Tarih bilgileri hiçbir zaman tarafsız ve doğru olarak anlatılamadı, yazılamadı.
Çünkü galip gelenler, tarih bilgilerini hep kendi menfaatlerine göre yazdılar, yazdırdılar.
İnsanoğlu da doğrunun değil, güçlünün anlattığını doğru saydı.
Kristof Kolomb, Amerika’yı keşfetti dediler. - Ne büyük kaşifti, bilgindi- dediler. Halbuki Kolomb ve ekibi tamamen soyulacak, çalınacak yerler aramaya çıkmışlardı. Keşfettik dedikleri yerlerde zaten en güzel medeniyetler, en adil toplumlar yaşıyorlardı. Avrupa açlıktan kırılırken bu insanlar toktu.
Kristof Kolomb ve sonrakiler bu yerli insanları onar onar, yüzer yüzer, biner biner öldürmeye başladı. Yetmedi, on bin, yüz bin ve toplu kıyımlar.
Bunu sadece insanların altınlarını, gümüşlerini çalıp götürmek için yaptı.
Ve tüm altınlarını, gümüşlerini, bakırlarını gemilerle Avrupa'ya taşımaya başladılar.
VE bu küresel soygun asırlarca devam etti.
Bir diğer ünlü Büyük İskender ise, yine benzer yol izledi. Birinci önceliği talan ve soygun oldu. Anadoluyu geçip İran topraklarına, yani o zaman ki Perslerin ülkesine girdi. O döneme kadar tarihin en görkemli, en muhteşem şehri olan Persepolis şehrine geldi.
İskender, o muhteşem zenginlikteki Persepolis şehrini öyle yağmaladı, öyle talan etti ki, şehirdeki 4.500 ton altın ve gümüşü (DÖRT BİN BEŞ YÜZ TON) ,20.000 katıra (yirmi bin) ve 5 bin deveye(Beş bin) yükleyerek Makedonya ya taşıttırdı.
Persepolis: yapımına M.Ö 521 de Ahameniş imparatorluğunun Pers kralı I. Darius zamanında başlanmış, yapımı 150 yıl sürmüştü. Roma'dan çok daha büyük görkemli yapıları ve şehirleşmesi vardı. "güneşin altındaki en zengin şehir" olarak tarihe geçmişti.
10 bin kişilik tören salonları, muhteşem sarayları vardı. Yakın tarihte yapılan kazılarda şehrin duvar kalıntıları ortaya çıkarılarak UNESCO dünya mirasına alındı.
Büyük İskender Persepolis'ten çalacaklarını çaldıktan sonra şehri tamamen yakıp yıktı. Talan edip, yerle bir etti.
İskender'in yakıp yıktığı, talan ettiği şehirlerden sadece bir tanesidir Persepolis.
Ama ne yazıkki Batı kaynaklı tarih kitapları İskender'den öyle kahramanca bahseder ki, sanki Makedonya'dan Hindistan'a kadar ordusuyla beraber türkü söyleyerek, çiçek dağıtarak gitti sanırsın.
Tarih bu maksatlı yaklaşımıyla, yakıp yıkma, talan etme suçunu da sadece Cengiz Han'a yöneltti.
Cengiz Han büyük katil ve yağmacı olarak, İskender ise büyük kahraman olarak tarihe geçti.
Tarihin doğrusu henüz yazılamadı.
Haçlı seferleri denen din kılıflı savaşları inceledim. Baştan sona hırsızlık, soygun, katliam....
Yani özellikle Batı'dan gelen hiç kimsenin amacı bilgi paylaşmak, kültür paylaşmak, yardımlaşma ve işbirliği yapmak değildi.
Öyle olanlar tarihe geçmedi. yada yanlış geçti.
Şimdi düşünüyorum da ileri ki yıllarda Türkiye'nin tarihi yazıldığında kimleri kahraman, kimleri hain, hırsız, soyguncu diye yazacaklar.
KENAN ÖZEK
Editör: TE Bilisim
