Lozan'ı çiğneyen bir “tarihi” tören Lozan'ı çiğneyen bir “tarihi” tören
Türkiye’de 70 bin, dünyada ise 2 milyonun üzerinde kişi diyaliz ve böbrek nakli tedavileriyle yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Bu sayı her geçen gün katlanarak artıyor. Uzmanlar, az su içilmesi ve fazla tuz tüketiminin böbrek rahatsızlığında etken olduğuna dikkat çekiyor. Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği'nin araştırmasına göre de Türk halkı günde yaklaşık vücudun ihtiyacı olan 6 gram tuzun üç katı miktarı yani 18 gram tuz tüketiyor.

International Hospital Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Ülkem Çakır, kandan atık ürünlerin süzülüp temizlenmesinden ve sıvı fazlasının idrar şeklinde atılmasından böbreklerin sorumlu olduğunu hatırlattı. Aynı zamanda kan basıncının düzenlenmesi, yeni kırmızı kan hücrelerinin yapılması ve kemiklerin sağlıklı olmasına da yardımcı olduğunu dile getirdi. Doç. Dr. Çakır, iki böbreğin birden çalışamaması durumunda böbrek yetmezliği oluştuğunu aktararak, “Sonrasında ise hayatı riske atan, üre, kreatinin, potasyum, kanda asit miktarının artması gibi ölümcül tablolar ortaya çıkıyor. Bu tablolar ani ve hızlı olabileceği gibi, yıllar içinde yavaş yavaş da olabiliyor. Son dönem böbrek yetmezliği hastaları, kronik böbrek hastalığı sorununun görünen kısmını oluşturuyor.” dedi.

Türk Nefroloji Derneği'nin 23 ilde 10 bin 750 erişkinin katılımı ile bir çalışma yaptığını aktaran Çakır, şu bilgileri verdi: “Bu çalışmada Türkiye'de erişkinlerin yüzde 15.7'sinde çeşitli evrelerde kronik böbrek hastalığı varlığını ortaya koyuyor. Bu oran, basit bir hesapla ülkemizde yaklaşık 7 milyon 500 bin kronik böbrek hastası bulunduğu, yani her 6–7 erişkinden birinin böbrek hastası olduğu anlamına geliyor ve sorunun boyutunun tahmin edilenin çok üzerinde olduğuna dikkat çekiyor.”

Doç. Dr. Ülkem Çakır, 14 Mart Dünya Böbrek Günü nedeniyle böbrek hastalıklarına neden olan etkenler ve dikkat edilmesi gerekenler hakkında da bilgiler vererek, “Her gün vücuda yeterli miktarda su girişi olmazsa böbrekler zehirli maddelerin atılımını gerçekleştiremiyor. Yeterli su tüketmeyen herkesin böbreğinde hayatının bir bölümünde mutlaka işlev bozukluğu gelişiyor. Sağlıklı bir insanda vücut ağırlığının yüzde 60’ı sudur. Dolayısıyla vücut ağırlığına göre su tüketilmesi gerekiyor. Normal kiloda erişkin bir kadın günde 1,5-2 litre, erkekler ise günde 2-2,5 litre su içmeli. Çay, meyve suyu ve soda gibi içecekleri günlük tüketimin dışında tutulmalı. Ancak unutmayın çok su içmek de az su içmek kadar zararlı. Günde 4-5 litre su içtiğinizde böbreğinizin idrarı konsantre etme yeteneği zorlanıyor. Bu da vücutta sodyum oranını azaltıyor. Düşük sodyum oranları da beyin fonksiyonlarının bozulmasına yol açıp hayatı tehdit ediyor.” diye konuştu.

VÜCUDUN GÜNLÜK TUZ İHTİYACI 5-6 GRAM, TÜRK İNSANI 18 GRAM TÜKETİYOR

Vücudun günlük tuz ihtiyacının ortalama 5-6 gram olduğunu anlatan Çakır, yapılması gerekenlerle ilgili şu bilgileri verdi: “Bunun yaklaşık 2 gramı yemeklere hiç tuz konulmasa bile gün içerisinde yenilen sebze ve meyvelerden alınıyor. Eğer yenilen yemeklerde kısıtlama yapılmazsa yiyeceklerdeki yüksek tuz vücuda alınıyor. Bunların yanı sıra içeriğinde fazla miktarda tuz bulunan peynir, turşu ve salça gibi yiyecekler de fazladan tuz alımına neden oluyor. Bazı durumlarda kişilerin tuz alımı 20-25 gramı bulabiliyor. Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği'nin araştırmasına göre halkımız günde yaklaşık 18 gram tuz tüketiyor. Tuz tüketiminin böbrek fonksiyonları üzerinde doğrudan etkisi var. Fazla tuz tüketildiği zaman böbrek içindeki kılcal damar dolaşım sisteminde kan basıncı yükseliyor. Bu yüksek kan basıncı devamlı hal alırsa küçük kılcal damarların yırtılarak harap olmasına neden oluyor, ayrıca idrardan protein kaçırmaya yol açıyor.”

Editör: TE Bilisim