Asimilasyona yatkın olan Türk'ler için bunların bir önemi var mı? Asimilasyona yatkın olan Türk'ler için bunların bir önemi var mı?
 Türkçe korunacak ise şayet kendi kelimeleri ile korunur. Başka dilden kelime almak doğal bir durumsa o taktirde Türkçe için bir sorun yok demektir. 

Spor, futbol, start, detay, pandemi, baybay, televizyon, radyo, tren, plaza, aktif, pasif, aksiyon, doktor....VB. 

Bu kelimeler de Türkçedir. Hatta binlerce var. Bu yazıda eskilerin bir ezberi hiçbir dil saf dil değildir. Ezberi doğru ise bence Türkçe için kaygılanmayalım zaten biz kelime alıyoruz. Ha batıdan gelmiş, ha doğudan hiç fark etmiyor. 

Ancak şöyle bir durum var. Biz Türkçeleştirme akımını başlattıktan sonra dilimizde ne kadar yabancı söz var ise onların yerine Türkçe olanlarını koyduk. 

Bir dil düşünün siz ; 

Doğunuz ( şark ) , batınız ( garp ), Kuzeyiniz ( şimal ), güneyiniz ( cenup ) idi. Kısaca yönünü şaşıran, kılavuzunu kaçıran bir dil idi.... 

Bencil yerine ( hodbin ) diyorlarmış. 

Uçak yerine Arap dilinden yontulmuş ( teyyare ) 

Uzaya ( Feza ) diyorlarmış. 

Olumlu, olumsuz yerine ( müspet ve menfi ) 

Kısaca ; 

Eğitim, öğretim, öğrenci, okul, gezegen, eylem, bilim, belge, kanıt, duygu, başarı, kavram, iyimser, kötümser, bencil, önem, önlem, uzay, uydu, bilgisayar, iletişim, bildiri, sakınca, çekince, etki, etkileme, etkinlik, özgür, özgürlük, denetim, gözetim, belletmen, gözetmen, gözlem, gözlemci, öngörü, deney, direnç, tanıtım, sonuç, kıvanç, tasarı, tasarım, katman, etmen, katılım, kalkınma, tartışma, duygulanma, olağan, olağanüstü, bildiri, genel, genellik, özel, özellik, özgün, özgünlük, üçgen, dikdörgen, sınav, kavram, belgesel, bilimsel, çözelti, güncel, gündem, uzman, bilirkişi, onursal, danışma, direnç, deneysel, dize, ezgi, yüklem, tümleç, yönetim, yönetmen, bakan, başbakan, yazman, yazıcı, soruşturma, soru, sorgu, güvenlik, nesne, özne, başvuru, durum, simge, imge, gerilim, ikincil, ikilem, izlenim, kurum, kurumsal, saydam, gizem, toplantı, toplam, toplum, kamu, doruk....vb. 

Bakınız bu sözler hiç olmayacaktı. Dil devrimi ile Türkçe olmayan, Türkçe kökenli olmayan sayısız kavram Türkçe sözlerle yer değiştirdi. Üstelik on binlerce Türkçe sözle de dilimizi zenginleştirdik. 

Atatürk'ten önce 40 bin kelimelik Osmanlınca söz varlığının nerede ise yarısı yabancı kelimelerden oluşmakta idi. Üste yazdığım kelimelerin hemen hepsi Arapça ve Farsça sözler idi. 

Atatürk'ten sonra ise günümüzde 650 bin dolayına söz servetine ulaştık. Bütünü Türkçedir. Dilimizde ise yalnızca 14 bin dolayında bir çok dilden girmiş yabancı kelime vardır. 

Bunun için yabancı dilden dile girmiş ne kadar söz var ise bunlara zamanı geldiğinde mutlaka Türkçe sözler bulunmalıdır. 

Atatürk'ün gençliğe hitabesinde ise nerede ise yüzde 70 den fazla yabancı kelime bulunur. 

Evet biz bir şeyleri tasfiye ettik. Üste yazdığım sözler Türkçedir. Onların Türkçe olmayanları ise tasfiye edildi.

Editör: TE Bilisim