Bu istatistiklere göre; 2017 yılına göre evlenenlerin sayısı %2.9 azalarak 553.202'ye gerilemiştir. Her yılda bir onceki yıllara göre boşanmaların sayısı akıl almaz bir hızla artarak, neredeyse gelismis Avrupa ülkeleri de dahil olmak uzere Türkiye'nin ilk sıralara hızla yükselmekte olduğunu esefle gormekteyiz!..
2018'de BOŞANMA sayısı, bir önceki yıl 2017'ye göre % 10.9 artarak boşanan çiftler 142.448'e yükselmiştir. Böylece Türkiye'de boşanma hızı binde 1.75 olarak açıklanmıştır...
***
Aile, Türk toplumunun çekirdeği, milletin temel direğidir...Toplumun kokuşması, kültürel değerlerimizin yozlaşması, çürümesi, manevi değerlerimizin yitirilmesi, ahlâki değerlerimizin erozyona uğramasının altında yatan sebepler yeteri derecede araştırılmadan koyulan teşhis eksik kalır...
Peki ne olmuştur bu insanlarımıza?...Aman yuva yıkılmasın, çoluk çocuk perişan olmasın, sabır ve tahammül duyguları neden ve nasıl yitirilmiştir?...
Bunların tek sebebi; şüphesiz ata erkil yapıdan, çekirdek aile düzenine geçilmesi, teknolojjnin baş döndürücü hızına paralel olarak artan, sosyal aktivitelerin hızla gelişmesi, modernizmin içinde kendini dışlanmış ve yer bulamamış hissiyatının yerleşerek tatmin duygularının giderilememesi ve buna benzer nice sair sebeplerin de yuvaların dağılıp parçalanmasında ki sebepler şüphesiz inkâr edilemez...
Fakat, ailelelerin parcalanmasinda ki en baskın ve en güçlü sebep ortadan kaldırıldığında; diğer sebeplerin boşanmalarda etkisinin olmayacak kadar azaldığı, tarafların af fetme, fedâkarlik ve bağlılık duygarının galabe çaldığı acizane yaptığım araştırmalarda bizzat şahit olmuşumdur...
Hiç bir hamaset amacı taşımadan, siyasetin kirli çarklarına alet olmadan şunu diyebilirim ki:
Son 5, 6 yılda aldığım ve üzerlerinde hassasiyetle çalıştığım bir çok BOŞANMA DAVALARINDA gördüğüm sonuç şudur..
Taraflarda ki sadakatsizlik tabi ki çok önemli sebepler arasında olmakla birlikte; birinci ve en önemli sebep olarak ve bunun neticesinde diğer farklı sebepleri de tetikileyen ve etkileyen en önemli unsur ; İŞSİZLİK, MADDİ SIKINTILAR VE GEÇİM ZORLUĞU birinci derecede kendini göstermektedir...
Çocuklarını ve ailesini geçindiremeyen ana babaların, artık tahammül gücünün kalmaması, dirençlerinin kırılması, ardından gelen ruhsal çöküntü ve psikolojik sorunlar boşanmalarda en büyük amil olarak ortaya çıkmaktadır..
Geçim standartları yükseltilemeyen, yoksulluk ve açlık sınırlarırnda yaşayan insanlar arasında ki boşanmaların birinci sebebi olan maddi sıkıntılar düzeltilemediği ve çözüm getirici, iyileştirici projeler insanlarımız arasında eşit ve adilce bolüştürülmediği müddetçe, zaman icerisinde intiharlar da artacaktır. Bu insanların pimi çekilmiş bomba haline gelerek, toplumda huzursuzluk kaynağınin da bir diger sebebi olabilecekleri unutulmamalıdır...
Bir önceki yila göre boşanmaların % 11 'e yakın artması ve 142 bin 448 'e yükselmesini; sadece bosanma olarak değerlendiremeyiz...
142.448 aile ortalama ikişer çocuklu olduklarını kabul etmemiz durumunda ,bir yılda parcalanmış ve dağılmış insan sayısı 569.792 kişi demektir!.. ( 142.448 × 4= 569.792 ) Moralsiz, ve yarınlardan umudu olmayan yüz binlerce insan!...
İşsiz olduklarından ya da insanca yasayabilmek için maddi gelirleri olmayan, kısaca; geçim sıkıntılarından korkarak evlenemeyen ya da cesaret edemeyen yüzbinlerce işsiz Üniversite mezunu huzursuz gençlerimizin vahim durumları bu istatistikler icerisinde yer almamaktadir!..
Heyyyt, huyytt demeden bağırmadan, nara atmadan, ötekileştirmeden, sosyal devlet anlayışı gereği, gayrisafi milli gelirin insanlar arasinda ayrımcılık yapmadan, tüketim ekonomisinden, üretim ekonomisine geçerek bu sosyal yaraya mutlaka ve çok acil olarak neşter vurulmanın zamanı geldi de geçmektedir!..
02.03.2019