bir ceza ve infaz sistemidir.”

Editör: TE Bilisim