Türkiye’nin yetiştirdiği kıymetli tarihçilerden, ekranların aranan yüzü Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, çok konuşulan Osmanlı tarihi “Kayı” kitap serisinden sonra şimdi de ‘Otağ’la okuyucusuyla buluşuyor. Önceki günlerde ikinci kitabı çıkan ‘Otağ’ serisinde, Osmanlıdan evvel kurulan Türk devletleri ele alınıyor. Bununla Osmanlıyı meydana getiren dinamikler çarpıcı bir şekilde ortaya koyuluyor. ‘Otağ II’de ise yaygın paradigmaya karşı çıkan, farklı bir Emîr Timur portresi var. Biz de Ahmet Şimşirgil Hoca’yla bir araya gelerek, ‘Otağ’ı, Timur’u ve Türkiye’deki tarih telakkisini konuştuk…
Tarihimizi 150 yıldır  İngilizler yazdırıyor

Osmanlı Devleti’nin tarihine ışık tutan “Kayı” serisi büyük alaka gördü. Şimdi de ‘Otağ’ın ikinci kitabı raflarda. Yeni seri için çıkış noktanız ne oldu? 
‘Kayı’yı akıcı bir üslupla ve lise talebesinin anlayabileceği dille yazdık. Galiba bu üslup sebebiyle çok sevildi. Tabii insanlar Osmanlı öncesini de merak ediyor. Maalesef gençlerin önüne rahatlıkla koyabileceğimiz Türk tarihini anlatan fazla kitap yok. Evet, bir takım romanlar var ama bunlar da tarih kitabı değil. İnsanlar da benden Osmanlı öncesi tarihimizi yazmamı ısrarla istediler. Bütün bunlar beni araştırma yapıp, eser vermeye sevk etti. 

“Otağ I” kitabınızda “Türkler nasıl Müslüman oldu?” gibi çarpıcı mevzular vardı…
Bu biraz karanlıkta kalmış bir mevzu. Türklerin kılıç zoruyla Müslüman olduğu hatta Osmanlının ilk devrine kadar İslamiyeti tam kabul etmedikleri gibi yanlış şeyler yazılıp çiziliyor. Müslümanlığı ilk kabul eden devletlerden İdil Bulgarlar Devleti ve hükümdarı Almış Han’ın o kadar güzel anekdotları var ki tek başına tüm bu iddialara cevap olacak mahiyette. Fakat ne yazık ki tarih kitaplarımızda bunlara yer verilmiyor. 

OSMANLIYI ONLAR HAZIRLADI

Osmanlıdan önceki Türk devletlerine, resmî tarih gözlüğünü çıkarıp baktığımızda ne görüyoruz?
Osmanlı Devleti gibi dünyada başka bir devlet yok. İlk Çağ’dan itibaren mükemmel devlet idaresine dair çok sayıda kitap kaleme alınmış. Ama yazılanlardan daha iyisi Osmanlı devrinde yaşanmış. Fakat Osmanlı hemen ortaya çıkmamış, onu hazırlayan devlet ve cemiyetler olmuş. Osmanlıdan evvel Saltuk Buğra Han’ın inanma heyecanını, Emîr Timur’un mücadelesini, Gazneli Mahmud’un müthiş cihadını görüyoruz. Osmanlıyı anlayabilmek için bu ‘önce’yi iyi bilmek gerekiyor. 

Timur’u yanlış tanıdık
Yeni kitabınız Otağ II’de Emîr Timur’u anlatıyorsunuz. Neden Timur?
Türkiye’de “Emîr Timur” denince akıllara hep zulüm ve barbarlık geliyor. Hiç unutmam, üniversitede Altay Köymen isimli bir hocamız vardı. Bir gün derste “Allah’tan bir tek bir dileğim olsa Timur’un cennet yüzü görmemesini isterdim” demişti. Bu sözler bana çok çarpıcı gelmişti. Yıllarca Emîr Timur’u yanlış tanıdım. Bu şahsiyeti daha sonra ciddiyetle araştırdığımda hiç de anlatıldığı gibi olmadığını gördüm.

Timur’u farklı kaynaklardan okuduğumuzda nasıl bir portre ile karşılaşıyoruz?
Öncelikle Emîr Timur, dünyanın 5 cihangirinden biri. Osmanlı, Altın Orda, Memluk gibi büyük devletlerle harp edip, hayatı boyunca yenilgi yüzü görmemiş. Bu savaşların neticesinde kocaman bir devlet meydana getirmiş. Sonra, Timur’un âlimlere büyük bir hürmeti var. Osmanlı medreselerini en çok tesir altında bırakan iki âlim Seyyid Şerif Curcânî ve Sadeddîn Teftâzânî, Timur’un topraklarında yetişti. Fadlullah Hurufi’yi öldürerek Hurufilere de en büyük darbeyi vurdu. 

“Timur, Altın Orda Devleti’ni yıkarak, Rusya’nın Türklere karşı güçlenmesine yol açtı” yorumuna ne dersiniz?
Altın Orda Devleti Hükümdarı Toktamış, Urus Han ile mücadeleyi kaybedip, 5 defa Timur’a sığınıyor. Emîr Timur kendisine kucak açarak, asker veriyor. Fakat Toktamış, Timur seferdeyken onun topraklarını vuruyor. Bunu tekrarlayınca Timur, Altın Orda Devleti’ni yok ediyor. Hangi hükümdar memleketine defalarca saldırılınca sessiz kalır? 

ACI REALİTE 
İki Sünni isim olan Yıldırım Bayezid ile Emîr Timur’un yaptığı Ankara Savaşı’nı nasıl okumak gerekiyor o hâlde?
Tarihte Müslüman Türk devletlerinin birbirleriyle çok harbi var, bu tarihimizin bir realitesi… Bu hadisede Timur, Doğu’nun üstün olduğu ve Sultan Yıldırım’ın kendisine bağlı olması gerektiğini düşünüyor. Sultan Yıldırım da “Ben bu devleti senden almadım” diye hareket ediyor. Fitnecilerin tesiriyle gerilim tırmanıyor. Araya âlimler girse de kriz ortadan kalkmıyor. Burada Yıldırım Bayezid, Timur’un gücünü iyi analiz edemedi. Yıldırım, ismiyle müsemma olarak, işlerini çok süratle halleden bir hükümdardı. Anadolu’yu aldıktan sonra kendi sistemini kuramadan Timur’un karşısına çıktı. 

Kitabınızda Emîr Timur’un “İyi adam yurt kurar, kötü adam yurt bozar” sözleri yer alıyor. Aynı itikattaki iki hükümdar arasında böyle bir harp yaşanmasa ve Osmanlı yıkılmanın eşiğine gelmese daha iyi olmaz mıydı?
Şer gibi görünen şeylerde birtakım hayırlar olabiliyor. Timur, 17 büyük devletin hakanı oldu. Fakat kendisinden sonra gelenler bunu devam ettiremedi. Oğulları bir Çin seferini bile gerçekleştiremedi. Oysa Timur’un biçtiği Osmanlı, âdeta budanan bir ağaç gibi yükseldi. Osmanlıların aklı başına gelerek, Yıldırım’ın süratli fakat yanlış stratejisinden geri dönüldü. 

ÇİN’E GİRSEYDİ…
Timur en son Çin Seferi’ne hazırlanıyordu. Bunu gerçekleştirebilseydi tarihin seyri nasıl değişirdi?
Timur, girdiği yerden hemen çıkan bir kişi değildi. Bu yüzden bugünkü tarihler çok farklı olacaktı. Zaten kendisi sefere çıkmadan evvel binlerce adamını bölgeye gönderdi ve 4 yıl boyunca yetecek zahire ekilmesini emretti. Hindistan’da uzun yıllar hüküm süren Babür Devleti’nin temellerini Timur attı. Bir oğluna bu toprakları vererek Çin’de de böyle kadim bir devlet kurabilirdi. Bu aynı zamanda İslamiyetin de müthiş bir şekilde yayılması demekti.

Müfredat sil baştan  kaleme alınmalı

Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, kendi tarihimizi yazamadığımızı kaydederek şunları söylüyor: Maalesef tarihimizi 150 yıldır İngilizler ve muhipleri yazıyor. Bu yüzden tarih müfredatını mutlaka yeni baştan kaleme almak lazım. FETÖ durduk yere yeşermedi. Din, tarih ve edebiyat kitaplarının değişmesi lazım. Üniversitelerimiz de çok kötü durumda. Akademilerde işleri sadece Osmanlıyı kötülemek olan bir sürü hoca var. Batılı akademisyenler Osmanlıyı araştırıyor, Türkiye’dekiler ise araştırma zahmetine katlanmadan kötülüyor. Bu zihniyet nasıl ortaya çıktı iyi düşünmek lazım…

Kuru tarih kitapları okuyucuyu çekmiyor

Asimilasyona yatkın olan Türk'ler için bunların bir önemi var mı? Asimilasyona yatkın olan Türk'ler için bunların bir önemi var mı?

 Şimşirgil “Bizim birçok ilim adamımız kuru bir tarih anlatıyor. Zaten okunmamalarının da sebebi bu… ‘Menkıbevi tarih’ diye bizleri aşağılamaya çalışıyorlar. Hâlbuki yüz binlerce kişilik orduların kahramanlıkları, tarihin her akışı duygusuz bir safahat değil. Mesela Haçova Muharebesi’nde Osmanlı ordusu büyük bir bozgun yaşıyordu. O esnada Sultan III. Mehmet’in Peygamber Efendimizin sancağını çıkarıp, O’nun mübarek hırkasını giyerek orduyu çevirmesi akademik lisanla anlatılabilmesi zor bir hadise” diye konuşuyor.

Türkiye Gazetesi

Editör: TE Bilisim