MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Suriye'deki sistematik ve toplu kıyımı şiddetle lanetlediğini söyledi.


Bahçeli, partisinin düğün salonunda düzenlediği belediye başkan adayları tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, terör örgütünün Türkiye'nin etrafını çembere aldığını ve tehlikelerin gün geçtikçe fazlalaştığını öne sürdü.

Bölücü mihrakların Türkiye'de de özerklik peşinde olduğunu ve bunu hedef belirlediklerini anlatan Bahçeli, "Sınırlarımızın hemen dibindeki bölücü terör yapılanması, Türkiye'yi içine çekecek düzeyde bir girdaptır. Maalesef Başbakan Erdoğan ve hezimetin insan hüviyetine bürünmüş hali olan Dışişleri Bakanı ya bunun farkında değildir ya da ihanete birinci dereceden iştirak etmektedir. İkaz ve önemle söylüyorum, Türkiye parçalanmaya, hükümetin yardım ve yataklığıyla üniter yapısından vazgeçmeye doğru sürüklenmektedir" ifadesini kullandı.

Bahçeli, Suriye'deki terör örgütlerinin bozgundan nemalanmaya, kendilerine yerleşim yerleri açmaya, özerk yapılar kurmaya, hakimiyet alanlarını genişletmeye canice gayret ettiğini dile getirdi.

"Esad yönetiminin yaptığı söylenen ve fotoğraflarla Cenevre öncesinde basına sızdırılan vahşet ve işkence görüntüleri şu an her şeyi perdelemiştir" diyen Bahçeli, "Şiddetin izahı yoktur. Canavarca insan canına kast etmenin bahanesi olamaz. Orantısız güç gösterisiyle savunmasız ve masum insanların öldürülmesi insanlığa topyekun vurulmuş darbedir. Suriye'deki soykırımı aratmayan kanlı olayları, kimden gelirse gelsin, vicdanları kanatan vandallıkları geçiştirmemiz, görmezden gelmemiz mümkün değildir. Ülke ve dünya kamuoyuna yansıyan ve görenleri çileden çıkaran katliam fotoğrafları 'insanım' diyen herkesi infiale sevk edecektir. Suriye'deki sistematik ve toplu kıyımı şiddetle lanetliyorum" ifadesini kullandı.

"ESAD YÖNETİMİNİN SIĞINACAĞI GEREKÇE KALMADI"

Suçsuz, günahsız sivillere yönelik cinayetlerin cezasız bırakılmamasını, uluslararası toplumun duyarlı ve insaflı hareket etmesini dileyen Bahçeli, şöyle devam etti:

YAD Tonyukuk Danışma Kurulu bildiri yayınladı YAD Tonyukuk Danışma Kurulu bildiri yayınladı

"Zalim Esad yönetiminin sığınacağı gerekçesi elbette kalmamıştır ancak Suriye muhaliflerinin estirdiği terör rüzgarını da yok saymak, aklın ve mantığın inkarı olacaktır. Cenevre'de buluşup sadece top çevirenler, bölgesel dinamikleri hesaba katmadan buyurgan tavırla Suriye'ye ayar vermeye kalkanlar, akan kanı durduramayacaklardır. Öte yandan, AKP hükumetinin bizatihi Suriye tarafından, konferansa katılan ülkelerin huzurunda teröre destek veren ülke olarak suçlanması, Türkiye'nin düşürüldüğü hazin durumu açıkça resmetmektedir. Anlayamadığımız taraf, Cenevre Konferansı Türkiye'nin azar yiyeceği, eleştiri alacağı bir yer midir, yoksa Suriye'deki kaosun çözüleceği platform mudur?"

"MİT'İ KARGO ŞİRKETİNE ÇEVİREN BAŞBAKAN NE YAPACAK?"

Bahçeli, "Başbakan'ın tek kaygısı El Kaide'nin alan üstünlüğü, muhaliflerin başarı kazanması mıdır?" diyerek, "Yakın gelecekte, El Kaide Türkiye'nin herhangi bir yerinde saldırı düzenlerse veya sınır hattımızdaki il ya da ilçelerimizde alçakça hak iddia ederse tırcılar ne yapacak, MİT'i kargo şirketine, nakliye firmasına çeviren Başbakan ne diyecektir? Bugün terör örgütlerine verilen silahlar, sağlanan imkanlar yarın Türkiye'ye karşı kullanılırsa Başbakan ve hükümeti bunun altından nasıl kalkacaktır?" ifadelerine yer verdi.

"BAŞBAKAN DEMİR PARMAKLIKLARI BOYLAYACAKTIR"

Başbakan ve hükümetin devlet hazinesine dadandığını ileri süren Bahçeli, şunları dile getirdi:

"Kastamonulu kardeşimin alın teri ayakkabı kutularından çıkmıştır. Sizler cüzdanınıza koyacak paradan mahrumken, bakan çocukları evlere para sayma makinesinden şantiyeler kurmuştur. Diyor ki 'yaşananlar en büyük darbedir, casuslar, ajanlar, hainler, haşhaşiler, virüsler devrededir'. Başbakan ve hükumeti bu casusları, devlet içinde yuvalanmış çete mensuplarını, suikast düzenleyen örgüt yanlılarını ne zaman adalete teslim edecek, lider kadrosunu hukukun önüne hangi gün çıkaracaktır? Henüz 'paralel devlet' diye yaygarası koparılan yapının hiçbir ferdi mahkemeye çıkartılmamıştır."

"Türkiye'yi ajanlar sarmışsa, casuslar her tarafa sirayet etmişse, devlet çetelerin güdümüne girmişse, soruyorum, bu esnada Başbakan ve hükümeti neyle meşgul olmuştur?" diyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Başbakan 'ne istedilerse verdik' dediklerine, şimdi kalkıp 'casus' mu demektedir? O zaman Başbakan Türkiye'yi satmış, şimdi düşman olarak ilan ettiklerine yargı ve emniyet başta olmak üzere devletin kritik yerlerini kiralamaktan utanmamıştır. Dünyanın neresine giderseniz gidiniz, yabancı taşeronlara, casuslara, örgütlere, yer altı yapılanmalara ülkesini peşkeş çeken iktidar, Başbakan kesinlikle ayakta kalamayacak ve demir parmaklıkları boylayacaktır. Başbakan Erdoğan sürekli konuşmakta ve hırsızlığı gizlemeye çalışmaktadır. Savcı ve hakimlere toplu yer değiştirmelerle şu kış gününde zulüm yapmaktadır. Binlerce polisi görevden almakta, sürgüne göndermektedir. Başbakan, gemilerle oynayan evladına ve kendisine dayanan yolsuzluk iddialarından aşırı korkmuş, can havliyle karşı saldırıya geçmiştir. HSYK'yı Anayasa'ya aykırı şekilde tanzim etme hazırlığının sebebi de budur."

Bahçeli, iki eski bakanın oğlunun hapiste olduğunu hatırlatarak, "Gelin görün ki görev yeri değişen savcının 25 Aralık'ta ifadeye çağırdığı Başbakan'ın oğlu ise gövde gösterisi yaparcasına dışarıda koruma ordusuyla gezmektedir. Asıl savcılar görevden el çektirildikten, yol temizliği yapıldıktan, tüm riskler en aza indirildikten yaklaşık bir ay sonra Başbakan'ın arazi düşkünü evladı, avukatı aracılığıyla ifadeye hazır olduğunu duyurmuştur. Nasılsa güvenlik sağlanmış, hukukta geçiş üstünlüğünü elde etmiştir" diye konuştu.

Soruşturma yapan savcıların elindeki dosyaların alındığını savunan Bahçeli, "Hırsızın hakimi ve savcıyı görevden aldığı yere ananas değil, karpuz devleti denir" ifadesini kullandı.

Belediye başkan adaylarının tanıtıldığı toplantıda, partiye yeni katılan üyelere rozet takıldı. Bahçeli, daha sonra Kastamonu Belediyesini ziyaret etti.

AA

Editör: TE Bilisim