Yüce Türk milleti ve asil çocuklarına Yüce Türk milleti ve asil çocuklarına
MERSİN'DEKİ POLİSLERİMİZİN AÇIĞA ALINMASINA İLİŞKİN; Konu ile ilgili güzel bir yazıyı sizlerle paylaşmak istiyoruz.

Mersin’de kadın bir milletvekilinin görevli trafik polislerine hakaret etmesi olayı üçüncü hatta beşinci sınıf bir ülkede yaşanan sıradan bir olaydır.

Olaya  birkaç açıdan bakmak gerekli;
Kimlerin dokunulmazlığı olmalıdır. 

Şu anda Türkiye’de hukuken sadece milletvekillerinin dokunulmazlığı vardır.

Milletvekillerinin dokunulmazlığının sınırı nedir, nereye kadardır. 

Milletvekili dokunulmazlığı kürsü ile sınırlıdır, bunun devamında da milletvekilliğini yapmasına hiçbir gücün engel olmaması amacıyla getirilmiştir.

 Milletvekili seçmenin hakkını hukukunu savunurken hiçbir engelleme ile karşılaşmamalıdır.

 Mesela meclise gelmesi, mecliste konuşması, oy vermesi, muhalefet etmesi engellenmemelidir.  

Hal böyle iken özellikle iktidar milletvekilleri kendilerini devlet sanmakta, vekil edenin yani seçmenin yani Türk Milletinin kendisine 5 yıllığına verdiği yetkiyi unutmaktadır, unutmaması gerekir.

Bir de maalesef hakim ve savcılar fiilen dokunulmazlık elde etmişlerdir. 

Hakimlere de görevlerini yaparken dokunulmamalıdır, yani yargılama yapması, karar vermesi aşamalarında dokunulmamalıdır. 

Fakat her şeyde olduğu gibi burada da kantarın topu kaçmıştır, hakim savcılar Yargıtay ve Danıştay'ın da destekleri ile fiili bir dokunulmazlık elde etmişlerdir.. 

Mesela trafik polislerimiz hakim ve savcılara trafik ceza tutanağı düzenleyememektedirler.

Bunun devamında ise aynı hakim ve savcılar bölünmüş yol ya da oto yolda araçları ile sürat kıyaslaması yapabilmekte benim Mercedes yapıyor derken diğeri benim BMW 240 yapıyor demekte, trafik memurları ise sadece tutanak düzenleyip adalet bakanlığına göndermektedirler.  

Olayın diğer yanı ise hangi araçların geçiş üstünlüğüne sahip olduklarıdır.  

2918 sayılı KTK a göre; Ambulans ve cankurtaran araçları,  itfaiye araçları, emniyet ve zabıta araçları, olay yerine giden resmi araçlar, afet ve acil durum görevlileri, koruma ile korunan araçlar geçiş üstünlüğüne sahiptirler... 

Olay yerine giden resmi araçlar ile koruma ile korunan araçlar konusu net değildir ve uygulamada sıkıntılar doğurmaktadır.

Bilinmelidir ki görevli ve görevini yapan araçlar dışında hiçbir aracın geçiş üstünlüğü yoktur. 

Mesela kolluk aracı eğer bir olayla ilgili olarak yol almıyorsa, ambulans hasta almaya gitmiyor veya hasta almış taşıma yapmıyorsa, itfaiye aracı yangına gitmiyorsa geçiş üstünlüğüne sahip değildir. Çünkü o anda olayla ilgileri yoktur. 

Mersin’deki olay ise bir kara mizah konusudur. 

Geçiş üstünlüğüne sahip olmayan ve trafiğe çıkan her araç adı üstünde sıradan bir araç her kişi sürücü veya yolcudur, bundan başka bir şey değildir. 

Aracın milletvekiline ait olması, içinde milletvekilinin olması aracın ve kişinin dokunulmaz olduğunu ve ayrıcalık gösterilmesi gerektiği anlamına gelmez..

O milletvekili de aracı da sıradan her aracın uyması gereken kurallara uyacaktır, uymalıdır da. .

Ancak görevli memur o kişinin kişiliğinden dolayı görevini kötüye kullanıyorsa da bunun da soruşturulması gerekir. 

Tüm bunların sonucunda iktidar ya da muhalefette olsun trafikteki milletvekili ve aracı dokunulmaz değildir.  

Araç sıradan bir araç, milletvekili yolcu yada sürücü ise sıradan bir yolcu ve sürücüdür. 

Olayların çığırından çıkmasına biraz da kolluk makam ve memurları da yol açmaktadırlar. 

 Her nedense  hoşgörülü davranılmakta bunun sonucunda da hoşgörülü davranılan kişiler kendilerini farklı hissetmekte ve Mersin’deki gibi aşağılamakta, hor görülmekte ve görevinden uzaklaştırılmaktadır. 

Bu ve benzeri olayları sıkça yaşıyoruz, yaşayacağız da..

Öylesine aklıma gelenleri paylaştım.
Saygı, sevgi ve selamlarımla.

 Avukat Orhan ÖZÇOBAN ve Emekli Emniyet Müdürü

Editör: TE Bilisim